Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Nisan '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Sizi Taklitçiler Siziiiiii!!!

Sizi Taklitçiler Siziiiiii!!!
 

Evden metroya gitmek üzere çıktığımda, karşıma çıkan ilk şey kara kapkara bir köpek oldu. Kapkaralığını bozan yegâne şey, elâya çalan anlamlı bakışları olan, gözleriydi. Evet bakışları çok anlamlıydı ve çok güzeldi, akıllıydı. Ben ona uzun uzun baktım. Bakıştık. Ona çok uzun bakınca ne cins bi insan olduğumu anlamak ister gibi, kara kulaklarını yarasa kanatları gibi açtı kapadı, enseye doğru sıfırladı. “Heyyy benden sana zarar gelmez, beni dost bil” dedim, manalı bir şekilde göz kırparak. O da anladı ve göz kırptı.

Yürüdüm yürüdüm yürürdüm. Metroya geldim. Tüüüü su almayı unutmuşum. Şu metro görevlisini bi kıl etseydim, metroda su içerek biraz eğlenirdim, içimden gülerek…

Eğlenme deyince sadece metrodaki görevliyi kıl ederek olmuyor tabii. Bir de insanları inceleyerek oluyor. Yaşlı bir kadın, yanında orta yaşlı kızı. Az ötede birazdan sınava gireceği belli bi marjinal kılıklı öğrenci, bi memur kılıklı standart adam, bi ev kızı…. Her şey normal.

Bir de bi çift… Her zamanki çiftlerden işte. Bu çifti her zamanki çiftlerden ayıran; kızın beni ortadan ikiye ayıran, beni hümanist benliğimden alıp, Ceki Çen’den uçma, zıplayarak çeneye ayak oturtmaca dersi almayı düşünmeme sebep olan 30’luk kızın bebek taklidi yaparak, ufalıp cebime gireceğini fakat tam tersine gerzonun en önde gideni ya da gerzoluk bayrağını taşımayı layıkıyla hak eden bir şahsiyetti.

Sevgilisi ile konuşması dudaklarını büzerek, dudağını aşağı doğru sarkıtarak, yetişkinden ziyade beyinsel gelişimini tamamlayamamış, bedeni büyümüş bir zavallı gibiydi. Evet öyleydi. Tkyyy gençliği miydi, bunlar. Neydi? Yoksa çocukluğu yaşanılmasına izin verilmemiş; o da arka nahiyesi dışarıda, kollar iki yana açık, üst beden öne eğik maço sevgilisine çocuk taklidi yaparak, isteklerini mi gerçekleştirmek istiyordu.

Düşündüm bu işin yaş sınırı yoktu. Ünlü versiyonu ise Emel Sayın idi. Kadın kaç yaşlarındaydı hatırlamıyorum ama çok yaşlar devirmişti işte, televizyona çıkıp dudak sarkıtıp çocuk diliyle konuşmuyor muydu, ifrit oluyordum.

Bi inşaatın kenarına gidip bi kalas yürüteyim diyorum. Akşamdan suya yatırıp kalas suyu, kendi öz suyu haline getirene kadar gecelerce bekletip, sonra “ha yavrum, yer misin yemez misin? Var mısın yok musun? Konuşur musun konuşmaz mısın?”

Yoksa dublaj Türkçesi mi buna sebep olmuştu. Ya da televizyonda gördükleri bazı kişiler gibi; gözlerini sık sık kırparak bir de üstüne çocuk diliyle konuşarak seksi falan mı olacağını düşünüyorlar. Oysa ne kadar itici ve beyinlerinin kıvrımsız, sadece löp et olarak düşünmemize sebep olduklarının farkında değiller mi acaba?

Ya da içlerindeki şeytani emelleri gizlemenin yolu bu muydu? Sempatik olayım derken gerçekten şebek gibi oluyorlar.

Ama gerçekten bu tiplere gıcık oluyorum. Biliyorum siz de oluyorsunuz. Bir kişide çıksın “aaaa aaa ben beğeniyorum o şahsiyetleri, çok tatlı bi şey onlar” desin de hemen Ceki Çen’e telefon açıp randevu alırım.

İnsan kendisini embesil gibi göstermek için elinden geleni yapar mı?

Psikolojik olarak bi incelenseler diyorum, altında kalan sebep nedir ne değildir?

Biri de bunlara söylesin, kızım gerçekten itici ve gerzo görünüyorsun.

Beynini kullan yavrucuğum, işlet. Bu beden ve bu zekâ seviyesi.

Offf Allahım akıllara zarar…

 
Toplam blog
: 246
: 1012
Kayıt tarihi
: 15.02.08
 
 

..