Sızdırmaya niye bu kadar meraklıyız?

Son günlerin meşhur mevzusu şu sızdırma işi. Herkes sızdırıyor. Konuşulanı, yazılanı, gizli kalması gerekeni, kötü sonuçlar doğuracak bilgileri... Ne olursa olsun gözü kara bir şekilde sızdırıyoruz. İşte size medyadaki bazı sızdırma haberleri:

Koskoca Süper Lig Kulüp Başkanları (sızdıranları kastediyorum), yaptıkları toplantıda konuşulanları, "dışarı sızmasın" diye uyarılmalarına rağmen hemen sızdırıyorlar. Hatta Fenerbahçeli Yöneticiler  "sızma devam ederse biz fikir beyan etmeyeceğiz" diye demeç veriyor. Utanılacak bir vaziyet !

Devletin gizlisi saklısı olmazsa; devletin istihbaratı, askeri, emniyeti biri bizi gözetliyor evi gibi ikide bir medyada boy boy yer bulursa , gerisini siz düşünün. Askeri bilgi, istihbarat elemanlarının isim ve resimleri, görevleri sızdırılıp duruyor. Bu bir iç hesaplaşma mı cemaatin "benden başka güç kalmasın, ya bizdensiniz ya da düşmansınız" tavrı mıdır anlaşılmaz ancak birileri devletin MİT'inde eski yeni, gizli saklı ne varsa sızdırıyor.

Genelkurmayın yaptığı ne kadar toplantı varsa üstelik görüntülü, ses kayıtlı sızdırılıyor.

Bazı subaylar bilgi ve belge sızdırmaktan tutuklanıyor.

Bazı Emniyet mensupları, çeteye, yakalanmamaları için haber  sızdırıyor.

Bir taraftan Wikileaks tüm dünyaya sızdırıyor.

İspiyoncular, patrona diğer elemanların konuştuğunu sızdırıyor.

Korucular Barzaniye haber sızdırıyor.

Evlat, babadan para sızdırmak için sahte bomba düzeneği hazırlıyor.

Hakan Fidan hakkındaki haberleri, İsrail, Oda Tv' ye sızdırıyor.

Şike davası artık sızdırılmayı bırakın eleğe dönüyor. Kişilik hakkı, masumiyet durumu ne kadar hak varsa ayaklar altında. Savcılığın sözde gizlilik kararı koyduğu ne varsa ortalık olmuş vaziyette. Bu bilgi sızmasının da ötesinde bilgi akması halinde.....

Düşünsenize geçmişte terörist başı tam yakalanacakken birileri haber sızdırmış, böylece adam kuyruğunu kurtarmıştı.

Yargının,  Türkiye'de ne kadar dokunulmaz varsa dokunduğu günümüzde, kendilerinden bilgi sızdıranlara (ya da başka şekilde nasıl anlarsanız), ne gibi bir muamele reva gördüğü meçhul. Kim bilgi sızdırdı, ya da sızdıranlar yakalandı mı, ne gibi bir ceza aldılar tam bir bilinmez.

Vesselam sızdırma meraklımız oldukça fazla. Sızdırma işinin tam tabiri  "belaltı vurma", yani kural tanımama. 

Tabii bir de sızma sonucunda kim zor durumda kaldı, kimin eli rahatladı diye düşünürsek, işin nasıl cereyan ettiği az çok  çıkıyor meydana. Umarım artık sızdıranlar da doğurdukları sonuçlara bakıp doğruyu bulurlar.