Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Nisan '13

 
Kategori
Güncel
 

Siyasetin cılkı çıktı mı çıkmadı mı?

Siyasetin cılkı çıktı mı çıkmadı mı?
 

TC Sağlık Bakanlığı Bayındır Devlet Hastanesi (Alıntıdır)


Birileri neden her alanda toplumu germek istiyor anlamak mümkün mü?

12 Eylül Darbesinin hıncını almak için neden bu kadar yaygın bir kindarlık sergileniiyor?

12 Eylülün suçu toplum mudur yoksa o dönemin nice açmazlarının da birer göstergesi olan kardeş kanı dökmesine yol açan iç kargaşayı önleyemeyen ve Cumhurbaşkanı Seçimini gerçekleştiremeyen siyasetçiler midir?

Ayrıca uluslararası silahlı terör saldırıları için başından beri 'artık bıçak kemiğe dayanmıştır' diyen iktidarlar; terörün kaynaklarını durdurmak yerine kan dökülmesini tırmandırmadılar mı?

Son aşamada bu uğurda AKP İktidarınca girişilen Açılım ile Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi iyi uygulandı ya da uygulanmadı bu ayrı konu. Ancak terör örgütünün ülke içindeki uzantılarının silahlarını bırakarak sınır dışına çekilmelerini içeren ve 'Barış Süreci' adı verilen durum çerçevesinde terör örgütünün pek çok tekliflerinin de tartışılmaya başladığı bu süreçte bazı köklü değişikliklere gidilebileceği gibi 'gizli bir uzlaşı' algısı yaygınlaşmaya başlamıştır.

İşte bu kapsamda başta Anayasa Hazırlama Komisyonunda sonra ise Balıkesir Valiliğindeki TC nitelemesinin çıkartılmasının peşinden TC Sağlık Bakanlığı ile TC Ziraat Bankası'nın resmi adlarındaki TC kısaltılmasının kaldırılmaya başlanması toplumda neden ve niçin gibi kaygıların doğmasına yol açmıştır.

Oysa bir devletin resmi adının özellikle resmi makamların levhalarından silinmesi hangi ülkede olursa olsun iktidarların uygulamalarının yanlış olduğunun bir göstergesi değil midir? Yasalarında bu tür adlandırmalar bulunan devletler onların kısaltmalarını da kaldıramaz. Kurumların resmi adı ne ise o yazılır, bu kadar basit. Bu durum kişi adları için de böyledir. Kısaca ‘Teo’ diye seslendiğimiz arkadaşımıza bir mektup yazarken ya da onunla resmi bir iş yapılırken kesinlikle onun Teoman adını yazmak zorundayız. Toplumda konuşurken ya da özel yazışmalarda elbette kısaca Elçilik, Alman Elçiliği, Türk Elçiliği, Amerika Büyükelçiliği, Sağlık Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Adana Belediyesi diyoruz.

Bu yazının solunda bulunan TC Sağlık Bakanlığı Bayındır Devlet Hastanesi tabelası kimi rahatsız etmiştir de dün kısaca Bayındır Devlet Hastanesi yazılmıştır? Kaldı ki olması gereken değişikliklerden biri de 'hastane' yerine kelimenin aslı olan 'hastahane' yazılması gerekmez mi? Bence bu tür ad değişikliğinin içerisinde bazı gizli siyasi mülahazalar yanında, söz konusu on binlerce tabela değişikliği yolu ile ticarete katkıda bulunulmak isteniyor olunabilir de. Gerçekte Sağlık Ocağı adlandırması tutmuşken eski Sağlık Bakanı Recep Akdağ döneminde bütün Sağlık Ocakları birden bire Aile Hekimliği Merkezi'ne dönüştürülmemiş miydi? Anlaşılan AK Partinin Sağlık Bakanlarında 'ad değişikliği' konuusunda değişiklik yapmak gibi bir tavır alış tutumu vardır. Umarım bu tutum yeni doğan çocukların adlandırımalarındaki değişikliğiklere kadar gitmez! Oysa Amerika Birleşik Devletleri Büyükelçiliği, Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanı gibi uzun uzun konuşmaya ve yazmaya hiç de gerek yok. Buna ben de gülerim karşımdaki kişiler de güler.

İşte yukarıda değindiğim alanlardaki değişiklik yapma çıkışları toplumda belirgin bir tepki oluşturduğundan özellikle sanal ortamdaki etkileşimlerde dokuz milyon kadar kişi adının başına; makul bir değişiklik açıklaması da yapılmadığı için inadına T C kısaltmasını yazmaya başlamıştır. Kişiler de doğal olarak bu tür gelişmelere tepki koyarlar. Adlarının başına yasal TC kısaltmasını eklerler ve bu konuda çok değişik yorumlamalarda da bulunabilirler. Ben şu ana kadar adımın başın T C kısaltması eklememiş olsam bile gönlüm bu değişimlerin AKP İktidarına hiç bir fayda getirmeyeceği yönündedir.

Kaldı ki bu tür kısaltmalar bütün uygar ülkelerde vardır. Olmalıdır da. Peki siz hiç ABD Büyükelçiliğinin başındaki 'United States of America' ya da kısaltılmışı olan USA nitelemesini kaldırtabilir ve sadece 'Embassy' kalsın diyebilir misiniz? Ayrıca Amerikalılar şu ya da bu nedenle böyle bir işe kalkışamayacak kadar akılsız mıdır, diye sormadan da geçmek istemem. Sanırım birileri ya boya tasarrufu ya birilerine şirin görünmek ya da içindeki TÜRKİYE CUMHURİYETİ karşıtlığını tatmin etmek için böyle bir girişimde bulunmak istemektedir.

Oysa yapılan iş yürürlükteki yasalardaki ifadelere de toplumun algısındaki oluşumlara da terstir. Bu yüzden resmi makamların yasalara uygun davranmaları kadar güzel bir yol yoktur diye düşünüyorum. Sanırım konuya duyarlı bir kaç kişinin yargıya başvurması durumunda ilgili makamlar soruşturmaya tabi tutulacaklardır.

Gelinen bu aşamada ‘siyasetin cılkı çıkmıştır’ demekten başka ne yapılabilir bilemem. Öyle ki bu tür zorlamalar karşısında herkes siyasetçi kesilmeye başlamış ve 1970’lerdeki gibi çatışmacı eğilimlerin de önü açılmış olmuyor mu?

İşte bu konuda pek çok kişi gibi eli kalem tutan ya da bilgisayarında düşüncelerini yazan pek çok kişi gibi genç bir serbest gazeteci olan Sebahat Bağbars da bir yorumlamada bulunmuş dün.

Buyurun birlikte okuyalım.

http://blog.milliyet.com.tr/adimin-basina-neden-tc-ibaresi-koymadim-/Blog/?BlogNo=410922

 
Toplam blog
: 570
: 1034
Kayıt tarihi
: 14.09.08
 
 

1974'te H.Ü. Sosyoloji ve İdare Bölümü'nü yüksek lisans tezi ile bitirdim. 1976 yılında yapımcı y..