Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Aralık '13

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Siz tekme yediğinizde beyniniz balyoz yer.

Siz tekme yediğinizde beyniniz balyoz yer.
 

-"Artık o kadına karşı hiçbirşey hissetmiyorum..."

-"O kadın dedeğiniz beş yıllık karınız. Bu konuda emin misiniz? Sevgi, saygı, cinsellik, sadakat hiç birisi mi yok?"

-"Evet! Bitti. Aslında bitmiş. Nasıl olup da bitmiş anlamadım bile. Ama bitmiş. Aynı evi paylaşmak zul geliyor. Hatta sürekli başkası mı var diyor. Hayır! Yok! Keşke olsa. Benim için de daha kolay olur, ama yok. Bahanem yok. İçimde bitmiş. Bitti. Bittik."

Erkek tarafının  en sık görülen yakınmasıdır topraktan yapılmış sevgi kabının boş olduğunu fark etmek. Kadınla erkek arasındaki temel fark burada; kadın sevgi kabın içini sürekli kontrol eder. En ufak azalmada bunu irdeler ve gerekirse soruşturur. Erkek ise ancak içi tamamen boşaldığında fark eder.

Aslında bu durum onun için bir şoktur. Çünkü o ana kadar bu toprak kaba bakma ihtiyacı duymaz. Biraz da çekinir. Çünkü her küçük travma bu kapta minik bir çatlak oluşturur. Bu çatlaktan sızarak azalır ve kaybedilir sevgi. Ama erkek bunu görmezden gelir, belki de özellikle tercih eder. Çünkü ayrılıkta erkek güçlü gibi görünse de, aslında en çok etkilenen, zorlanan odur. Aslında acı çekmektedir, suçluluk hisseder ve biraz da utanç. Ama bunu belli etmemesi gerekir. Karşı tarafın iyiliği için.

Erkek de kadın da ayrılık acısından korkar. İşte bu korku ve mutlulukta ve ayrılıkta yaşanan belirtiler Tiffany Field'in ilgi alanına giriyor. Yaptığı yıllar içindeki derlemeler ve çalışmaların sonuçlarını çeşitli makalelerinde yayınlamış.

Field'e göre; romantik ayrılıklar bir ölüm karşısındaki yas aşamasıyla aynı belirtileri sergilememize neden oluyor.

1. Zorlantılı düşünceler: nerededir, neden ayrıldık, beni neden aldattı, o kadının yüzünden, annesi sebep oldu kebap olsun gibi.

2. Uyku bozuklukları

3. Vücut savunma sisteminde yetersizlik: sık grip olma, bakteriyel enfeksiyonlar, ishal, sivilceler gibi

Burada esas nedenin, düzenli olarak uyaran bir kişinin birden ortada olmaması olduğunu söylüyor Field. Değerli olan öteki kişi, bireyin hayatında bir çeşit duygu rölesi gibi etki gösteriyor. Düzenleme ve hem heyecanlandırma, hem sakinleştirme işlevi var bizim için değerli ötekinin. Ötekinin hayatımızdan çıkıverişi otonom sinir sistemindeki vagal etkinliğin azalmasına, kortizol ve katekolamin artışına dolayısıyla immün sistemin bozulmasına yol açıyor. Norepinefrin ve epinefrin 7 ila 34 kat artıyor. Kalpte sanki kalpkrizi geçirilmiş gibi kimyasal değişiklikler oluyor. Ama aslında kalpte bir sorun yok. Beyinde hafıza merkezi hipokampüsteki kan akımı düşüyor.

Üzüntü, öfke, kaygı gibi duygulanımsal reaksiyonların merkezi olan singulat korteksinin de olaya dahil olduğu görülüyor. Bu merkez sosyal reddedilme durumlarını yorumlayan bir alan.

İlginç olanı, reddedilenler ile sevgililiği devam edenlerin karşılaştırılmasında, beyinde fiziksel ağrı merkezinin etken olduğu izlenmiş. Yani sevgi de ayrılık da beyinde ağrı merkezini uyarıyor. Belki o nedenle aşık olduğumuzda ve terk edildiğimizde apış aramıza tekme yemiş gibi dolaşıyoruz, kim bilir?

Romantik aşk ve romantik ayrılıklarda beyin benzer kimyasallar salgılıyor: feromonlar, dopamin, noradrenalin, adrenalin, serotonin. Dopamin, noradrenalin seviyeleri yükselip serotonin seviyesi düştüğünde kalp hızında artış, titremeler, ateş basmaları, göz bebeği genişlemesi, uykusuzluk ve iştah kaybı belirtileri ortaya çıkıyor. İlginç değil mi? Hem aşkta hem ayrılıkta benzer bulgular. Ama aradaki fark birinde bir boşluk dolduruluyor. Diğerinde ise boşluk oluşuyor.

Aradaki farkı oluşturan ise değerli ötekinin sağladığı uyum ve denge işlevi. Boşlukta, yani ayrılıkta bu denge işlevi kaybediliyor. İşte acı veren ve yas yaşanmasına neden olun bu denge kaybı. Huzursuzluk, gerginlik, sinirlilik, uyku ve iştah bozuklukları, vagal tonüsün düşmesi bu doğal denge faktörünün kaybından kaynaklanıyor.

İşte bu nedenledir ki; sizin adamınız sevgi çanağına sizin kadar sık bakmıyor. Çünkü baktığında sevgisinin azaldığını gördüğünde da bunun nedenini anlamlandıramadığı gibi, çözümünü de bulamıyor. Ama sonuna gelindiğinde boş çanakla da yaşayamıyor. Çünkü dengesi bozuluyor. Aman! Siz siz olun onun sevgi çanağında çatlaklara izin vermeyin.

Nasıl mı? Orası haftaya... Yani 23 aralık'ta...

Kaynaklar:

Tiffanny Field (2011). Romantic Breakups, Heartbreak and Bereavement. Psychology, 2(4), 382-387

Louann Brizendine, 2011. Kadın Beyni. Say:İstanbul

Louann Brizendine, 2011, Erkek Beyni. Say:İstanbul

 
Toplam blog
: 15
: 1407
Kayıt tarihi
: 10.12.13
 
 

İstanbul Tıp Fakültesinden 1982 yılında mezun oldum. Ayrıca Anadolu Üniversitesi İşletme Bölümü m..