Siz de biliyor musunuz?

Evet, genel olarak her şeyi bilen bir toplumuz. Sahi siz de biliyor musunuz?

Bildiğimiz için de dinlemek istemiyoruz. Karşı tarafı dinlemeye o kadar kapalıyız ki dinleyen birini görünce artık şaşırır oldum. Halbuki o kadar güzel bir davranış ki; dinlemek, dinley(-ebil)mek. Dinlesek etkin bir iletişim kuracağız ama  dinlemeye o kadar kapalıyız ki, ne iletişimi etkin hale getirebiliyoruz ne de o iletişimi sürdürebiliyoruz. İletişim başlamıyor ki sürebilsin.

7 Haziran seçimleri, ben yine görevliyim. Bilgilendirmek istiyorum. Dinleseler bilgilenecekler ama birçoğu dinlemek istemiyor. Dinlediğini söyleyenlerin de beden dilinden anlıyorum; bana baksa da başka bir yerde kafası. Oyunu kullanmaya gidiyor o arada tekrar perdeyi açıyor. "Bi' yere mi bascam şimdi?!" -Evet sadece bir kere. Yaş ile alakalı bir durum değil bu gözlemlediğim. Genci yaşlısı böyle. Bazıları var sen anlatmıyorsun o merak ediyor soruyor. Öyleleri de var elbette. Ama ben genel problemimizden söz ediyorum. Oy kullandıysanız bilirsiniz. Partilerin mühür kısmı ile bağımsızların mühür kısmı alt alta. Kimisi hem partiye hem de onun altındaki bağımsıza mührünü vurmuş. Tablo böyle olunca da  2007 ve 2011'de sandığa toplam 537 bin 943 geçersiz oy atan İstanbul seçmeni bu kez "tek bir seçimde" bu sayıya ulaşmış oldu. 537 bin 422 geçersiz oy... Hep o biliyorum biliyorum ilk defa oy kullanmıyorum diyenleriniz kullandı bu geçersiz oyları. 372 kişiden 43'ü oy kullanmadı ilk defa bir sınıfımda bu kadar çok katılıma denk geldim: 329 kişi. Fakat bu 329 kişiden 45'i de geçersiz. geriye kaldı. 284 oy. 1 oy 1 oydur diye gelen insanlarımız var, üzücü bir sonuç.

Dinleme ile ilgili yaşadığım problemleri yazmaya devam edeceğim. Dinlemiyorsa dinlemiyor canım diyerek geçebileceğimiz bir konu değil kanımca. Buna bir çözüm bulmalı. Zamanında bilgeler ne güzel sözler söylemişler bu durumla alakalı.

Başarılı insanların iyi bir dinleyici oldukları, dinlemenin insanlar arasındaki anlaşmayı kolaylaştırdığı, dinlemenin insanların arasındaki sevgi ve saygıyı arttırdığı, şiddeti önlediği düşünülmektedir (Umagan, 2007:151).

Konuşmak bir ihtiyaç ise, dinlemek bir sanattır.  Johann Wolfgang von Goethe

Dinlemeyi öğrenirsen, kötü konuşmalardan bile faydalanabilirsin. Plutarch

Çok dinlememiz, az konuşmamız için iki kulağımız ve bir dilimiz vardır. Diogenes 

Bunları "BİLDİĞİMİZ" gibi "UYGULAYALIM" O zaman işte problemi kökten çözmüş olacağız.

Sevgiler