Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Haziran '09

 
Kategori
Siyaset
 

Sizi ilgilendiriyor mu?

Sizi ilgilendiriyor mu?
 

Bağımsız bir hukuk devletinde tüm kanunlar Anayasa’ya uygun olmak zorundadır.

Peki, uygun olmazsa ne olur?

Anayasa Mahkemesi, Anayasa’ya uygun olmayan kanunu ya da o kanun içinde Anayasa’ya aykırı bulduğu maddeleri iptal eder.

Yani, bir başka deyişle, bağımsız bir hukuk devletinde Anayasa, kanunların en tepesinde bulunur.

Türkiye, “sözde” bağımsız bir hukuk devletidir.

Peki, “özde” Türkiye nerededir?

Türkiye bağımsız bir ülke midir?

Türkiye, bir hukuk devleti midir?

Gelin [bu soruya cevap vermeden önce] aşağıdaki hükmü birlikte okuyalım.

Anayasamızın 90. maddesinin son fıkrası şöyle yazıyor:

Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. BUNLAR HAKKINDA ANAYASAYA AYKIRILIK İDDİASI İLE ANAYASA MAHKEMESİNE BAŞVURULAMAZ. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin MİLLETLERARASI ANDLAŞMALARLA KANUNLARIN AYNI KONUDA FARKLI HÜKÜMLER İÇERMESİ NEDENİYLE ÇIKABİLECEK UYUŞMAZLIKLARDA MİLLETLERARASI ANDLAŞMA HÜKÜMLERİ ESAS ALINIR.

Yani?..

Yanisi şu: Türkiye’nin imzaladığı uluslararası sözleşmeler, kanun hükmündedir. Ancak, Türk kanunlarının üzerindedir.

Hatta hatta bu sözleşmeler, Türk Anayasa’sının da üzerindedir.

Çünkü eğer bu sözleşmelerde yer alan hükümlerle, Türk kanunlarında yer alan hükümler arasında bir çelişki söz konusu olursa, (ki mutlaka olacaktır) Türk kanunları değil; bu sözleşmelerde yer alan hükümler geçerli kabul edilecektir

Çünkü bu sözleşmelerde yer alan hükümler aleyhine “anayasa’ya aykırılık” iddiasında bulunulamayacağı (bizzat) bir Anayasa maddesi hükmüdür..

Çünkü bu sözleşmelerde yer alan hükümler Türk Anayasa’sına aykırı olabilirler.

Bu ne demektir?..

Bu çok şey demektir. Çok, çok ve çok şey demektir.

Gelin bu çok ve çok çok şeyden, sadece birisi üzerinde biraz duralım:

Türk Anayasa’sını değiştirilmesi için bir takım “sıkı” hükümler getirilmiştir.

Örneğin; TBMM, ’nin herhangi bir Anayasa değişikliğini görüşebilmesi için, milletvekili toplam sayısının 1/3’ünün yazılı teklifi şarttır...

İkinci bir şart, söz konusu değişiklik önersinin, TBMM’de iki kez üst üste görüşülmesi gerektiğidir...

Üçüncü şart, daha da önemli: Değiştirme teklifinin kabulü, Meclisin üye tamsayısının (ancak) beşte üç çoğunluğunun oyuyla mümkündür.

Son şart ise, bu son oylamanın “gizli” oyla yapılması zorunluluğudur...

Demek ki, Anayasa, kendisinin değiştirilmesi usulünde oldukça titiz davranmıştır... Ancak!..

Bir uluslararası sözleşmenin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilebilmesi için (o anda mecliste mevcut olan) çoğunluğun, yarıdan bir fazlasının oyu yetmektedir...

Demek ki, bir yabancı devlet ile imzalanan sözleşmenin, Anayasa’nın üzerinde ve Türk hukukunun en tepesindeki yerini alabilmesi için böyle basit bir çoğunluk yeterlidir…

Ve bu basit çoğunlukla meclisten geçirilebilen bir uluslararası sözleşme, Anayasa’yı değiştirebilmektedir...

Yani... ve sözün özü şudur: Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin imza ettiği bir sözleşme (eğer), meclisten geçebilirse... Türkiye Anayasası’nı değiştirebilmektedir!..

Bu söylediklerimizin matematik izahı ise şöyle:

Meclis’te 550 milletvekili var.

Meclis, bunun % 51’i ile, yani, 276 kişi ile toplanabiliyor.

Ve bu 256’nın % 51’ile, yani 139 adet parmak sayılarak bir kanunu kabul edebiliyor.

Bu hesabın sonucunda da şu yalın neticeye varabiliyoruz:

Meclis, 550 üyesinden 139’unun kafa sallaması ile hükümetin imzaladığı bir uluslararası sözleşmeyi onaylarsa, bu metin Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nı değiştirebiliyor!..

Bilmem bu yazdıklarımız sizleri ilgilendiriyor mu?

Yoksa siz, özellikle ve öncelikle, sivrisineklerin artmasından, çöplerin vaktinde ve yeterince toplanmamakta olmasından ya da komşu kızı Cevriye’nin, maşukası kabzımal Hüsnü ile bir türlü gün ışığına çıkması kısmet olamayan “makus talihi” ile mi ilgilenmeyi tercih ediyorsunuz?..

Vallahi… Yine de siz bilirsiniz.

 
Toplam blog
: 913
: 485
Kayıt tarihi
: 30.01.09
 
 

1942 yılının Şubat ayında Bursa'da (Mehmet Kemalettin'den olma, Emine İffet'ten doğma olarak) dün..