Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Temmuz '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Sizlerden özür diliyorum !

Sizlerden özür diliyorum !
 

Sizlerden özür dilememin sebebi bu gün yaşadıklarımın etkisi altında kalmamdır.

Büyük bir plazanın işini yapmam sebebiyle, günümü orda geçirmek zorundaydım. Kendimi, güvenlikte bulunan 25 yaşlarında bir genç kız ve idari işlere bakan 35 yaşlarında bir beyefendi ile muhabbet ederken buldum. Nasıl konuşmaya başladık hatırlamıyorum bile. Bir ara, ben güvenlik memuresine kime oy verdin deme gafletinde bulundum. Ak parti dedi. Ben de o, ak parti değil adalet ve kalkınma partisidir dedim. Olsun kendi seçimidir elbet bir bildiği vardır dedim. Peki dedim, sen Bülent Arınç’ı tanır mısın? Galiba, evet meclisde o di mi?

Yok emin değilim dedi. Peki, sen Menemen olaylarını bilir misin? Yooo, ne ki o dedi.

Buz gibi oldum. Saçımın telinden bacağımın son kılına kadar tüylerim diken diken oldu. Menemen olayları ve asteğmen Kubilay diye yeniledim.O sırada bir pizzacı geldi. Sen ne mezunusun dedim. Lise mezunuyum dedi. Menemen olaylarını anlatır mısın bana dedim. Ooo abi, ben menemen çok severim dedi. Yurtiçi kargo geldi. Ona sordum bilmiyordu. İnanamıyordum bu duyduklarıma. Lise mezunu olan kimse bilmiyor muydu Menemen olaylarını? Bunlar nasıl gençti ? Tekrar kıza sordum. Peki parti içi oluşan dedikodular var ve bunlar belki de bizim aleyhimize olacak, ne dersin? Yoo onlar öyle şeyler yapmazlar dedi. Bu arada öğle tatili olması sebebiyle etrafımızda bir kalabalık oluştu. Kimisi dinliyor kimisi konuşmalara katılıyor, yani hararetli bir ortam oluşmaya başladı. Bende de hararet daha da yükselmişti. Ülkemizin bölünme olasılığı var dedim, ne düşünüyorsunuz dedim. Cevapsız kaldım. Umursamıyorlardı. Kenen Evren’i tanıyan çok azdı. Hatta ihtilalin sebebinin, hükümetin yağ kuyrukları yapmaları nedeniyle olduğunu öğrendim. Sol, solculuk ve kominizm diye bir kavramları yok, bilmiyorlar. Sosyalizm, getirdikleri, götürdükleri, niye, gibi ard arda gelen sorularım yanıtsız kaldı. Aleviler koministtir dedi biri, içlerinden. Solculuğu, hatta Marx’ı anlattım 5 dakikaya. Ne fayda, ben anlatamam ki bir devrin savaşını. Deniz Gezmişi, Mahir Çayan’ı. Savunduğumdan değil ama bilinmesi gereken bir olgu olduğun için. Emperyalizmi, de bilmiyorlar. Militarizmi sordum, baskıcı emparyalizmin etkisini ve sizlerin neyi beklediğini, Hatta hatta Malazgirt savaşını, Osmanlı İmparatorluğunun kuruluşunu dahi bilmiyorlar. Ama Fatih Sultan Mehmet’i biliyorlar. Birisi dedi ki, ben orta okuldayken pinokyo okuttular. O Allah’ın isteklerini yapmadığı için burnu uzarmış, gerçek bir hikayeymiş bu demez mi? O zaman Fettullahçıları sordum onlara. Çünkü buraya gelinen noktada onların Amerika’dan uzanan elleri var dedim. Bilmiyorlardı.

Benim IQ oranım düşüktür ama çok okurum, haber izlerim, kültürümü arttırmaya çalışırım dedim. Siz niye okumuyorsunuz dedim. Ne gerek var ki, televizyonda yarışmalar var dediler. Hele şimdi güzel ve dahi diye bir yarışma programı varmış. Herkes onu seyrediyormuş. İnsanlar demek ki böyle bilgileniyor herhalde dedim kendi kendime.

Yugoslavya’yı anlattım onlara, Sırpları, bölünmelerini hem de bir çırpıda.

Biri dedi ki siz idama inanıyor musunuz acaba? Uzun bir gün olacak galiba bu gün. Evet dedim. Amerika’da bile hala devam ediliyor, sizin idol olarak benimsediğiniz ülkede dedim. Ama, burada yaklaşık on iki kişi olduk. Muhakkak ailelerinizden bir kişi almıştır pkk dedim ve haklı çıktım. Bu sayının 20.000 li rakamlar olduğunu ve idam olması gerektiğini, ailelerin ateşinin bir nebze de olsa sönebileceğini anlattım. Terörizmin ne anlama geldiğini bilen sayısı çok azdı. Ben gittikçe moronlaşmaya başlamıştım. Dedim ki aranızda Po ovasını bileniniz yoktur ama Giresun nerde diye sorum. İstanbul’da bir belde olduğunu öğrendim. Ağlamak üzereydim artık. Zannederim benimle dalga geçiyorlardı. Size son soru dedim. Kurtuluş savaşı niye, neye karşı yapıldı dedim. Cevapsız kaldım. Ne olur dedim Mustafa Kemal Atatürk’ü tanıdığınızı söyleyin bana dedim. Boş gözlerle bana bakıyorlardı. Bir tanesi ben biliyorum dedi. Sadece bir tanesi. Kim diye sormadım özellikle yanlış cevap vermesin diye. Sadece alnından öptüm ve kahkaha atarak oradan uzaklaştım. Kahkaha yerini göz yaşına bıraktı. Eve döndüm, canım çalışmak istemiyordu bu gün. Atatürk’ün biz gençlere bıraktığı mirasın son temsilcilerinden biri olduğumu anladığımda tekrar ağlamaya başladım.

Lisede ne öğrendi bunlar? Kim ne öğretiyor bu gençlere? 1980-1982 doğumlular bu gençler ve bilmiyorlar ve inanıyorum ki onların anne ve babaları da bilmiyorlar. Aslında eminim de yinede cevabını bilmek istemiyorum. Gördüklerim bana yeter. Ve azınlık olarak yaşadığımıza inanmaya başladım. Bu kadar zamandır yazıyorum demek boşaymış. Tüm emekler, tüm çalışmalar boşaymış.

Sizlerden özür diliyorum. Ben herhalde biraz farklıyım belki de. Ne olur beni affedin. Bu güne kadar yazdıklarım için beni affedin. Biz son nesiliz bari anlamaya çalışın. Ne olur?

 
Toplam blog
: 51
: 628
Kayıt tarihi
: 12.04.07
 
 

Hayatı farklı gözle bakmayı seven, haksızlığa tahammül edemeyen, olaylara sessiz kalıp yerinde mü..