Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Nisan '10

 
Kategori
Sağlık
 

Sizin de Bir Kaktüsünüz Olsun

Sizin de Bir Kaktüsünüz Olsun
 

Radyasyonu emiyormuş...


İnternet kullanıcıları için önerilen bir bitki:KAKTÜS.Radyasyonu emdiği kanıtlanmış. Kanal D'deki "Doktorum "programında radyasyon yayan ev aletleri ve zararlarından söz edildi.Ama daha önceden bilgim dahilinde olan kaktüse değinilmedi.İnternette, bu bitkinin dikensiz tarafından kesilen bir parçayı, leke veya lezyon olan bir yerimize koyduğumuzda, son erece etkili olduğunu okumuştum.Ben burada, programdan edindiğim bilgileri sıralamak istiyorum.

Bir kere; insan ve diğer canlılar yerkürenin merkezinden ve güneşten gelen radyasyona zaten sürekli maruz kalıyorlarmış.Yani belli oranda radyasyon, yaşamımızda öteden beri mevcutmuş...

Baz istasyonları tam tepelerinde olan binalar ,bundan etkilenmezmiş,mumun dibine ışık vermeyeceği veya el bombasının çok yakınına zarar veremeyeceği gibi...

Disko veya maçta birbirini duyamayan insanlar örneği, kuşlar ve arılar yoğun radyasyon alanlarında haberleşemedikleri için yaşamları tehlikeye girermiş.Arılar kovanla irtibat sağlayamadıklarından kaybolup gidermiş böyle ortamlarda..

Cep telefonuna göre radyo ve televizyon dalgaları beş misli daha radyasyon yayıyormuş.

Eloktomanyetik sistemler insanın biyolojik yapısını etkiliyor, beynin fizyolojik yapısını bozuyormuş.Ayrıca sinir sistemi de olumsuz etkileniyormuş."Sadece kansere odaklanmayın bu etkileri de düşünün" diye uyardı konuşmacı olan profösör.

Yüksek gerilim hatlarının olduğu yerdeki çocuklarda; löseminin beş kat daha fazla görüldüğü saptanmış.

Çocukların kemik ve ilik yapıları ince olduğu için büyüklere göre beş kat daha fazla radyasyonu, bünyelerine geçirme riskleri olduğu belirtildi.Çocukların odasına konulan düafonların da mümkün olduğunca çocuğun yatağından uzağa konulması için uyarıda bulunuldu.

Telsiz telefon yerine kablolu kullanılmalı hiç olmazsa yatak odalarına konulmamalıymış...

Kablosuz internet ve modem ...Modemi mümkünse balkona koyun denildi.Modemden sürekli "trik trak" diye ses geldiğini ama kulağımızın bu sesi duymayıp beynimizin algıladığını öğrendim.

Fön makinesi uzun süre kullanılmamalı, çamaşır makinesinin ,özellikle sıkma programında ondan uzak durmalıymış.Mikrodalga fırınlardan da aynı şekilde çalışırken uzak durmak gerektiği hatırlatıldı...

Cep telefonunu kulağımızdan olabildiğince uzak tutarak konuşmamız,elektrikli ev aletlerinden 1-2m.uzakta durmamız,televizyon bilgisayar gibi aletlerin tüplü tarafını sokaktan yöne çevirmemiz,yatağımızı prizlerden uzak yerde yapmamız,cep telefonunu üzerimizde değil çantada taşımamız ve de güneşin zaralı olacağı, 11-15 arası saatlerde dışarı çıkmamamız uyarılarını dikkate almak gerektiğini hepimiz biliyoruz.Ama ne kadarını uygulayabiliyoruz,,,

Kadınlara sık sık söylenilen, 4o yaşından sonra çektirmeleri önerilen mamografi de tehlike arzeden aletler arasında.Başka bir programda ABD de yaşayan bir bilim adamı artık mamografi yaptırmadıklarını söylemişti.

"Her nimetin bir külfeti var" sözü sanırım bu konuya uygun bir söz.İlaç alırken bile bir sürü yan tesirini göze alıp içiyoruz...

"Beyazın da beyazı var"diyerek çamaşırlarımızı tertemiz yapıyoruz,öte yandan toprağımızı, suyumuzu ,havamızı kirletiyoruz...Bizlm kuşağın nineleri hemen tüm temizliklerini küllü suyla yaparlarmış, annelerimizin gençlik yıllarında ise sabun varmış bu görevi yapan.Bizler 60'lı yılların ortalarında tanıştık ilk kez deterjan ve pedlerle.Onlarca temizlik ürünü çıktı birbiri ardınca sonraları...Kişisel, ev, çamaşır, bulaşık,sağlık temizlik ürünleri.Bunları üreten fabrikaların, bizlerin; bunları kullanırken oluşturduğumuz atıkları, havaya,suya ,toprağa bırakıyoruz.Dolayısıyla da temiz ve doğal olan toprak su havanın olduğu bir yer kalmadı sanırım küçük gezegenimizde..

Elimizde olanı hiç olmazsa daha fazla hor kullanmamalıyız...Artık insanlar tersine göç olayına sıcak bakmaya başladılar .Oluk oluk köyden şehire göç eden insanlar; ;en azından belli bir yaştan sonra veya çaresizlikten dolayı köy yaşamına dönmeyi tercih eder duruma geldiler günümüzde...

 
Toplam blog
: 307
: 1382
Kayıt tarihi
: 08.08.07
 
 

Emekli Türkçe öğretmeniyim.Şimdi Marmara Üniversitesi bünyesinde bulunan, Atatürk Eğitim Enstitüsü ..