Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ocak '11

 
Kategori
İnançlar
 

Siz Hala "Öteki" leştiremediklerimizden misiniz?

Olayları her açıdan değerlendirebilseydik hala aynı düşüncelere sahip olur muyduk? Ötekilerin neden öteki sayıldığını anlayabilsek hala aynı şekilde düşünebilir miydik? Bence hayır. Peki, bunu engelleyenler neler? Bizleri yetiştirenler başta olmak üzere, okulda öğrendiklerimiz, medyadan bize ulaşanlar bir kısım düşüncelerin devamı niteliğinde. Bizler de yetişme tarzımıza uygun olarak bize en yakın düşüncelerdeki arkadaş, kitap, gazetelere ilgi duyarak karşı tarafı reddetme yoluna gidiyoruz. Bir de şimdiye kadar gerçeğin gerçek olmadığını anlama korkusu da kendimize itiraf edemesek bile bunu etkileyen bir husus. 

Öncelikle aileyi ve çevreyi ele alalım. Ailemiz bizler için önemlidir. Örnek aldığımız anne ve babalarımızın düşünceleri de bizler için ayrı bir öneme sahip. Çünkü onlar bizim rol- model karakterlerimiz olarak dediklerine sahip çıkar kimi zaman da onları taklit ederiz. Artık belli bir düşünceyi kendi zihninde oturtmuş ve bunu paylaşan aile büyüklerimizin düşünceleri de bizim düşüncemiz olarak ortaya çıkar. Muhafazakar babanın Zaman gazetesi okuması ve bu görüşe yakın yayınları takip etmesi çocuklarına da sirayet eder ve çocuklarının da bu görüşü doğru bulması, diğer görüşleri kabul etmemesi sürecini doğurur. Aynı durum kendini Laik diye tanımlayan ve Cumhuriyet gazetesi okuyan ailenin çocuğu içinde geçerlidir. Özellikle çocuk yaşta “Öteki”nin sadece eleştirilmesi gereken bir konu olduğunu bilerek hayata tek taraftan bakmaya başlarız. Kürt için Türk Öteki, türbanlı için laik Öteki, Filistinli için Yahudi Öteki’dir. Öteki işte bizden biri değildir anlayışıdır tek taraftan hayata bakış. 

Diğer yandan okulda, ailemizde ve çevremizde inandıklarımız, öğrendiklerimiz doğru değilse, diğer taraf haklıysa düşüncesi hakim olur. Bu aslında kişinin içinde yaşadığı derin çatışmalardan biridir. Düşünsenize bize öğretilen ve gurur duyduğumuz şeylerin doğru olmadığını yada çıkarlarımıza ters düşen bir durumu kabul etmemiz gerektiğini. Ya ben de ötekiysem düşüncesi bile bazen tahammül edilemez olabilir. Kişiler belki de trajik durumlarla karşılaşmaktan çekindikleri için olaylara her açıdan bakmak istemezler. 

Üniversite hayatına yada liseden sonra iş hayatına girmiş, kendi yağımızda kavrulmaya başladığımız zaman ailemizden ve çevremizden farklı düşünme şansına sahip olabiliriz. İşte bu şansı görüp değerlendirebilen, içindeki çatışmalarla bile barış halinde yaşayan kişiler için olayların her yönü ilgiye değer bir duruma gelir. Bu şans geçince elimize hemen her şeyin farklı bir boyutunun olduğunu bildiğimiz için araştırmaya koyulur ve gerçek aydınlanmayı sağlarız. Bazı düşünceler daha pekişirken, bazı düşüncelerin yanlış olduğunu ve bulunan bu farklı boyutun sizi ikna ettiğini görürsünüz. Ötekinin neden öteki olduğunu ve ötekinin nasıl öyle düşündüğünü anladığımız vakit işler rayına girmeye başlamıştır. İşte asıl olan ötekiyi anlama ve hakikati bulma yolunda ikna olan ve ikna edebilen biri olarak gerçeği tam anlamıyla yüreğinizde hissetmenizdir. Bazı gerçekleri açıklayamasanız bile sizin bu gerçeği bulmanız ruhunuzda sizi rahatlatan bir gülümseyiş oluşturur. 

Evet… 2000 de Yüksekova’nın köyündeki bir genci, 2010 da Aydın’daki bir şehit kardeşini, Filistin’de savaşmak zorunda kalan bir çocuğu, Afrika’da susuzluk çekenleri, 28 Şubat’ ta ikna odalarına götürülenleri, türbana karşı yetiştirilen bir ailenin çocuğunu, İstanbul’daki elitleri anlayabilmek için gerçekleri tüm boyutlarıyla görmemiz ve öteki diye tanımladığımız kişileri anlamak zorunda olduğumuzu artık kabul etmemiz gerekiyor. 

 
Toplam blog
: 4
: 749
Kayıt tarihi
: 31.12.10
 
 

Edep ile yazmak ve paylaşmak için bloglardayım... Kendimi ifade edebilmek ve kabım kadar anlatabilme..