Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Ekim '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Siz ne düşünüyorsunuz?

Siz ne düşünüyorsunuz?
 

Neyi öğrendim memleketim insanının verdiği tepkilere bakarak biliyor musunuz? Sizlerle paylaşayım. Üşenmezseniz sizler de gözlemlerinize dayalı olarak bir değerlendirme yapabilirsiniz. 1.Bu millet yokluk, yoksulluk edebiyatını sevmiyor. Bu millete “Bitiyor, gidiyor” deyip de ilgisini çekemezsiniz. Harekete geçiremezsiniz. 2.Bu memlekette hiçbir kimseye ya da kuruluşa “Yanlışın neresinden dönülse kârdır” gibi bir imada bulunmayacaksınız. Çünkü yanlış onda ya da onlarda değil başkalarındadır. 3.Ortaya da olsa “uyanın lütfen” sözcüklerini katiyen kullanmayacaksınız. Çünkü onlar uyumuyordur. Uyumuyorlarsa niçin “uyanın lütfen” uyarısına kulak versinler ki? Kendimce izlenimlerime bakarak durumu yorumlamaya çalışıyorum. Acaba varsıllığın ne olduğunu hiç tatmayan bir insan varsıllıkla-yoksulluk kavramları arasındaki farkı algılayamamakta mı? Yoksa yoksulluğunun farkında da kendince savunma mekanizması mı geliştirmiş? Başkalarının zenginliğine bakarak yerineceğine, başkalarının yoksulluğuna bakarak seviniyor mu yaşama sevinci bulmak için. Kendi içinden okumuşlara, fark atmışlara kıskançlıkları, gizli düşmanlıkları, akıllı yöre egemenlerinin aptal torunlarının peşinden ayrılmamaları bu yüzden mi acaba? Şimdi “Yanlışın neresinden dönülse kârdır” sözünü kime söyleyeceğiz? Ya da “uyanın lütfen” uyarısını kime yapacağız? Eğer kişi varsıllığı hiç yaşamamışsa, varsıllıkla-yoksulluk kavramları arasındaki farkı algılayamamışsa, yoksulluk onun için ne anlam ifade eder? Başkalarının zenginliğine bakarak yerineceğine, başkalarının yoksulluğuna bakarak sevinme gibi bir savunma mekanizması geliştirmişse o kendini ne görecektir? Yoksulluğu kendine yakıştıracak mıdır? Yoksulluk bütün ağırlığıyla omzuna çökmüşse bir insanın, umudunu yitirmişse, dünya umurunda mı onun? Günü kurtardığında dünyanın en mutlu insanı o değil midir? Üzerinde dikili bir ağacının olmadığı bir memleket gitse neyine, kalsa neyine? Memlekette manzara bu maalesef. Bu durumda yeni bir iletişim dili geliştirmek gerekiyor. Boşuna yokluk-yoksulluk edebiyatı yaparak kendinizi yormayın. “Memleket elden gidiyor” diye bağırmayın. “Yanlış yapıyorsunuz, uyanın lütfen” diye çağrıda bulunmayın. Halk sesinizi duymayacaktır, duysa da tınmayacaktır. Çare nedir diye soruyorsanız, ben size akıl derim. Çareyi eşeleyen akıl bulur.
 
Toplam blog
: 114
: 860
Kayıt tarihi
: 29.12.06
 
 

Osmaniye Düziçi doğumluyum. Sınıf öğretmenliği, ilköğretim müfettişliği, il milli eğitim müdürlüğ..