Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Nisan '14

 
Kategori
Güncel
 

Sizi gidi oy hırsızları ya da AKP'liler...

Sizi gidi oy hırsızları ya da AKP'liler...
 

Direğe çıkmış bir AKP'li.


Hemen her seçim sonrası ortalıkta bir kısım isnat ve iddialar dolaşır.

Oylarımız başkasına yazıldı, sandıklar veya torbalar çalındı denir.

Çöplüklerden toplanmış ucu yanık oy pusulaları ile kameraların karşısına çıkılır, beyanatlar verilir.

Bu seferki seçim sonuçlarına, ısrar ve inatlaşma da eklendi. Hala sürüyor. Hemen her partinin, sayım sonuçlarına itirazları var. Fakat, her seçimde olduğu gibi yine CHP önde gidiyor. Melih Gökçek'in mazbatasını almasına, adayları Mansur Yavaş'la arasında 30 bin oy fark olmasına rağmen Ankara'dan vazgeçmiyor. CHP, İl Seçim Kurulu'nun reddetttiği, "oyların yeniden sayılması" talebini YSK'na taşıyarak sonuç almaya (yani kazanmaya) çalışırken, Yavaş ta Ankara Büyükşehir Belediyesi seçiminin iptali için YSK'na başvuruyor. (1)

Eğer bir hadiseyi olduğu şekliyle kabul etmekte zorlanırsanız, yani yenilgiyi hazmedemezseniz spekülatif söylemler geliştirip yayarsınız. Oyların sayımı esnasında elektriklerin kesilmesini, kendinize kurulan bir tuzak olarak lanse edersiniz. Sandıklarda hile yapıldığını, oylarınızın çalındığını ya da başka partilerin hanesine yazıldığını söylersiniz.

Çünkü arkanızda, aynen sizin gibi kaybetmeyi hazmedemeyen, yenilgiye mazeret arayan ve bu vesileyle de rakibini suçlayarak rahatlamak isteyen (seçmen ismini verdiğimiz) kalabalık bir kitle vardır. İşte bunlar, en ufak bir akıl yürütmede bile bulunmadan tüm iddialarınıza inanmaya hazırdır.

İnsanlar, içlerinde şok veya hayal kırıklığı yaratan olay veya haberlerle karşılaştıklarında çoğu zaman mantıklı düşünemezler. Görüp duyduklarını, sıcağı sıcağına akıl terazisinde tartıp makul bir sonuca varamazlar. Paniklerler ve ortalığa saçılan iddialar karşısında akıllarını toparlayıncaya kadar bocalarlar. Ortam sakinleştiğinde bazıları, olayları mantık süzgecinden geçirir ve bunların birer spekülasyon olduğunu farkeder. Fakat, iddiaların zaten öyle olmasını isteyen diğer bazıları ise bu yalanlara inanmaya devam ederler.

Absürt haberlere inanmaya meyilli olanlar, (mesela,) oy sandıklarının ya da torbalarının çalındığını okuyanlar, onların içinde yalnızca kendilerinin değil tüm partilerin oyları olduğunu düşünemezler. Sayım sonunda tutanak tutulduğunu, torbanın (il,ilçe) seçim kuruluna bununla birlikte teslim edildiğini, itiraz halinde oyların yeniden sayılabileceğini, oy sahtekarlığı yapanın ceza alacağını akıllarına getiremezler.

Oy sayımı yapılan herhangi bir yerleşim bölgesinde kesilen elektrik herkesi etkiler. Karanlıkta, CHP'lilerin gözleri ne kadar görmez veya ne kadar görürse, AKP'lilerin gözleri de o kadar görmez ya da görür. Yani ışıksız bir ortamda bulunan farklı parti temsilcilerinin, çevreyi veya oy pusulalarını görme oranları bibirine eşittir. Tabi, elektrik kesintisinden istifadeyle birbirlerinin oylarını çalma ihtimalleri de... İki tarafın da aynı pozisyonda olduğu bir ortamda, başkalarını hırsızlıkla suçlayanların doğru davranmadıkları ortadadır. Bunu anlamak için iyi bir fikir adamı veya filozof olmaya gerek yoktur.

Rivayete göre iki kör dolma yiyormuş. Biri, "Dolmaları çift, çift götürüyorsun!" demiş. Öteki, "Sen kör değil misin, nasıl görüyorsun?" diye sormuş. Beriki, "Ben öyle yapıyorum da...!" diye cevap vermiş. İşte mesele budur. Bu ülkede, (belki de bu dünyada) "açık oy gizli tasnif sisteminin mimarı kimdir?" diye sorarsanız, dolmaları kimin yediğini bulursunuz. Anlayana sivrisinek saz, anlamayana Viyana Flarmoni orkestrası bile az!

Torba ve sandıkların çalınmasına, tutanaklara geçerken CHP oylarının Ak Parti'ye yazılmasına dair savların gerçek dışılığını da basit bir akıl yürütmeyle anlamak mükündür. Sandık başlarında her partinin temsilcileri vardır. Görevli memurlar dahil herkes, oyları teker teker inceleme ve gerektiğinde itiraz hakkına sahiptir. Ayrıca tüm taraflar, sayım esnasında gördükleri hata ve yanlışları seçim kuruluna şikayet edebilir.

Her ne şekilde olursa olsun, eğer bir partinin oyları paşka bir partiye yazılmışsa buradaki asıl suç o partinin sandık görevlisinindir. Çünkü o, oylarına sahip çıkmamış, görevine ihanet etmiş demektir. Zarara uğradığını iddia eden partinin temsilcisi, kameraların önüne geçip "oylarımız çalındı" diye şikayette bulunacağı yerde, öncelikle kendi sandık görevlisini sorgulamalı ve şikayet etmelidir. Sandık başındaki diğer görevlileri  böylesi bir töhmet altında bırakmaya kimsenin hakkı yoktur.

Bu destursuzluğu yapanlar, bu iftiraları atanlar yani devletin ve öteki partilerin görevlilerini sahtekarlıkla suçlayanlar yaptıklarından utanmalıdır. Her hangi bir parti, kurum veya kuruluş doğruluğun ve dürüstlüğün timsali değildir. İyi ve kötü insanlar her yerdedir. Kendi partisi, kurumu veya cemaati içindeki insanları melek sayıp, sürekli başkalarına çamur atmak normal bir zihnin işleyişine uygun düşmemektedir.

Bu tür gerçek dışı iddia ve isnatlarla diğer partinin mensuplarını oy çalmakla suçlayanlar artık bu huylarından vazgeçmelidir. Titizlik gösterilmesine rağmen bazı maddi hatalar olabilir. Geçerli kabul edilmesi gereken oylar geçersiz olarak değerlendirilebilir. Hata, yanılgı ve yanlışlar sebebiyle kimsenin, sandık görevlilerini oy hırsızlığıyla suçlamaya hakkı yoktur. Her seçim sonrası oylarının çalındığını, yakıldığını, başka partilere yazıldığını sürekli olarak tekrar edip duranlar dönüp bir de kendilerine bakmalı, (ve eğer böyle bir durum varitse,) sandık başına koydukları adamlarına, neden oylarına sahip çıkmadığının hesabını sormalıdırlar.

Aklımızı karıştıran dezenformasyonlar yüzünden insanımızın pusulasının şaştığını söyleyebilirim. Medyaya düşen bin bir çeşit malumatın, yayınlanan telefon ve ses kayıtlarının, (yayınlayanlar dışında) hangisinin ne kadar doğru olduğu konusunda kimsenin tam bir bilgi sahibi olduğunu zannetmiyorum. Böyle durumlarda herkes ait olduğu kesimin bakışına göre tavır alıyor. Olayı, hasmının aleyhine ise "doğru!" lehine ise "yanlış" kabul ediyor. Daha açıkçası herkes kendine yontuyor. Gerçek kimsenin umurunda bile olmuyor.

Artık, farklı zamanlarda yapılmış telefon vs. konuşmalarının amaca uygun biçimde montajlanabileceğini öğrenmiş bulunuyoruz. İsterseniz bu yöntemle insanlara söylemediğini söyletebiliyorsunuz. Nitekim birileri yaptığı montajla Kemal Kılıçdaroğlu'na, "Oylarımız ak Parti'ye!" bile dedirtebilmiştir.

30 Mart'ta, internete yayılan ses kayıtlarıyla yani kusurlu hareketlerle seçim kazanma teşebbüsünün başarı getirmediğini gördük. CHP ve onu destekleyen cemaat te bu yöntemden beklediğini bulamadı. Ancak hizmet hareketinin CHP sempatizanlığı halen tazeliğini koruyor. O da yenilen pehlivan güreşe doymazmış misali, peşrev çekmeye devam ediyor. Kamuoyunda, seçimlerin şaibeli olduğu intibaı uyandırmaya çalışıyor.

Eğer farklı şeyler yapmaya müsait değilseniz, yani yeni şeyler yapacak kapasiteniz yoksa, hiç bir sonuç alamayacağınızı bile bile, eskiyi tekrarlamayı sürdürürsünüz. Sanırım bu ülkede bazı insanlar hiç değişmeyecek...

Resim: kocaeliguncel.com

(1)-(http://www.taraf.com.tr/haber-mansur-yavas-ankarada-secimin-iptali-icin-yskya-basv/urdu-152205

1- Muharrem İnce: "Oylarımız Çalındı"
https://www.iha.com.tr/muharrem-ince-oylarimiz-calindi-politika-346229

2-HDP'liler, boş torba bulup, "Oylarımız Çalındı" dediler.
http://www.sondakika.com/haber/haber-hdp-liler-bos-torba-bulup-oylarimiz-calindi-dedi-5856572/

3-Osman Baydemir: "Oylarımız çalındı, o yüzden kazanamadık!"
http://www.ensonhaber.com/osman-baydemir-oylarimiz-calindi-o-yuzden-kazanamadik-2014-04-03.html

 
Toplam blog
: 462
: 707
Kayıt tarihi
: 28.04.07
 
 

Emekliyim. Herkes gibi benim de bir dünya görüşüm var. İnsanların farklı fikir ve inançlara sahip..