Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ağustos '07

 
Kategori
Haber
 

Sizi yıkasak Sayın Gökçek

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, su kesintileri nedeniyle vatandaşlardan özür dileyerek, "Haklarını helal etsinler" demiş…

Eğer bir “Ankara sakini” olarak sana hakkımı helal edersem, öyle inanıyorum ki Yüce Allah’ın huzurunda çok büyük günaha girmiş olurum.

Öyle sanıyorum ki Yüce yaratan Allah, insanlara “Benim karşıma kul hakkı ile gelmeyin” derken, kullarına da görevlerini hatırlatmış olmaktadır.

Bu gün bunları yaşarken anlıyorum ki, Allah, insanlara bir şekilde “Görev” de vermektedir. Onlara şöyle demektedir: Ey kullarım… Size bir görev veriyorum, yük yüklüyorum. Bu görevinizi en iyi şekilde yerine getirin. Size, çevrenize, insanlığa ve doğaya zarar vermemeleri için görev almış insanları denetleyin. Eğer onlar bir hata yaparsa, uyarın ve eğer yine de hata yapmaya devam ederler, zalimleşirler, kibirlenirler ve çizgiden dışarı çıkarlarsa, onların görevlerine son verin ve eğer onu da yapamıyorsanız, HAKKINIZI helal etmeyin. Çünkü ben, sizin hakkınızı HELAL etmediklerinize vereceğim ceza, cezaların en büyüğü olacaktır…

Eğer Yüce Yaratan Allah, bizi böylece görevlendiriyorsa, bizim de şimdi Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olarak 13 seneden bu yana görev yapan ve görev yaparken de ne yaptığını hiç birimizin bilmediği İ. Melih GÖKÇEK’in “Hakkınızı helal edin” talebine “ETTİK” dersek, kendimiz bir yana, bu kez bizim de sorumlusu olduğumuz ve temsil ettiğimizi düşündüğüm “ağzı var dili yok”ların haklarını kötüye kullanmış olacağız ve sanırım en büyük cezayı hak edeceğiz.

Bu nedenle ben kendi adıma Ankara Büyükşehir Belediye Başkanının “Hakkınızı helal edin” talebine “Ben Ankara’da ikamet eden birisi olarak, size hakkımı helal etmiyorum” diye cevap veriyorum ve diğer Ankaralıların da bu talebe cevap verirken dikkatli olmaya davet ediyorum…

Sayın İ. Melih GÖKÇEK, mensubu bulunduğu partinin genel başkanının ifadesinin yeni sürümü ile halka seslendi ve “Ananıza gidin” dedi. Aslında söylemek istediği “Ananızı alın da gidin” olmayacağına göre “Avradınızı alın gidin” diyecekti. Baktı ki söz uygun düşmüyor, o da anamıza taktı ve bizi onun yanına göndermeye kalktı.

Hoş benim anam bu durumdan çok memnun olurdu. Memnun olurdu ama İ. Melih GÖKÇEK’i de hiç affetmezdi.

Şimdi yeni bir önerisi var “Başınızı yıkayın” diyor…

Ben de diyorum ki, madem yıkama faslına geçtik, sizi Sayın İ. Melih GÖKÇEK, sizi tümden yıkasak, kurutsak ve güneşin altına assak olur mu?...

Belki vicdanınız bu şekilde rahatlar…

10 AĞUSTOS 2007

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..