Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Şubat '07

 
Kategori
Tarih
 

Siyonizmin, dünya siyasetine etkileri (1)

Siyonizmin, dünya siyasetine etkileri (1)
 

Ortadoğu da son zamanlarda değişen dengelere bakılacak olursa, Mosad`ın mahareti olduğuna kesin inanılan eski başbakan Harrarinin öldürülmesiyle, Suriyenin Lübnan da bulunan fiziki varlığına son verilmiştir.

Bagdat ve Şamin Halife Hz. Osman dan sonra, İslam dininin hilafet merkezleri olması açısından yeri ve değeri çok önemlidir. Mezhep ve Kabile bağlılığı konusunda muhafazakar bir yapıya sahip olan bu bölgenin direnci kırıldıktan sonra, sıranın İrana geleceği açık ayan belli idi. Çünkü Suriye pasifize edilmiş, İranın da dersini alması gerekiyordu. Irak ve Saddam örneğinde olduğu gibi filim başa alındı. Dünya siyasetinden bihaber kabiliyetsiz İranlı kabile yöneticisi yetkililer, tutarsız ve mesnetsiz tavırlarıyla siyonistlerin işine yarayan siyasi hatalar yapmaya başladılar. Elbette hiç kimsenin, nükleer silahlara onay vermesi beklenemezdi. İran gibi, tutarsız ve istıkrarsız bir ülkenin eline nükleer bir oyuncagın verilmesine, ne komşuları, nede dünya kamuoyu rıza gösteremezdi. Nihayet dünyanın güvenliğinden kendisini sorumlu gören Amerika, İran konusunda Iraktan farklı olarak, AB den Fransa ve Almanyanın da desteğini alarak, guçlü bir ittifak cephesi oluşturdu.

Saddamın simetriği ve akıl sağlı bozuk olan paranoyak Bush, sağladığı destekten de cesaretlenerek fazla beklemeden, ağzındaki baklayı çikarı verdi. Şartlar ne olursa olsun, İranı müttefik ve dostumuz İsraili tehdit eden bir ülke olarak görmek istemiyoruz, savaş dahil tüm seçenekleri düşünmekteyiz diyor ve sıranın İrana geldiğini açıkca ilan ediyordu. Bu ne demekti, İran nükleer proğramından vaz geçse dahi, İsarilin varlığını tehdit eden bir ülke olmayacaktı. İranın tehdit unsuru olup olmadığına kim karar vercekti, tabiki Bush ve Israil. Aynı Bush, müttefik ve dost olarak gördüğü Türkiye yi tehdit eden, PKK ve Kuzey Irakta izlediği siyasetle, Türkiye yi sırtından hançerlemekten cekinmiyordu. Şahit olduğumuz bütün bu olumsuzluklar, Siyonizmin dünya hakimiyeti davasına hizmet eden olumsuz gelişmelerdir.

Aynı Amerikanın eski başkanı Bill Clinten ise Danimarkada yayımlanan karikatürler ile ilgili akla ve mantığa uygun uyarıcı tepki, veriyordu. Eski başkan, tepkiyle birlikte, bir uyarıda da bulundu aslında. Hiç bir hak ve hürriyet kutsal değerlere hakaret etme hakı tanımaz diyor ve yapılanları basın etiğine yakışır bulmuyor, kınıyor ve yanlışlık düzeltilsin istiyordu. Yapılan hatanın, nelere gebe olacağını bilen Clinten, Hırıstiyanlarla, Yahudileri barıştırmak icin en az iki asrımızı heba ettik, İslamla, Hıristiyanlığı barıştırmak için kaç asır daha feda edeceğiz diye`de sordu. Nedense Mr Clinten`in uyarısı ciddiye alınıp, üzerinde tartışmaya dahi layık görülmedi ve geçiştirildi.

Konuyla ilgili gerek batılı ve gerkse İslam ülkesi liderlerinden, provokasyona kapılmayın gibi uyarılar geldi ancak. Provoke eden adresi açıklamaya cesaret edemediler. Huzuru bozmak isteyen odaklar, mihraklar gibi alışılmış türden cilalı, boyalı demeçlerden öteye gidemediler. Mr. Clinten ta başından olayın varacağı sonuçtan endişe ettiği için, cesurca adresi gösterdi. Dünyanın en iyi istikbarat alma teşkilatına sahip bir ülkenin, eski başkanı sıfatıyla gösterdiği adres, bence doğru adres idi. Bilgiler ve kaynak sağlamdı. Bill Clinten`ın Hıristiyanlar ile Yahudileri barıştırmak için, iki asrımızı feda ettik ifadesini çok manalı buldum. Eski başkan Clinten’ın açıklamasından çıkardığım manayı çok gerilere giderek, tarihin arka sayfalarından okumaya çalısacağım.

Hıristiyanlarla, Yahudiler arasındaki tarihi düşmanlığın sebebi nedir, kısa bir hatırlatmada bulunmak isterim. Bilindiği gibi, Hz. İsa`nın vahşice öldürülme olayını Yahudiler tertiplemiştir. Buradan kaynaklanan ve asırlarca süren düsmanlığın sebebi, Hz. İsa`nın öldürülmesi hadisesidir. M.S. 70 Yılında Romalı General Titus, Kudüs`ü fethederek Yahudi devletine son verip, Filistinde yaşayan yahudileri bölge dışına sürmüştür. Bu olaydan sonra yahudiler yüzyıllarca, dünyanın çeşitli ülkelerinde cemaatlar halinde yaşamak zorunda kalmışlardır. Dünyanın dört bir yanına dağılan yahudi gurupları, 19.Y.Yılın ortalarına kadar, gizli ve yeraltı faliyetleri yürüterek varlıklarını koruyabildiler, taki 1897 yılına gelinceye kadar. 1897 Yılı İsvicre`nin Bazel kentide ilk Dünya Siyonist Konğresinin (World Zionist Organization-WZO) yapıldığı yıldır. Siyon, Kudis`teki meşhur tepenin adıdır. Hz. Süleyman zamanında inşasına başlanan mabed bu tepenin üzerindedir. Aslında siyonizm, Yahudi kutsal kitaplarında, Yahudiliğe gösterilen nihai hedefi sembolize eden bir kavramdır. Yine siyon doktorin olarak, pençesi altına alma anlamına gelen ideolojinin de adıdır. Siyon ve Siyonizmi izah ettikten sonra, yazı dizimizin ikinci bölümünde, siyonizmin tarihi gelişimine, yani tarihin tozlu raflarına dönebiliriz.

 
Toplam blog
: 65
: 3015
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Sosyal Bilimler Fakültesi Sosyoloji bölümü  terk. Hollanda'da ikamet etmekte. Hollanda'da ..