Siz hiç bir mimozaya aşık oldunuz mu?

Sizin hiç mimozanız oldu mu?

Ya da siz hiç bir mimozaya aşık oldunuz mu?

Ben oldum hem de yıllar önce. Hala da taşırım aşkını yüreğimde. O günden beri mimoza benim hayatımın vazgeçilmez bir parçasıdır.

Benim için zerafeti temsil eder mimoza, kırılganlığı, güzelliği.

Kokusunu çok uzaklardan bile alabilirsiniz onun. Bunun için hafif bir bahar yelinin esmesi yeterlidir.

Baharı çağrıştırır bana her zaman, kırları, binbir çeşit çiçeği, güzel duyguları.

Bir anıdır benim ömrümün geçmiş sayfalarında mimoza. Kendimi ona benzetirim her zaman ama güzel olduğumu sandığımdan değil. Zaten ne mümkün mimoza güzelliğine erişebilmek!

Küçükken çok hassas bir çocuktum ben, çok kırılgandım. Aynı zamanda da hastalıklı bir çocuktum. İnsanlara çok çabuk kırılır, kolay kolay da affetmezdim onları. Sanki bana yapılan her davranış, kötü niyetli olmasa da, kalbime hemen saplanırdı bir hançer gibi.

Mimoza da olumsuz hiçbir hava koşuluna dayanamazdı. Evimizin bahçesindeki o güzel mimoza... Hemen dallarını indirirdi yere doğru, azcık bir rüzgar esse,azcık bir kar yağsa. Kırılgandı, hassastı mimoza.

Aynı zamanda da çiçek açtı mıydı dalları, kolay kolay solmazdı çiçekleri, inatla gülümserdi hayata karşı.

Sarı sarı çiçekleriyle umut dağıtırdı yüreğime, su serperdi kanayan yaralarıma.

Evden ayrıldıktan yıllar sonra bile annem göndermeye hep devam etti bana mimoza ağacından topladığı koca bir demeti, koli köşelerinde. O her zaman umut dağıtmaya devam etti bana. Geçmişi unutturmadı hiçbir zaman bana, memleket hasretimi hafifletti elinden geldiğince.

İşte benim mimoza sevdam çok ama çok küçük yaşlarda başladı. Bu sevda geçer mi bilmem bundan sonra da.

Bilmiyorum siz de bir çiçeğe ya da bir ağaca benim aşık olduğum gibi aşık oldunuz mu?

Ya da siz hiç bir mimozayı benim gibi sevdiniz mi?

Eğer cevabınız hayırsa, acele edin. Bir mimozayı koklamadan sakın ha ölmeyin! Yoksa gözleriniz açık gider. :)