Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Mart '09

 
Kategori
Seçim
 

Sn. Mustafa Kara ve Üsküdar adaylarına açık mektup

Sn. Mustafa Kara ve Üsküdar adaylarına açık mektup
 

Londra Geyikler ve parklar,Edinburg Kır Koşusu, ve bizim eserimiz...


2009 Yerel seçimlerinde Üsküdar adaylarının gözde teması Validebağ Korusu. Hepsi de Koru'yu yedirmeyeceğini, koru olarak kalacağini belirtir koca koca duyurularla donattılar çevremizi.

Kimi adayların geçmişteki çalışmalarını biliyoruz, kimi seçilmişlerin de yaptıklarını. Bu yazı seçilmek için Korumuzu öne çıkaranlara ışık tutmak amaçlı.

Korumak ve yedirmemek çok önemli ya, beni asıl büyüleyen bir Hayd (Hyde) Park yapma sözü oldu. Bu söz (vaad, seçim projesi) içimi titretiyor. Diğer adaylara diyeceklerimi de bu söz kapsamına söyleyeceğimden, yazıda Sn. Kara'nın adının geçip onlarınkinin açıkca yazılmamasına darılmasınlar lütfen. Bu açık mektubu okuyacak sizler de Sn. Kara'ya özgü almayın sözlerimi. Dedim ya Sn.Kara'nın sözü büyük, doğal olarak diğerlerini kapsıyor.

İşte Sn. Mustafa Kara'nın nezdinde, bütün adaylara açık mektubum:

Sn. Kara,

Okuduğuma göre partinizin İstanbul adayları arasından da Korumuzu Londra'nın ünlü Hayd Parkı gibi yapma düşünceniz ile öne çıkmışssınız. Bu seçim sözünüz olduğuna göre, Londra'ya gidip Hayd Parkı karış karış gezdiğinizi ve hakkında etraflıca bilgi aldığınızı düşünüyorum.

Bendeniz, kentlerimizin Londra'ya benzemesi umuduyla epey yazdım. Okurlarım tanıktır. Yani, bu hülya benim. Sizinle paylaşmamıza ne sevindim bilemezsiniz! İnanıyorum ki, seçilip de bu işi gerçekleştirin diye, o parka giden, sadece Üsküdarlı seçmenler değil, epeyce İstanbullunun da yüreği aynı heyecanla titriyordur. Nasıl titremez!

Demek ki, içinde lokanta, hastane, okul, provantoryum, huzur evi, otel, izci evi, büfe, araç yolu, koşu parkuru falan olmayan tastamam 1420 (bindörtyüzyirmi) dönümlük yekpare bir yeşil alan yapacaksınız Validebağ Korusunu. Hayd Park o kadardır da...

Seçilir seçilmez, 9 Ocak 2009'da , sporculara koşacak yaya yolları diye sunulup, koruyu bitiricesine tahrip eden ve hala süren yıkıma hemen dur diyecek ve korumuzu öncelikle 2008 sonundaki hale getirerek işe başlayacaksınız. Ardından hemen yıkım kararı çıkmış yapıları yıkacak; etrafdaki onca lüks, hatırlı villayı, orta direk apartmanları falan kentsel dönüşüm kapsamında yemyeşil alana katacaksınız demek ki.

Ve tabii, Hayd Parkın tamamlayıcısı olan, 1110 (binyüzon) dönüm kadar bir yeşil alan daha yaratacaksınız hemen sınırdaş. Bunu projenizde, tam da Hayd Parkta olduğu gibi, bir gölet görünce anladım. Anladım ki, Hayd Parka bir göletle sınırdaş olan 1110 dönümlük yemyeşil Kensingtın Bahçesi gibi bir bahçe daha yapacaksınız. O yeşil alan ki, özenle seçilmiş nadide ağaç ve çiçeklerle bezenmiş olacak! Ve yine içinde, ne okul, ne hastane, ne izci evi, ne yol, ne lokanta, ne büfe, ne açık alanda oturulacak kahve, ne şu, ne bu! Bu da Tophanelioğlu Caddesi'nden Zeynep Kamil hastanesine kadar olan alana düşer. Böylece, Altunizade Kültür Merkezi cıvarında halkın malı iken şahıslara villa, alışveriş merkezi falan yaptırılan Korumuzun eski doğal parçalarını da kurtaracaksınız demek ki.

Ek olarak; o alanda yaban hayatı yaşatmak için: Aydınlatma yapmayacak; mangal kurdurmayacak, ateş yaktırmayacak; belli gün ve saatler dışında oyun bile oynatmayacak; yüksek sesle müzik çaldırmayacak; havai fişek, lazer gösterilerini de durduracaksınız.

Dahası, insanlar sırt çantalarında su ve yiyecekleri ile 1420 dönümde dolanırken, sıkışınca gidecekleri tuvaletleri bile, tıpkı Hayd Parkta olduğu gibi, yeşilden fedakarlık etmeyip yerin altında yaptıracak ve üstlerine çimen, çalı, çiçek dikeceksiniz.

Asla boru döşetip, doğal yağmur sularını toplatıp kanalizasyonlara verdirmeyecek, taş kiremit kum kaplı yollarla suyun önüne set çekmeyecek, tersine o yemyeşil araziye can vermesi için doğal akışına bırakacaksınız.

Her yıl, ağaç, çalı, bitgi, börtü böcek, kuş, sincap, tavşan, tilki falan hepsinin envanterini çıkarıp, azalmamaları için özel önlemler aldıracaksınız.

Değil Milli Eğitim Müdür Yardımcısı, Cumhurbaşkanı bile olsa, kimseyi arabasıyla içine sokmayacak; hiçbir özel etkinliğe, zümreye (sporcu, izci dahil) bir karışını tahsis etmeyecek daha önemlisi ettirmeyeceksiniz demek ki.

Dikkatinizi çekerim Sn. Kara! Siz bir inşaat mühendisisiniz. Gelmiş geçmiş Londra ve İngiltere yönetimleri o parkın projesini, imar durumunu, koruma yasasını falan hiç değiştirmemiştir. Taa ilk gününden beri aynıdır. Hiçbir açıkgöz, yönetime yakın yatırımcı, federasyon, spor klübü, dernek, kooperatif oradan bir karış arazinin kendi projesine, etkinliğine tahsisini veya kullandırılmasını diline bile alamaz, aldırmaz yerel ve merkezi yönetim!

Demek ki siz de, ne kendi şirketleriniz, ne partidaşlarınız, ne hemşerileriniz, ne arkadaşlarınız ne parti başkanınız, ne hükümet görevlileri , hatta ranttan pay alan mafya güçleri gelse bile, Korumuzu yedirmeyecek, yalnız halk için, yani yaşlılarımız, gençlerimiz, çocuklarımız için soluklanacak bir oksijen deposu olarak kalmasını sağlayacak ve bu oksijeni, yeşili üretebilmesi için de bir bütün olarak Koru'da birlikte yaşaması gereken, solucanlar dahil, diğer bütün canlıların yaşam koşullarını da asla bozdurmayacaksınız.

Bitmedi!

Hayd parkı tamamlayabilmek için, Üsküdar emsal ise, Çengelköy'de mesela veya Ümraniye Santral'de 10.000 (onbin) dönüm, içinde geyik sürülerinin de yaşadığı parklar yaptırmalısınız. Hayd Parkdan 15 dakika yürüyerek ulaşılabilecek 1600 dönümlük Rıgınts (Regents), 230 dönümlük Sen Ceyms (St. James) parklarını; mahalle aralarındaki dönümlerce yemyeşil alanları hatırlatmaya gerek duymuyorum. Biliyorsunuzdur, Hayd Park onlarsız yaşayamaz, onlar aşırı kullanımdan Hayd Parkı korurular, yükünü paylaşırlar.

6 Mart günü Londra belediyesi WEB sitesinde ana haber “Londra Parklarına yardım edin” idi. Londra'yı anlatan WEB sayfalarında yeşilin, bahçelerin özel bir yeri vardır. Sürekli bilgiler yayımlanır. Demek siz de seçilirseniz, yeşil alan arttırımı, yaban hayatı korumak için yaptıklarınızı gün be gün duyuracaksınız bize.

Eminim bunları bilen herkesin içi titriyordur heyecandan!

Yerel yönetimleri sadece kentin arazilerinin paylaşmak için kullanan anlayıştan bugünlere gelmemize nasıl sevinmeyiz!

Şehirleri çok katlı geniş oto yollar; alçak, yüksek, şatafatlı veya sade, ama boya, ama cam yüzlü beton binalar, otoparklar, alışveriş caddeleri, alışveriş merkezleri; ortadirek, mahalle arası veya jet sosyeteye yönelik oturup yeme içme yerleri, beton kaldırımlar, taş meydanlar sanan anlayıştan şehirlerin, içinde binlerce dönüm yemyeşil yapılaşmamış devasa bahçeleri olan yerleşim merkezleri olduğu anlayışına ulaşmamıza kim sevinmez?

Nihayet: Önce gecekondulaştır, sonra tapu ver oy al, sonra altyapı götür oy al, sonra otobüs koy oy al, imar düzenlemesi falan rantçılara pay ver pay al, sonra kentsel dönüşüm uygula paydaşlara pay ver pay al kurnazlığından uzak ve, geçtim başka ülkeleri üzerinde yaşadığımız, Anadolumdaki binlerceyıl öncesi uygarlıklardan, şehirleşmeyi biraz olsun öğrenmiş kişilerin aday olmasına nasıl içimiz titremez!

Gözümüz sizde!

Selamlarımla,

Seçilirseniz, yalnızca ve bir süre için vekaleten yetkilerini kullanacağınız asillerden biri.

TEŞEKKÜR: Şubat 2008'de, zamanını ayırıp Londra Richmond Park geyiklerini ve Barnes semt parkını resimleyip ileten doğa dostuma teşekkür ederim.

 
Toplam blog
: 41
: 1621
Kayıt tarihi
: 29.05.07
 
 

Doğaya, sanata, spora, bilime ve ülkeme bağlı; doğruya, gerçeğe, akla yönelik; uluslara saygılıyı..