Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ocak '13

 
Kategori
Futbol
 

Siz bilirsiniz!

Şenol Güneş neden istifa etti sorusunun birçok olası yanıtı var. Onun futboldaki bu kötü ortamda daha fazla bulunmak istememesini, Sadri Şener ve yönetimi ile anlaşamamasını veya sadece kötü saha içi sonuçlarını bu istifanın nedeni olarak görmek mümkün.

Fakat sanırım doğru cevap; D)hepsi. Zira geçen senelerde birkaç defa daha istifaya yeltenen ancak bu kararından vazgeçirilen, Sadri Şener ile önemli görüş ayrılıklarına düşen ve özellikle bu sezon takımıyla kötü bir grafik çizen Güneş için bu unsurların tümünü istifa nedeni olarak değerlendirmek mümkün.

Şenol Güneş’in sadece Trabzonspor’un değil Türk Futbolu’nun en önemli teknik adamlarından biri olduğunu ve onun Trabzonspor için kelimenin tam anlamıyla “ideal” olduğunu düşününce bu istifayı alelade bir “kan değişikliği” olarak görmek mümkün değil.

Topumda Şenol Güneş’in en önemli özelliği onun son derece dürüst ve kişilikli bir futbol adamı olması olarak görülüyor. Ben buna katılmıyorum. Ancak katılmadığım nokta Güneş’in üstün karakter özellikleri değil onun en önemli özelliğinin bu olması. Zira Güneş her şeyden önce çok iyi bir teknik direktör!

Şenol Güneş’le Milli Takım’ın Dünya üçüncülüğü sadece kadronun iyi olmasına bağlandı. Onsuz çok zor zamanlar geçiren Trabzonspor’u, çalıştırdığı tüm dönemlerde çoğunlukla ilk üç içerisinde tutması “neden şampiyon olamadı” sorusunun gölgesinde kaldı. Hatta olaylı 2010-2011 sezonunda sezonu averajla ikinci tamamlaması dahi onun başarılı olarak nitelendirilmesine yetmedi.

Bir teknik direktörün kulübün başkanı ile her konuda anlaşması çok görülen bir durum değil ama Güneş ve Şener’in olaylara bakışı arasında çoğunlukla dağlar oldu. Takımın teknik direktörü bunu istemese de Trabzonspor Kulübü son yıllardaki önceliğini şike davası olarak belirledi. Şenol Hoca takımdaki eksiklikleri tespit edip başkanından Avrupa Kulüpleri’nin kapılarını yeni transferler için aşındırmasını isterken Şener ziyaret tercihlerini Avrupa’daki mahkemelerden yana kullandı. Güneş, başarılı kadronun en azından korunmasını isterken yönetimin ilgisizliği futbolcuların istekleriyle birleşince takımın yıldızları gurbete giden çocuklar misali bir bir İstanbul’un yolunu tuttu.

Son olarak taraftarlar… Diğer takımlarla baş edebilecek bir kadrosu olmamasına rağmen, taraftar da hiç çekinmedi Güneş’i acımasızca eleştirmekten; sanki takımın kötü gidişinin tek suçlusu oymuşçasına, o meşhur “el freni” tabiri maalesef onun için de kullanıldı. Ve sonuçta Sadri Şener’in Güneş’in istifasına tek sözü, belki umursamazlıktan belki de artık ona kal diyecek yüzü kalmadığından, sadece “sen bilirsin” oldu.

Aslında bu istifada bilen veya karar veren Güneş değil. Onu bu karara mecbur bırakan yukarıda bahsettiğim nedenler. Bu nedenle aslında Şenol Güneş’e değil, onun anlaşamadığı Sadri Şener’e, onun hiçbir zaman yaranamadığı spor kamuoyuna ve belki de en önemlisi ona gerektiği kadar destek vermeyen Trabzonspor taraftarına bunu söylemek gerek: “siz bilirsiniz!”

Not: Son paragrafı, bu paragraftaki isimleri değiştirerek Bursaspor’un tarihteki en başarılı teknik direktörü Ertuğrul Sağlam için de gönül rahatlığıyla okuyabilirsiniz.

can.nizamoglu@gmail.com         

Twitter: _acn_  

 
Toplam blog
: 788
: 1417
Kayıt tarihi
: 11.11.07
 
 

Çoğu çocuk gibi ben de futbolcu olmak istedim, olmadı. Bu oyundan kopmamak adına üniversite yılla..