Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Mart '09

 
Kategori
Psikoloji
 

Siz kim(lerden)siniz?

''Yalnızlık, insanın çevresinde insan olmaması demek değildir. İnsan kendisinin önemsediği şeyleri başkalarına ulaştıramadığı ya da başkalarının olanaksız bulduğu bazı görüşlere sahip olduğu zaman kendisini yalnız hisseder.'' demiş Carl Gustav Jung. İsviçrelidir. Ruhsal rahatsızlığı olan bir insanın içinde neler olup bittiğini merak ettiği için psikiyatriyi meslek olarak seçmiştir. Bunun yanında felsefeci ve analitik psikolojinin kurucusudur. Hastalarını ve rüyalarını inceleyip onların rüyalarını yorumlamaya çalıştığı zamanlarda Freud'la tanışır. Başlangıçta Freud'un mirasçısı olarak görülse de sonradan fikir ayrılıkları yüzünden yolları ayrılmıştır.

Jung, insanları içedönükler ve dışadönükler olarak sınıflandırmaya çalışmıştır.

İçedönükler: Dış dünyanın uyaranlarını reddeden kendi içine dönmüş tiptir. Alıngandırlar ve özgüvenleri azdır.

Dışadönükler: Gereksinim duyduğu dış dünyaya yönelmiş ve uyaranlarını çevresinden alan tiptir. Dış faktörlerden kolay etkilenirler, özgüvenleri tamdır ve sokulgandırlar. Bir insanda bu iki kavram da bulunur, fakat biri diğerine daha baskın gelir.

Jung insan tiplerini belirleme ve ayırt etme yöntemini bilincin işlevleriyle birleştirince ise karakterlerin ortaya çıktığını söyler. Düşünme (düşünme işlevi ve kavrayışı), hissetme (kendini ve başkalarını değerlendirebilme yeteneği), duyuş (duyu organıyla algılama) ve sezgi (bilinçli olarak kavramanın dışında gerçeğin fark edilmesi).

Bu dört işlev, iki tutumla karışımlar yaparak, bir insanın bilinçli varlığına anlatım verebilmesi için sekiz ayrı seçenek oluştururlar. Jung bu seçeneklerden hareket ederek sekiz ayrı insan tipi tanımlamıştır.

1) Dışadönük Düşünen Tip: Bilim adamı ve iktisatçılar. Bu tipte bir insanın yaşamına nesnel düşünceler egemendir. Enerjisini öğrenmeye ve nesnel dünya hakkında bilgi toplamaya yönelten bilim adamı bu tipe örnek verilebilir. Bu tip insan diğer insanlara soğuk ve kendini beğenmiş bir izlenim verebilir.

2) İçedönük Düşünen Tip: Felsefeciler. Bu tipte insanın düşünceleri kendine dönüktür. Kendi benliğinin gerçekliğini araştıran bir filozof bu tipe örnek oluşturabilir. Düşünceleri ile baş başa kalmak ister. İnsanlar onu pek ilgilendirmez. Genellikle inatçı, bildiğini okumak isteyen, hoşgörüsüz, gururlu, çevresindekileri küçümseyici tutumları olan, iğneleyici ve yaklaşılması güç bir insandır.

3) Dışadönük Duygusal Tip: Talk show'cular. Bu tipe kadınlar arasında daha sık rastlanır. Duygular düşüncelere egemendir. Kaprisli olma eğilimindedirler. Ortaya çıkabilecek küçük bir değişiklik duygularının değişmesine neden olur. Duygusal tepkileri çok değişkendir. Sürekli kendilerinden söz eden ve gösterişi seven insanlardır. Sevgileri kolayca nefrete dönüşebilir. İnsanlara kolay bağlanabilirler ve kolayca bu bağı yok edebilirler. Modayı severler. Düşünce işlevleri gelişmemiştir.


4) İçedönük Duygusal Tip: Müzisyenler. Bu tipe de kadınlar arasında sık rastlanır. Bu tipe de kadınlar arasında sık rastlanır. Bu tip insanlar duygularını dış dünyadan saklayan, sessiz, ilgisiz, ilişki kurulması güç ve anlaşılması zor insanlardır. Genellikle melankolik bir havaları olmalarına karşılık, aynı zamanda, kendine yeten ve iç huzuru olan kişiler izlenimi de verebilirler. Gerçekte derin ve yoğun duygularla dolu olduklarından, arada bir ortaya çıkan duygusal patlamaları çevrelerindeki insanlarda şaşkınlık yaratır.


5) Dışadönük Duyusal Tip: İnşaatçılar, mühendisler. Daha çok erkeklerde rastlanır. Gerçekçi pratik ve aklına koyduğunu yapan kişilerdir. Dış dünya gerçekleri ile ilgilenir ancak bunların ne anlama geldiği üzerinde fazla düşünmezler. Zevk ve heyecan veren şeyleri severler ancak duyguları yüzeyseldir. Dış dünyadan gelen uyaranlara dönük yaşarlar.


6) İçedönük Duyusal Tip: Doktorlar ve kendini beğenmişler. Kendi duyularına yönelik ve dış dünyadan uzak yaşamaya çalışırlar. Kendi iç dünyalarını dış dünyadan daha ilginç bulurlar. Sakin edilgin, kontrollü biri izlenimi veren böyle insanlar duygu ve düşüncelerinin kısırlığından dolayı diğer insanların dikkatini pek çekmezler.


7) Dışadönük Sezgili Tip: Halkla ilişkiler uzmanları ve maceraperestler. Genellikle kadınlarda rastlanır. Değişken bir karaktere sahiptirler. Yeniliğe bayılırlar ancak her türlü yenilikten de çabucak sıkılırlar. Davranışlarına sezgi yön verir. Düşünce işlevleri kısırdır. Aynı işte uzun süre çalışamazlar.


8) İçedönük Sezgili Tip: Şairler, gizemliler. Bilmece gibi insanlardır. Kendinse göre değeri anlaşılmamış bir dahidir. Etrafındaki insanlar tarafından çözülmesi güç bir bilmece gibi algılanırlar. Bu tipe genellikle artistler arasında rastlanır. İnsanlarla iletişim kuramazlar.

Bu karakterler, kişilerin arketipal figülere karşı nasıl tepki vereceklerini anlamak için önemlidir. Arketipal figür, arketipin yansımasıdır. Arketipler hem kendilerini gizler hem ortaya koyarlar. Onlar, başlangıçta varolan düşüncelerdir. Elektriksel olarak bir kutsallık duygusuyla yüklenmiş, ilahi nitelik taşırlar. Yani arketipler, içgüdünün oto portresidir. Maddi değil imgeseldir. Güneşin doğuşu ya da batışı sırasında hissettiklerimiz, arketipal düşünceye örnektir. Yine aynı biçimde, tam uykuya dalacakken ani sıçramalar da arketipal deneyimlerin yeniden yaşanmasıdır.

Peki siz hangi tipsiniz? Mesela bir inşaatçıysanız tipiniz dışadönük duyusal mı gerçekten? Halkla ilişkileriniz iyiyse dışadönük sezgili bir tip misiniz? Ya da içedönük düşünen tipte bir felsefeci olduğunuz doğru mu?

''Doğduğumuz dünya çok acımasız, ama aynı zamanda ilahi bir güzelliği var. Anlamlı oluşunun mu, yoksa anlamsızlığının mı ağır bastığına karar vermek, insanın yapısına bağlı.''
İşte bence hangi tip olduğumuz biraz da Jung'un bu sözüne bağlı...
Ne dersin??
 
Toplam blog
: 9
: 436
Kayıt tarihi
: 29.09.07
 
 

İnsanın yaşadığı değildir hayat, aslolan hatırladığı ve anlatmak için nasıl hatırladığıdır.'' G.G. M..