Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Ocak '13

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Siz, kendinizi ne sanıyorsunuz?

Siz, kendinizi ne sanıyorsunuz?
 

İnsanlar kendisine ne kadar da çok güveniyor.

Sanki bütün dağları kendisi yaratmış gibi! (Haşa)

Bu kadar gururlanmak ve böbürlenmek de neyin nesi!

Bu kadar tepeden insanlara bakmakta neyin nesi!

Allah aşkına siz kendinizi ne zannediyorsunuz?

Yüce yaratanınıza karşı bu asiliğiniz, şükür’ süz tavırlarınız, ölümden bihaber olan halleriniz de neyin nesi?

Siz kimsiniz, kim oluyorsunuz da başınız bu kadar dik, yere göğe sığmıyor.

Hem unutmayın! Başı yükseklerde olanların, bir gün muhakkak burunları sürtülecek, çirkef bataklığında sürüneceklerdir.

Burnundan kıl aldırmayan zavallı zevatlar, “bir eli yağda, bir eli balda,” yedikleri önünde yemedikleri arkasında,” konuştuklarında mangalda kül bırakmayan, dengesiz, tutarsız, duyarsız, ilgisiz, alakasız, yağlı, kıllı göbeklerini kaşırlarken, etrafında olan-bitenden bihaberler, kayıtsız kalıyorlar.

Olur-olmaz şeylerle gününü gün eden, kuş tüyü yataklarında, inançsızlığın vermiş olduğu huzursuzluklarından bir sağa bir sola dönerek atmaya çalışırlar.

Olmadı, sıcacık mekânlarında kahvelerini höpürdetirlerken, dışarıda olanlardan bihaber, en ufak bir sıkıntıda kaçacak delik arayan kendini bilmez envai çeşit fırıldaklıklarla, laylaylom türünden bir yaşam tarzı ve hayat felsefesiyle, nereye kadar dayanabileceklerini sanıyorlar acaba?

İnsanların sırtlarına basarak ilerleyen ve başkalarına söylettirdikleri sözlerle hindi gibi kabaran; ama aslında devekuşu gibi başlarını kuma sokarak, kıç,ları dışarıda kalan kan emiciler, daha ne kadar görmezden gelerek, rezil ve çirkef yaşantılarına devam edecekler?  

Tanınmak, reklam yapmak için, kendi menfaatlerinden başka bir şey düşünmeyen, para kazanma uğruna, hırslarının kurbanı olup, her türlü pisliği makul ve mantıklı görerek, başkalarını kaale almayarak, “annesini boyayarak, babasına satan” bir mantık ve felsefeyle, bu yiğitlik ve mertlik meydanında, daha ne kadar şiar’sız ve şuursuz at koşturacaklarını sanıyorlar?

Basiretsiz ve apaçık bir sapıklıkla, robot misali belli şeyleri yapmaktan öteye gitmeyen lâçkalaşmış, insanî ilişkilerinde, şeytanı bile kıskandıracak bir şekilde yaşam süren, sürünesice yaratık ve mahlûklar, yanlarındaki insanlara bir merhaba edecek kapasiteden noksan, katil suratlı insancıklar, daha ne kadar bu tavır ve davranışlarına devam edecekler?

Hani padişahın yaptığı zulümlere dayanmayanların, “gururlanma padişahım, senden büyük Allah(cc) var” dediği gibi; elbette burunları sürtülecektir. Mahzun olmaya hiç gerek yoktur.

Yapılan tutum ve davranışlarla kimleri kandıracaklarını sanıyorlar. Olsa olsa ancak kendilerini kandırırlar.

İnsancıl davranışlar sergilemekten aciz olan insanlar, nasıl olur da kendilerine bu kadar güvenebilirler? “Bunlar apaçık, bir sapkınlık içerisinde değiller mi?”

Tatlı dil, güler yüzlülük, hak, hukuk adalet, ahlâk ve toplumsal değerler mevcutken, kendisini bu kadar insanlardan soyutlayan yaklaşımlar sergileyenler, ne kadar kendilerini bu topluma kabul ettirebilirler? Ancak,  “kendileri çalıp, kendileri oynarlar” ya da şakşakçılarıyla beraber kendilerine ait bir dünyada solucan misali yaşarlar.

Adama demezler mi; “siz, kendinizi ne sanıyorsunuz, siz, farklı bir gezegende mi yaşıyorsunuz acaba?”

Yakılmak, denize, hayvanlara atılmak gibi farklı bir inanca sahip değilseniz; sonunuz toprak değil mi?

Sonunuz, kurtçuklara, böceklere, yılanlara, çıyanlara yem olan bir bedene sahip olmak değil midir?

Sahi, siz kendinizi ne sanıyorsunuz?

Kerim BAYDAK

kbaydak61-artan@hotmail.com

 
Toplam blog
: 1022
: 214
Kayıt tarihi
: 06.11.12
 
 

Kerim BAYDAK 01.01.1961  ADIYAMAN  doğumlu.. 2003 yılında Anadolu Üniversitesi  İşletme Fakultesi..