Size nasıl yardımcı olabiliriz?

“Özür dilemek, sizin haksız olduğunuz manasına gelmez. Karşınızdaki insana verdiğiniz değerin; egonuzdan yüksek olduğunu gösterir.”

 

S.FREUD

 

Genç bir ses ahizeden yankılanmıştı. Yedi senedir alıştığım tadın bozulduğunu, bir daha aynı ürünü almayacağımı, firmanın bir müşteriyi kaybedeceğini iletip telefonu kapatacaktım ki, genel müdür yardımcısı duyarlılığımı takdir edip, -üç aydır bu firmada çalıştığını- söyleyip, konuyu kendilerine ilettiğim için özür dileyip, bir de teşekkür etmez mi! O an, böylesi gelişen olumlu tepkiden dolayı, şaşkınlığımı sesime gizleyip, yine de ürünü almayacağımı ısrarla söyledim. Zira halen sucuğun bol don yağlı tadı damağımdaydı. Üstelik eski nefaseti, lezzeti de yitmişti. Genel müdüre aynı durumu yineledim. Bunun üzerine Sn. Polatoğlu konuşmasını sürdürdü:

- Sizin gibi müşteriler sayesinde bizler ürünlerimizin kalitesini koruyor, sizlerle kazanıyoruz hanımefendi. Siz olmazsanız bizler olmayız. Şimdi sizden ricam o bozuk ürünün üzerindeki -ürün kod numarasını- bana söyler misiniz? Ürünü derhal kontrol ettireceğim.

Allah’dan ürünün jelatinini atmamıştım. Numarayı söyledikten sonra iznimle teli kapatıp, bana yeniden döneceğini söyledi. Gerçekten beş dakika geçmeden sekreteri yeniden genel müdürü bağladı.

– Haklısınız Emine Hanım. Ürün bozuk ürünlerimizden. Aynı ürünü biz üç ay önce tüm marketlerden toplatmıştık. Demek Edremit Şubemiz halen satıyor. Gereken yapılacaktır. Firmam adına tekrar özür diliyorum. Şimdi sizden adresinizi rica edeceğim. Yeni ürünlerimizden size kargoyla göndermek, hatamızı telafi etmek istiyorum.

Hiç beklemediğim olumlu yanıt karşısında heyecanım sesime yansımıştı. Adresimi yazdırdım. Beni sükunetle dinleyip, hatalarını kabul edip, çözüm üreten böylesi- insanların- güzel düşüncelere sahip firmaların hala günümüzde var oluşu gönlüme düşen bahar esintisi gibi gelmişti. Telefonu kapadıktan sonra eşime başarı işareti yaptım. Eşim de,

- Gerçekten bravo sana, ipin ucunu bırakmıyorsun, ama alt tarafı bir sucuktu…yemez, almazdın olur biter…biraz uzattın gibime geldi, der demez,

- Haklısın, ama içimdeki saklı öfkeyi özgür bırakmalıydım. Aksi halde o yükü hep taşıyacaktım. Firma ciddiyse algılardı, değilse bende önüme gelene anlatırdım. Onlar için kötü bir reklam değil mi?

“ Bak bu konuda haklısın. Dedim ya ipin ucunu sıkı tutuyorsun. Göreceğiz bakalım bundan sonrasını…”

Bir gün sonra firmanın sekreteri bana geri döndü. Özden et tüm ürünlerinden birer adet paketlemişler, kargoya vermişlerdi. Hatta, paketin içine “ürün tat anketi” eklediklerini benden özellikle anketi doldurmamı, aynı kargo ile hiçbir ücret ödemeden onlara iletmemi rica ettiler.

Kargo geldi. İçinden neler çıkmadı ki? Kavurmadan, sosisten tutun da salam ve tüm sucuklar “hadi beni tat” der gibiydiler.

Eşimle üşenmeden bütün ürünleri tattık, puanladık ve kargoyla firmaya ilettik.

Telefon açıp sekretere ve müdürlerine teşekkür ettim. Ayrıca firmanın standartların üzerinde müşteri memnuniyetine önem verdikleri iletip satış sonrası olumlu hizmetlerinden mutlu olduğumuzu ilettim.

Bir olumsuz başlayan, olumlu sonuçlanan yaşam sınavından daha geçmiştik. Firmanın adını çekinmeden yazmamın nedeni, kaliteye önem vermeleri ve yöneticilerinin konuya duyarlılığı –insan değer vermelerindendi- duyarlı oluşuydu.

Balzac’ın da söyleminde “Ne yaparsan yap, nasıl yaşarsan yaşa; ama gülebilmek için birini ağlatma ve çıkarların için hiç kimseyi satma.”olduğu gibi onurlu yaşamak gerek.

Alt tarafı bir sucuktu, dememek gerekir. Biz tüketiciler, sürekli şikayet edeceğimize üzerimize düşen sorumluluklarımızdan yükümlü olmalı, karşımızdakine de anımsatmalıyız.

Ee, ne demiş atalarımız, “Asil bozulmaz, bal kokmaz.”

Teşekkürler Özden Et Ürünleri Pazarlama Gıda San. Tic. Ltd.Şti. çalışanları.

Hala güven duygularımızı yitirmediğimiz için kendimi şanslı sayıyorum.

Her daim mutlulukla, sevgiyle ışısın gönlünüz.

Emine PİŞİREN-Edremit