Siyasette ihtiras (İnönü, Saadet Partisi, Numan Kurtulmuş, Erbakan)

Giriş

Siyaset adamlarına bakıldığında birçoğunun gerçekten çok muhteris insanlar olduğu açıkça görülür. Bu tanıma özelllikle Ölene kadar siyasetin tepesinde olanlar uyuyor. Kayd-ı hayat şartı...

İsmet İnönü

Şu görevlere bakar mısınız: 1. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı, 2. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, 1. Türkiye Cumhuriyeti Genelkurmay Başkanı, 2. Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı, 2. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı.

Bir not daha yazayım: Atatürk'ün ölümünden sonra 11 Kasım 1938'de TBMM tarafından cumhurbaşkanlığına getirilirken bunun yanı sıra (reis-i cumhur) kayd-ı hayat şartıyla (ölene kadar) CHP Genel Başkanlığı'na getirildi.

Bu görevde tam 34 sene kaldı. Bu durum mütevefa Ecevit İnönü'nün karşısına çıkana kadar sürdü. Mayıs 1972'deki Olağanüstü Kurultay'da partisine politikasını dayatınca parti meclisi Ecevit'in yanında yer aldı. O yıl İnönü tam 88 yaşında idi. Sonuçta 8 Mayıs 1972'de genel başkanlıktan ayrıldı, 4 Kasım 1972'de parti üyeliğinden ve 14 Kasım 1972'de de milletvekilliğinden istifa etti.

Yukarıda saydığım bunca önemli görevden sonra hala parti içi çekişmelere girmenin anlamı muhteris kişilik dışında ne ile açıklanabilir ki...

Bitmedi. Bütün bu gelişmelerden sonra başvurusu üzerine tabii senatör olarak Cumhuriyet Senatosu'nda girdi. Bir sene sonra da öldü.

Saadet Partisi'nin Sonuncu Kurultayı ve Sonrası

Saadet Partisi'nin 11 Temmuz 2010 yapılan Olağanüstü Kongresi'nde Numan Kurtulmuş tekrar genel başkanlığa seçilmişti. Sonrasında Erbakan'la Kurtulmuş arasında liste krizinin olduğu su yüzüne çıktı. (Erbakan kızının ve oğlunun da listede olmasını istiyordu.) Sonra bu kriz Ramazan'da Erbakan taraftarlarının Kurtulmuş taratarlarına çatal bıçak fırlatmasına kadar vardı.

Sondan Bir Önceki Gelişme

Erbakan taraftarları mahkemeye başvurmasından sonra Saadet Partisi kayyuma devredildi.

Numan Kurtulmuş'un Saadet Partisi'nden Ayrılması

Bundan sonra ne olacak denirken Numan Kurtulmuş 1 Ekim 2010 onurlu bir davranış göstererek Saadet Partisi'nden anlamlı bir konuşma yaparak ayrıldı. Yeni bir yapılanmanın da işaret verdi.

Numan Kurtulmuş Hakkında

İstanbul İmam Hatip Lisesi'nde mezunu. Lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesinden.
Aynı üniversitede yüksek lisans yaptı.

"1988 - 1989 yılları arasında ABD’de Temple University School of Business & Management’da lisansüstü çalışmalarına devam etti. 1990 - 1993 yıllarında Amerika Birleşik Devletleri’nde Cornell University New York State School of Industrial & Labor Relations’nda misafir öğretim üyesi olarak görevde bulundu ve doktorasını verdi. 1994 tarihinde İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'nde doçent oldu. 2004 yılında ise profesör ünvanını aldı."

Özetle şu an 51 yaşında olan Kurtulmuş donanımlı, hitabeti Erdoğan'a yakın, mütevazı, ihtirasları olmayan, önemli bir akademisyen ve politikacı.

Erbakan ve İhtiras

Erbakan bugün tam 84 yaşında. (Aşağılamak anlamında değil ama) görüldüğü gibi yürümekten aciz. Koltuğa iki koluna girilerek oturtuluyor. Ayakkabılarını bile kendi başına giyemiyor. Ama bu nasıl bir ihtirastır ki partinin iplerini hala elinde tutmak istiyor. Daha garibi de hiçbir siyasi tecrübesi olmayan oğlu Fatih Erbakan'ı Saadet Partisi'nin başında görmek istiyor. Milli Görüş gibi özellikle Anadolu'da kökleşmiş bir hareketi oğlu ne kadar taşıyabilir?

Erbakan'ın kendisi de bu fiziki durumundan dolayı partinin başına geçemeyeceğine göre büyük ihtimalle yeni başkan oğlu olacak ama partiyi perdenin arkasından "kır saçlılar" yönetecek, akıl hocalığını da Necmettin Erbakan yapacak. Bu yapılanma Anadolu'da ciddi bir taraftar bulabilir mi? Sanmam.

Son söz: E pes yahu bu ihtiras duygusuna! Siyaset bir kurt ve girdi mi politikacının içine çıkmıyor bir türü.