Yıllardan beri bilişim teknolojisinin içindeyim. Çok şeyler gördük, çok şey öğrendik, çok şey de öğrettik. Ama her seferinde teknoloji bizi şaşırtmıştır. Şaşırtmaya da devam ediyor.

Çoğunuz biliyordur. Bundan 10–15 sene önce, dünya teknoloji ürünlerini kullanıp, eskitmeye başladığında, eski teknolojiyi, üçüncü dünya ülkelerine satarlardı. Eh, biz de bundan nasibimizi alırdık. Türkiye bu eski teknoloji ürünlerinden, hatta teknolojiyi üreten teknolojiden çok çekti. Ama öyle bir devinime geldik ki, artık dünyanın teknoloji devlerinin ürettiği ürünler, aynı anda Türkiye’de, hatta bazıları daha dünya arenasına çıkmadan Türkiye saflarına girebiliyor. Lansaymanları tüm dünya ile birlikte anında Türkiye’de yapılabiliyor. Bunu görmek ve izlemek insana keyif veriyor inanın. Ama her ülkede olduğu gibi yeni üretilen teknoloji ürünleri ülkemizde de geniş kabul görse de, eskiyen, bozulan ve atıl duruma gelen teknoloji ürünlerinin ne olacağı konusunda, bugüne kadar somut adımlar atılabilmiş değil.

Bu konuda bazı ülkelerde bir geri dönüşüm sistemi kullanılıyor olsa da, bizim ülkemizde henüz by teknoloji ürünlerini kapsayan, özellikle iletişim ve bilişim ürünlerini kapsayan bir geri dönüşüm sistemi geliştirilmiş ve kullanılabilmiş değil. Ama bir takım projeler geliştirildiği de kulağıma geliyor. Eğer biz Türkiye’de bunu becerebilir ve bir geri dönüşüm sistemli bir organizma vücuda getirebilirsek, inanın, başta Avrupa olmak üzere, tüm dünyanın ilgisini ve dövizini çekecektir. Çünkü teknoloji üreten büyük şirketler, gittikçe hammadde sıkıntısı çekmeye başlıyorlar. Biz bu geri dönüşümle hem bir hammadde temini sağlayabiliriz, hem de bu geri dönüşüm sonrasında elde edilecek maddeler, sanayinin başka kollarında, başka teknolojik ürünler geliştirmede kullanılabilir. Bunu başaramazsak, önce bizim ülkemiz, sonra da birçok ülke “sanayi ve teknoloji çöplüğü” haline gelecektir. Eğer böyle bir projeniz varsa zengin olmanız, çevreye, bilime, sanayiye ve teknolojiye büyük katkılar sağlayabilirsiniz.

Bu bağlamda, kendimce yazı konusu olacak bir araştırma yaparken, bir habere rastladım. Doğruluk derecesini bilmiyorum, kaynak gösterilmiyor ama haber içinde geçen kurum isimlerini okuyunca, haberin ciddi ve asıl olabileceği kanaatine vardım. Sizinle paylaşayım…

Nokia cep telefonlarını kullanmayanımız yok. Hatta laf aramızda benim kullandığım bütün telefonlarım Nokia’dır. İşte bu firmanın daha önceden ürettiği ama 2003 yılında “Life-End” diyerek üretimini durdurduğu Nokia 1100 modeli cep telefonlarının kullanılmış olanları, yurtdışında 25.000 (yirmibeşbin) avro’ya alıcı bulabiliyormuş. Şaşırdınız değil mi ? Hele teknoloji ürünlerinin gittikçe ucuzladığını düşünürseniz, çok ilginç.

Peki neden? Hemen açıklamaya çalışayım.

Bu model telefonların 2. el fiyatlarının 25.000 Avro’ya kadar alıcı bulması konusunu uzmanlar araştırıyor. Hatta bu işin içine Polis ve istihbarat birimleri de karışıyor. Polisin bu konuyu araştırırken, olay Advanced Global Investigations isimli güvenlik firmasına başvurması üzerine açığa çıkıyor. Firma araştırıyor, yakın zamana kadar bu ürünün 5.000 Avro’lara çok rahatlıkla satıldığını, şimdi karaborsaya düştüğünü ve 25.000 avrolardan alıcı bulunabileceğini tespit etmiş.

Derinlemesine analiz edildiği zaman, bu fiyatın yalnızca Almanya-Bochum’da üretilen modelini kapsadığı, farklı bölgelerde üretilen Nokia 1100 modellerinin bu fiyata alıcı bulamadığı anlaşılmış. Daha sonra da, bu telefon üzerindeki yazılımın bir güvenlik açığı olduğu ve bu açığı keşfeden özellikle Rus ve Romen çetelerin, kurdukları ekiplerle internet bankacılığını kullanan hesap sahiplerine gelen bazı kodları kullanarak, çok kişinin hesabına girdikleri ve bu kişilerin hesaplarının boşaltıldığını tespit etmişler…

Ne kadar ilginç değil mi ? Asıl işin bir başka ilginç yanı da şu. Nokia firması, bu telefonlardan 200 milyondan fazla satıldığını söylemiş. Almanya’da bu modelden üretilenlerin sayısı belli değil. Ama bu rakamın %10’u olduğunu varsayarsanız, ortaya ciddi bir rakam çıkıyor ama asıl ciddi olan ise, bu telefonu ellerinde bulunduranların, satsa birkaç onluk avro olabilecek telefonların minimum 25.000 avro’ya (kısaca minimum 50 milyar liraya) satmaları içten bile değil.

Hatta daha ilginç bir şey belirteyim. Eğer bu model telefonu olanlar, telefonları yurtdışındaki illegal örgütlere bu paralara satmaya çalışmasınlar. Nokia’nın yöneticileri, sayısını bilmedikleri bu telefonları piyasadan çekmek için yüksek bedeller ödemeye hazır olduklarını söylemiş. Yani kısa günün karı, eğer bu telefondan elinizde varsa, küçük bir zenginlik yaşayabilirsini. Birkaç onluk Avro’luk değeri varken, belki elinizden çıkartamıyorken, şimdi üzerine konulan değerdeki meblağ ile lüks bir otomobil alabilirsiniz..

Şimdi herkes, piyasada bu telefonları bulmak için araştırma yapar mı bilmem ama haber oldukça ilginçti. Bu da teknolojinin biz insanlara sonsuz yarar ve menfaat sunduğunun göstergesi olsa gerek !..

../..