Sızı

tam şuracığımda
kötü bir haber gelecekmiş gibi
seyirdi kafesinin içinde dönenen yüreciğim.

bütün tarla kuşları hep birden havalanır mıydı yoksa
bütün tarla kuşlarına düşer mi birer avcı
karartırmı yoksa kanat kenet olunca havayı
havada benekli mavi örtü olur mu delik deşik...

hay allah
öyle kayalık ki ormanlarım
öyle beklenmedik zamanda geliyor ki güz
öyle tek renkli bir yitim korkusu ki
elmas bile kesse yaprağı dalından
akan kan...

karanlık bir geceydi
yıldızların kendine hayrı yok
her akşam yaşamaya yatarken
her sabah yaşamaya kalkarken
bütün gün bir nefes daha fazladan
alırken
verirken
dönendikçe kafesinde sıkıştı yüreciğim...

acım benim
dokungacım
kabuğunun içinde billur narım
bacağında haberiyle
uçup dönen
dönüp uçan
güvercinim...
yapraktan mı göremedin
dumandan mı sezemedin
topraktan mı eremedin
yağmur mu yağacak
sızlıyor yüreciğim...

sanırsın seferberlikten mektup gelmiş
madalyalı künyeli...