Sizce neden dersiniz?

Sabah 08:00'dan beri blogları ve gazeteleri okuyorum. Hemen hemen bütün blogları okudum. Çok ilginçtir; mitingle, laiklikle, cumhurbaşkanlığı adayımızla ilgili fikirler genelde o ana ait olan fikirler. Yani asıl ülke gündeminde olması gereken konu sadece bir an olarak kalmış. Gazetelerde ise 2 gündür borsanın düşüşü ve doların yükselmesi baş köşede.

Zaman değişiyor tabiki. Zamanla beraber insanların öncelikleride değişiyor. Dünya nufusu artıyor, küresel ısınma var, açlık- susuzluk tehlikesi var, çocukların okulu ve iyi bir eğitim almaları var, belki yazlık veya araba almak var (faizler uygunken), hepsinden önemliside gün geçtikçe artan işsizlik ve geçim derdi var.

Bu gün sevgili Hıncal Uluç'un yazısını okumanızı öneririm. Ortaköy'den, mankenlerden başını alıp güzel bir yazı yazmış. Gerçekleri tüm çıplaklığıyla gün yüzüne çıkarmış. Bence en güzel sorusu''Neden Arınç, Türkiye'ye dindar bir Cumhurbaşkanı gelecek dediğinde kimse ne demek istiyorsun diye sormadı'' diyor. Belki soranlar artık bıktılar veya artık herkes dindarlığın gönül işi olduğunu öyle konuşmayla bu işlerin dökümünün olmayacağını biliyor olabilirler. Belli kesimler biliyor fakat Anadolu ne halde bilen var mı acaba? Büyük şehirlerde bile bu ayırım yapılmaktayken, düşünmek bile istemiyorum.

Anadolu'da lisede okurken Din Bilgisi öğretmenimizin kızı sınıf arkadaşımdı. Üç yıl beraber okuduk. Evlerimize gidip geldik. Beraber ders çalıştık, oynadık, güldük, ağladık. Bir kere bile bana ''namaz kılmayı biliyor musun''veya ''hangi duaları biliyorsun''diye sormadı. Ayıptı o zamanlar zaten bunları sormak ve günahdı da üstelik. Şimdi ise bir arkadaş grubuna girdiğimde namaz kılıp kılmamak, bilinen dualar sorgulanıyor. Sohbetlere gidenler sohbete götürme telaşına giriyor. Masum bir halde okunan Kuran-ı Kerim bir toplulukta okunsun, belli bir zümreye dahil ol istiyorlar. İbadetin Tanrıyla kul arasında olduğu gerçeğini kabul etmiyor, herkes bilsin istiyorlar. Hayretle bakıyorum, şaşkınlıkla dinliyorum.

Sayın Arınç'ın o söyleminide şaşkınlıkla okumuştum ve ''yer yerinden oynar, bu da ne demek'' demiştim. Tabiki zamanı unuttum, küresel ısınmayı unuttum, geçim derdini unuttum.

Sevgili Hınçal Uluç bunu soruyor fakat kendide yazıp sordu mu acaba ''Neden'' diye?