Siz insan değil misiniz?

Ders çalışacağı saatte veya çocuk ders kadar gerekli olan oyun oynama saatinde, omzunda büyük bir sandıkla sokak sokak dolaşan ayakkabı boyacısı çocuğun acısını, Anayasada herkes için ilköğrenim zorunlu ve parasız kıldığı halde, kendisini yaşayabilmesi ve evindekileri yaşatabilmek için, çocuk yaşta çalışmak zorunda kalan ve okula gidemeyen, birçok yetişkinlerin bile taşıyamayacakları bir hayat yükünü ufacık omuzlarındaki küfesinde taşıyan, insan olarak erişebileceği düzeye ömrü boyunca erişememeye daha çocukluğunda mahkûm olan bir hamal çocuğun yoksunluklarını o çocuktan daha çok duymuyorsanız, onun bedenini yükten, kişiliğini zincirlerden kurtarma sorumluluğunu kendinizde görmüyorsanız siz insan değilsiniz.

 Yeryüzünde ekecek veya yetecek toprağı olmadığı için, yerin yüzlerce altında, iş güvencesiz, varlıklı insanların bir öğün yemekte verdikleri bahşiş kadar paraya çalışan, genç yaşında, kısa yaşamı içinde meslek hastalığından ölmek zorunda kalan, pek azı emekli aylığını alabilecek kadar yaşayan maden işçilerinin ıstırabını, sobanıza kömür attığınızda veya başka enerji kaynakları dâhil olsa ısındığınızda, yoğun bir ışık altında duymuyorsanız, onların ıstırabını azaltabilmek, onların yaşamına biraz ışık katmak, onları insanca yaşam olanağına kavuşturabilmek için uğraşmaya kendinize görev saymıyorsanız, siz insan değilsiniz.

Dahası, bir kadının ayakkabı topuğunun eskimiş olmasından dolayı eğriliği topalmış gibi yürümesi, toplu taşıma aracında akbil kartını bastığında boş olduğunu ifade eden “yetersiz bakiye” sesi duyduğundaki vatandaşın yüzünde beliren mutsuzluğu, seyyar, kağıt mendilci, simitçi, kestanecinin, poğaçacının malzemelerini satamayıp bitirememe kaygısını, tartıcı çocuğun üşümesini ve yeterli miktarda para toplayamama üzüntüsünü, sokağı süpüren çöpçünün topladığı çöplerden giyecek ve yiyecek ayıklamadan duyduğu utancı hissetmiyorsanız, siz insan değilsiniz.

Çocuğunun oyuncak talebini gerçekleştiremeyen babanın psikolojisini, ezilmiş, itilmiş, sindirilmiş, mutsuz, erkeğinden ve toplumdan dayak yiyen, şiddet gören, yaralanan kadının çaresizliğini, müşterisi olmayan, iş yapamayan esnafın ümitsizliğini, sokakta yaşamakta olan evsizlerin durumunu, bally, uyuşturucu kullanan genç insanların beyinlerin hücrelerindeki tahribatını, daha reşit olmadan tecavüze, tacize uğrayan, töreye adetlere kurban edilen genç kızların dramını, Üniversite mezunu gençlerin işsizliğini, babasından harçlık almak zorunluluğunu, atanamayan öğretmenlerin ölen ideallerini, kendilerini öldürmelerinin nedenlerinin trajedilerini, yarın korkusu yaşayan milyonlarca insanın korkusunu hissetmiyorsanız, siz insan değilsiniz.

Doğanın hoyratça tahrip edilmesini, Dünyada ve çevremizde yaşanan çatışmaların, savaşların yarattığı insanlık vahşetini, hasad yapmış çiftçinin, üreticinin ürünüyle birlikte borçlu olmasını, yolda yakıtı bitmiş parasızlıktan aldığı işi tamamlamayan ve evine gidemeyen kamyon şoförünü, sevdiklerinden ayrı kalmış adaletsiz bir şekilde ceza evinde yatan tutuklunun, adalet duygusunu kaybedişlerini, çaresizlikleri hissetmiyorsanız insan siz değilsiniz.

Geçim sıkıntısı çeken, geçinemeyen dar gelirli vatandaşın durumunu, ümitleri olmayanları, yaşama sevinci kaybolanları, hayal kuramayanları, bunalanları, hastaların ruh hallerini hissetmiyorsanız siz insan değilsiniz.

Babası şehit olmuş çocukların terörist başına ve teröristlere olan öfkesini, vatan hainlerine tepki gösteren ülke sevdalıları ulusalcıları, misak-i milliyi savunanların ülke sevgisini hissetmiyorsanız, insan değilsiniz.

Ürününü ortaya koyan, sunan sanatçının beğenilmeme duygusunun tatmin edilmeyişinin hayal kırıklığını, çok çalıştığı halde yarışmayı kazanamayan sporcunun, sınavı geçemeyen öğrencinin yaşadığı travmayı hissetmiyorsanız, siz insan değilsiniz.

Kendine, çevresine ve tüm dünyaya yabancılaşan insanı anlamıyor ve hissetmiyorsanız insan değilsiniz.

Mutluluğu, sevgiyi yaşam amacı edinmişleri, doğayı ve hayvanları sonsuz karşılıksız sevenleri anlamıyorsanız da insan değilsiniz.

Biliyorum ki siz tüm ifade edilenleri içselleştiriyor derinden hissediyorsunuz, biliyorum siz çok üstün nitelikli bir insansınız.

Size, teşekkür ederim.

Nizamettin BİBER                        

Uzman İnşaat Mühendisi