Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Şubat '09

 
Kategori
Güncel
 

Slumdog Millionaire’in Bollywood filmlerinden farkı

Slumdog Millionaire’in Bollywood filmlerinden farkı
 

Mumbai'nin bidon evleri


Filmi izlemeden 2 ay önce orada yaşayan bir arkadaşımı ziyaret etmek için Mumbai’deydim. Mumbai için arkadaşımın yaptığı tanımlama şöyleydi: “20 milyonluk bir gecekondu mahallesi”. Gerçekten de öyle. Şehir tam bir keşmekeş, her tarafta bidon evler, sokakta yaşayan insanlar, kesif bir çöp ve baharat kokusu. Trafik hem gülmelik hem ağlamalık bir düzensizlikle tıkır tıkır işliyor. İyi semtleri de var ama yine sokağa çıkınca koku ve düzensizlik hakim. Mumbai’den evime dönerken büyük bir ferahlama hissettim. Bu ziyaretin hemen akabinde Slumdog Millonaire filmini izlediğimde çok etkilendim. Mumbai’nin varoşlarından çıkıp bizde Kenan Işık’ın sunduğu “Kim 500 Milyar İster” adıyla yayınlanan yarışmanın benzerine katılan bir Müslüman gencin öyküsünü anlatan film Oskar’ı gerçekten hak etti mi yoksa ABD’nin doğudan özür dilemesinin bir başka şekli miydi o ayrı bir yazının konusu. Filmde acı ve sefalet çok pozitif bir yaklaşımla verilmiş, gereksiz duygu sömürüsüne girmeden, hafif mizah katarak, olaylar dramatize edilmeden bir peri masalı anlatılmış. Ancak detaylar ve kurgu çok güzel. Oyuncuların ünlü olmaması çok önemli. Daha önce Bollywood filmleri de seyrettim. Bu filmlerin en önemli özelliği cahil halka hayaller kurdurmak, aslında hiçbir zaman sahip olamayacakları, hatta yakınından bile geçemeyecekleri bir hayatı sunmak. Bollywood filmlerinde oyuncular hep çok güzel ve yakışıklı ve en önemlisi yapmacık. Bollywood filmlerinin hepsi birbirine benzer, hepsinin hikayesinin özü aynıdır, gerçeklikten uzaktır. Bu filmdeki oyuncular ise çok doğal ve gerçek hayattan kişilerdi.

Peki Hintliler filmi neden beğenmediler? Geçen hafta Mumbai’de yaşayan arkadaşımla konuşurken bana bu film yüzünden Hintlilerin Avrupalılara karşı düşmanlık beslediğini, film yüzünden büyük tartışmaların olduğunu söyledi. Açıkçası çok şaşırdım çünkü filmi izlediğimde çok gerçekçi, pozitif, yumuşak ve başarılı bir film olduğunu düşünmüştüm. Ayrıca Hintlileri aşağı gösteren herhangi bir unsur da görememiştim. Daha doğrusu ben Mumbai’yi ziyaret ettiğimde gördüklerimi aynen yansıtıyordu film. Peki Hintliler neden bu kadar kızgındı? En önemlisi, ülkelerinde sefil bir şekilde yaşayan alt kastın şartlarını, bu kadar açık bir şekilde yüzlerine vurulmasından hoşnut değillerdi. Hindistan dünyada sınıf farkının en yoğun yaşandığı ülke. ABD’de bile sınıf ayrımı ortadan kalmışken, Hindistan’da bu konu hala bir tabu olarak kabul ediliyor. Alt kastların hayal ettikleri yaşama kavuşma şansları hiç yok. Bunu ancak Bollywood filmlerinde yaşayabiliyorlar. Üst kasttakiler için de bu durum çok doğal, eşitlik düşüncesine çok uzaklar. Alttakilerin onlarla aynı şanslara ve fırsatlara sahip olmalarını kabul etmiyorlar. İkinci sebep ise bu filmin yabancı bir yapım olması. Kendi sefilliklerini ancak yine kendi milletlerinden bir yapımcı ve yönetmen tarafından yapılması gerektiğini savunuyorlar. Doğru, haklılar da. Ama Bollywood’ın doğasına, amacına aykırı bir film olurdu bu. Hedef kitle böyle bir filmi izlemezdi ki! Onlar sahip olamadıklarını izlemek istiyorlar! Bu filmde gösterilenleri onlar her gün zaten yaşıyorlar! Hatta “bu kadar kötü bir filmin” Batı’da nasıl bu kadar beğenildiğini anlayamıyorlar…

Filmin esinlenildiği Q&A adlı kitabın yazarı bir Hintli. Yani öykü özgün aslında. Sadece onların filmlere bakışı, beklentileri farklı, henüz gerçekçi filmler görmeye hazır değiller…

 
Toplam blog
: 9
: 1458
Kayıt tarihi
: 23.02.09
 
 

15 yıllık çalışma hayatına kriz nedeniyle ara vermiş bir otomotiv profesyoneliyim. Siyaset Bilimi me..