Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ağustos '07

 
Kategori
Siyaset
 

Softaların sofrası

Softaların sofrası
 

Önce bir test: Cumhurbaşkanı ne yaptı ?

A- REST B- JEST !

İkisi de değil. Üstelik hala bu soruyu sorup onun "gözüm görmesin" tavrını görmeyenlere de pes !

Nasrettin hoca” dan yola çıkalım. Hani şu ucube zevcesine söylediği; yüzyıllarca bütün bahtı kara kocalara umut veren söz:

-Kime görüneyim Nasrettin ?

Evet; Hocanın cevabı yüzyıllarca kılavuzu olmuştur bu çileli türün:

-Bana görünme de kime görünürsen görün !

Sezer’ in cevabında jest ya da rest arayanlar işte bu basit noktayı gözden kaçırıyorlar. Fasit dairede anlamlı yanıtlar etrafında dön baba dönelime pervaneleniyorlar.

Düşünün dostlar: Haydi bir nebze empati: sonuna kadar koruduğunuz bir kaleyi sayıyla mağlup olarak, galiplere de tarihten alınacak dersleri bırakarak çekip gitme zamanıdır şimdi.

Işığınız artık sadece sizin ve sizin gibi olanların yolunda titrek bir aydınlatıcı…

Tüm güvenli dağlara kar yağmış, her şey size yabancı !

Yalnız ve umutsuzsunuz ! Arkanızda eli hançerli gölgeler ! Bir değil tam 72 milyonun yarısı Brutus!

Ve kurallar gereği sizden sonrası sunuluyor size.

Kurallar artık sadece protokol…çoktan sarmaya başlamış irtica-yı ahtapot bu devleti…
Binlerce kol !

Bakacağınız liste tam bir ara sıcaklar listesi. Bunları yiyip yutarsanız arkadan gelecek olan İran usulü şeriat közlemesi. Ne özlemesi kalmış, ne sözlemesi. Apaçık, konmuş sofraya.

Sizin bu kadar mı dayanıklı sinirleriniz; çelik tellerden mi ibaret omurilikteki sinirlar ağı…Kalbiniz bu kadar mı zımpara kağıdı.

Ne yapsanız boş artık !
Hilafet sosuyla baharatlandı ülkenizin henüz genç Cumhuriyet sofrası.

Sofranın çevresinde aç ağızlar, cübbelisi, türbanlısı, softası ! Eller oğuşturur, salyalar akar !
Sofra kıblelere bakar.

Oysa o sofrada neler neler vardı ? Atatürk usülü

Bağımsızlık kebabı. Yedi düvelin aşçılarına verilen

müthiş bir şefin cevabı…

Bu sofrada asla binbir hurafeyle doldurulmuş Hindi(turkey) olamazdı.

Turkeyler kafeslere de kapatılamazdı.

Atatürk usulü Cumhuriyet türlüsü…Barış içinde yaşayacak lazı, çerkezi, kürdü…

Atatürk usulü acı biber paparası…

Bu sofraya bizden başkası oturursa onların damaklarına unutulmayacak bir acılı ezme hatırası !

Acılı ezmeyi en son Anafartalar’da tatmışlardı; bağımsızlığın tadı bizim, acısı onların damaklarında kalmıştı.

İşte bu yüzden bu listeden bir şey ısmarlanamaz.

Bu listeden ısmarlanan hiçbir yemeğin hesabını

ödemeye en geniş vicdan muhasebeleri bile bir rakam bulamaz.

Kendinizi kandırmayın bu yüzden ! Gözüm görmesin tavrının adını koyun; biz

söyleyemedik çünkü bunu; biz... milyonlarca koyun.

Bir kişi bizim yerimize konuştu işte. Sezer gibi ! Geleceği sezmiş gibi; varacağımız noktaları sezmiş te bugünden bezmiş gibi.

Son sözünü söyledi. Listeyi garsona iade etti.

Ve artık baharatlı, acılı, Arap usülü lezzetlerin

yeri olacak Çankaya restoranını terk etti.

Restoran restore edilene kadar sanırım arkasına dönüp bakmayacaktır bile…

Bu yüzden ona ta gönülden; hasretle başlayan bir güle güle !

 
Toplam blog
: 94
: 608
Kayıt tarihi
: 04.10.06
 
 

1950'lerden sonra doğan her dünya insanı gibi, ardında pek çok takıntıyla gelen geçmiş zamanı, bilim..