Siz söylersiniz de ben neşelenmem mi?

Canımızı sıkan o kadar çok olaylar oluyor ki bazen de gülmek gerekiyor. Gülmek için biraz sağa sola bakıp, biraz da medyayı takip etmek yeterli. Son günlerde benim de zaman zaman güldüğüm, neşelendiğim olaylar var.

Mesela açın Adnan Hoca’nın A9 kanalını izleyin ve neşelenin. Gerçi benim kışlık evde A9 kanalı yok yazlık evimde var ama ne yapalım ufak videolarını www.milliyet.com.tr’den izliyorum. Adnan Hoca’nın kediciklerini ve aslanları bazen türküler eşliğinde oyunlar oynuyorlar ama ne oyunlar. Hele Oktay Babuna müthiş oynuyor, oynarken zarafeti ise hiç elden bırakmıyorlar. Adnan Hoca ile kediciklerin birbirlerine yaptıkları iltifatları izleyin. Adnan Hoca kedicikleri ve aslanları motive etmek için çok güzel iltifatlar sıralıyor. Kedicikler ise çok hoş cevaplar veriyorlar. Mesela bir kedicik diyor ki Adnan Hoca için “ Aşkım, hayatım, yakışıklı bebeğim ile sohbetimize devam ediyoruz” diyor. Bir tanesi ise “Hocam, size niye aşık olduğumu bir kere daha anladım” diyor. Ben ise eşime “Bir Adnan Hoca olamadın, bak kedicikler Adnan Hoca’nın gözünün içine bakıyorlar” dedim.

İşin aslı güzel sözlerin kimseye bir zararı yok maalesef güzel sözleri birbirlerine çok gören tahammülsüz insanlar var.

www.milliyet.com.tr’ de  kedicikler sınır tanımıyor diyor. Oysa İzmirli bayanlar sınırları kaldıralı yıllar oldu. Kedicikler sınırları biraz geç geçmişler.

Şimdi gelelim devlet büyüklerimizin söylediklerine. Sayın Başbakan Ahmet Davutoğlu diyor ki “Gerektiğinde her yerde One Minute diyen bir Türkiye var, Türkiyesiz bir Avrupa büyük eksiklik olacaktır” diyor. Evet, ama Avrupalılar ne düşünüyor acaba?

Sayın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ise “Biz Avrupa Birliği’nin kapısında dilenecek ülke değiliz, biz Avrupa Birliği’ni test ediyoruz.” diyor. Merak ediyorum acaba Avrupalılar bu söze kızdılar mı? Yoksa güldüler mi? Bir gerçek daha var, bizler olmasak bu Avrupalılar mallarını nereye satacaklar. Biz onlar için gelir kaynağıyız.

Sayın Kılıçdaroğlu ise Sayın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan için “Somali’ye gittiler, kitap hediye ettiler, adı da “Ali Baba ve Kırk Haramiler” dedi. Meğer resim kitabı hediye edilmiş,  montaj yapılmış, Sayın Kılıçdaroğlu olayı yutmuş.:)

Çocukluğumda ben de bu Ali Baba ve Kırk Haramiler’i okumuştum. Biz bunları masal sanırdık meğer dünya Ali Baba ve Kırk Harami’lerle dolu imiş, büyüyünce anladık bunları. Haramilerin olmadığı bir yer yok mu acaba bu dünyada? Olsa bile insanın olduğu her yeri bulur onlar.

Şirazenizi kaybetmeden lütfen biraz neşelenmenin yollarını bulun.

Neşeli günler sizin olsun. Sevgiyle kalın.

Sibel Koçarslan