Skibbe

Bursa takımı rakibinin zaaflarını iyi çözmüş ve dersine iyi çalışmıştı. Maç boyunca aynı taktikle dalga dalga pozisyonlar yakaladı. Yusuf ilk yarı beş hızlı hücumu başlatarak, resmen oyunu tek başına domine etti. Skibbe seyretti. Buna karşılık, Galatasaray hiçbir önlem almadı. Skibbe dersine iyi çalışmamış, rakibini doğru dürüst analiz etmemişti. Belki gerek görmemişti. Rakibi küçümser dikkatli incelemezsen, böyle ağır bir faturayı önünde buluverirsin.

Tek başına Ayhan'a bırakılmış bir orta sahada, onun da bütün çalışkanlığına rağmen, tribünlerle girdiği diyolag, çok yakışıksızdı.

Orta sahaya sürülmüş bir Hakan Balta iyi bir sol bek ancak, asla ve asla orta saha oyuncusu olamaz. Koca bir ilk yarı boyunca bir tek atak geliştirmediği gibi Ayhan'a ve oyuna en küçük bir katkısı olmadı. Skibbe’de göremedi.

Arda sakatlıktan çıkmanın çekingenliği, yerinde oynatılmamanın kırgınlığı ile oyuna bir türlü giremedi. Kewell'ın yokluğunda asıl mevkii olan sol kanatta başlasaydı, doğru dürüst atak yapılamayan sol kanatta katkısı daha büyük olurdu. Ama Skibbe bunu da göremedi.

Son haftaların başarılı oyuncusu Lincoln baskı üstüne geldiği anlarda ortalarda gözükmedi.

Sakatlıktan yeni çıkan Nonda takıma katkı yapamazken, üstüne üstlük Baros'un oyununu da bozdu.

Servet, kendi bölgesinde doğru dürüst görevini yapamadığı halde, Galatasaray’ın yaptığı ataklarda, ileri çıkarak bırakın gol atmayı, neredeyse bütün atakları auta yollayarak, kesiyor. Galatasaray’ın yediği goller incelendiğinde, mutlaka servetin hatası, yavaşlığı veya katkısı göze çarpıyor. Skibbe’nin bunu görüp ikaz etmesi gerekir.

Aylar sonra forma giyen Sabri, kimseyi oyunuyla tatmin etmediği gibi, takım arkadaşlarıyla sürtüşmeye giriyor. Bunu kendisine anlatacak, kulağını çekecek kim. Skibbe.

Sakatlıklarla başı dertte olan Galatasaray, asıl sakatlığın Skibbe’nin zihniyetinde olduğunu anladığı an, başarıya ulaşacaktır.