Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ağustos '13

 
Kategori
Futbol
 

Sn Ünal Aysal, Türk futbolu sizi ilgilendiriyor mu?

Türk Futbolu demek üç büyükler demek. Önce Trabzon ve ardından Bursanın şampiyonluğu değişimi başlatsada Türk Futbolu demek üç büyükler demek. Çünki devlet taraftarı çok olan bu kulüplerimize daha fazla destek veriyor onlar üzerinden ülke futbolunun gelişimine çalışıyor.

Üç büyükler ezeli rakip ebedi dostlar bu misyona ne kadar sahip? Bu işin başarılması neler yapıyor? Bu sorulara kolayca yanıtlayabiliriz. Çünki büyük kulüplerimiz ve onların yöneticileri Türk Futbolunu asla düşünmüyor. Onlar kendi takımlarının, yönetimde oldukları süre içinde başarılı olmalarını önemsiyor gerisi teferruattan ibaret.

Abdullah Avcı göreve geldi. Bu gelişe hiç kimsenin itirazı yoktu. başarılı bir TD olan Avcı bu görevi haketmişti ve kariyeri milli takımı ileriye götüreceğine işaret ediyordu. Ama olmadı yapamadı Avcı milli takım ciddi düşüşe geçti ve dünya sıralamasında ellincilikten aşağı indi.

Abdullah Avcı'nın kişisel değerlendirilmesi yapıldığında milli takımın bu performansının şaşırtıcı olmadığı kolay görülebilir. Avcı konuşmalarında "ben yıldızlar ile çalışamayı bilen TD değilim" diyor. Onlarla uğraşamam şeklinde ifade ediyor düşüncelerini. Bu söylem ile bir yıldızlar topluluğu olan milli takımı çalıştıramayacağını ifade ediyor. 

Milli takımın düşüşünün başladığı yeri görmekde çok önemli. Amsterdam'daki Hollanda maçı. O gün sahaya sürülen onbirde yapılan yanlış belki Abdullah Avcı'ya kişisel tatmin sağlamış olabilir ancak ellinciliğe kadar süren düşüşün başlamış olduğu yerdir.

Yönetici uzak görümü olan adamdır. TD seçilirken birçok şeye dikkat etmek gerekir. Abdullah Avcı bu görevi taşıyamıştır. Ülke futboluna zarar vermiş hatta geri götürmüştür. 

Türk Milli Takımı böylesine sancılı dönem geçirirken yada hızlı düşüş yaşarken ülkemiz  kulüplerinin birliğinden tek ses çıkmaması şaşırtıcıdır. Kulüpler birliği ve onun değerli üyeleri olan yöneticilerimiz kendi kulüplerinin çıkarları yada misyonu içinde milli takımı hiçbir yere koymamamaktadır anlaşılan.

Üst düzeyde futbol oynayan futbolcuların dünya vitrini olan turnuvalara katılamaması o heyecanı tatmaması bizim başkan ve yöneticilerimizi hiç ilgilendirmiyor. 2008 de FT nin kaprisleri ile kaybedilen avrupa şampiyonluğu yerine üçüncülük ile sevinmeyi bilen futbolcularımız artık o günlerin de gerisinde kalmaya alıştılar. Dünya ve avrupa kupalarına gidemiyoruz. Yanıtı ise basit bu misyonu anlayacak ve gerekenleri yapacak insanlar görev başında değiller.

Ülkemizde bir yabancı hayranlığı var. Sınır olmasa takımlarımızda yerli futbolcu kalmayacak. Büyükler başta her ker kulüpte ihtiyaçtan fazla yabancı var. Yöneticiler bir yıl önce onayladıkları yabancı sayısı ile ilgili kararı değiştirmeye çalışıyor. Amacı aşan konuşmalar yapılıyor. Bundan daha kötüsü Burak gibi değerli iş yapan futbolcular unutulmaya çalışılıyor.

Yabancı futbolcu sınırlı sayıda olmalı. bir kulüpte on tane olması dahi yanlış. Bu oyuncular yerlilerin oynama şansını elden alıyor. 2008 yarı finalisti milli takımdan geldiğimizi yere bakıp ne yaptık böyle oldu diye sormamak inanılır değil. Yabancı sayısının arttırılmasının bu başarısızlıkta payının ne kadar yüksek olduğunu niye anlayamıyoruz?

İşin birde maddi boyutu var. Kulüplerimizin herbirinini yüz milyon dolar borcu var. Bu paralar transfer hovardalığı ile harcanmış paralar ve borç hanesinde duruyor. Yöneticileri taraftarı memnun etmek ve medyaya  malzeme vermek için transfer yapıyor. Bu transferlerin ne takımlara nede Türk Futboluna yararı olmadığığını anlamaları mümkün değil. 

Takımınızı yabancı oyuncularla doldurarak başarı kazanamazsınız. Kazandığınızı zannerdersiniz. Dünyada transfer ile başarılı olmuş kulüp yoktur. Çok transfer yapan Real Madrid bile kendi alt yapısından sürekli adam çıkarır. Bizim başkanlarımız Türk Futbolundaki iyi takımları, incelemelidir. Bu takımların alt yapı ağarlıklı takımlar olduğunu gözlerinden kaçmayacaktır. Yada Barça gibi biz dünya yıldızı transfer etmeyiz dünya yıldızı yetiştiririz söylemini düşünmelidir.

Sık sık da sporcu düşünce yapısına dair söylemler dinleriz. Sporcu yetiştirmenin ne kadar önemli olduğunu söyleyen değerli insanlar beş on yıllık gelirlerini transfere döken yönetciler için ortak bir dil kullanamadıklarını,misyonunu tamamlamış yıldızın verecekleri iki üç kuruşluk katkıya karşı çaldığı Türk Futbolunun geleğini görememelerini hayretler içinde izliyorum

Sn Aysal bugün en iddialı söylemleri kullanan kulüp yöneticisi. CL yi almak istiyoruz diyor. Türk Milli Takımı Dünya yüzüncülüğüne inecek onunla hiç ilgilenmiyor. Bu işler böyle yürümez Sn Aysal. GS on yıllar önce avrupa kupası aldı. Ama Aysal'ın göreve başladığı yıl avrupaya gitme hakkı dahi yoktu. Ben görev süremde en yüksek başarıyı kazanayım  her türlü imkanı seferber edeyim sonrasında ne olursa olsun düşünce tarzı olmamalı. Kalıcı başarılar yakalanmak isteniyorsa ülke futbolu daha akılcı düşünülmeli.

 
Toplam blog
: 246
: 184
Kayıt tarihi
: 08.09.09
 
 

01.04.1956 doğumluyum. İnsanca yaşamın en önemli değer olduguna inanırım. Paylaşmanın önemine ina..