Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Şubat '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Soğuk, hastalıklar ve azgelişmişlik arasındaki ilişki

Soğuk, hastalıklar ve azgelişmişlik arasındaki ilişki
 

Üniversite bittikten sonra yurt dışı ilişkilerimin ve seyahatlerimin artması sonucunda hayretle gördüm ki, özellikle batı toplumlarında kimse soğuktan hasta olunduğunu bilmiyor.

Görev edinip bir misyoner gibi adamlara öğretmeye çalıştım, özetle dedim ki, “soğuktan hasta olursun, özellikle nezle, grip hep soğuktan dolayı olur, o yüzden soğuğa çok dikkat et!”. Ama ne mümkün, hem bilmiyorlar hem de öğrenmek, kabul etmek istemiyorlar. Tutturmuşlar, insan soğuktan hasta olmaz, hastalığa mikroplar veya virüsler sebebiyet verir diye, öyle de gidiyorlar. Bir de inatlar ki, sen istediğin kadar anlat, asla kabul etmiyorlar.

Şaka bir yana, hayretle ve tabii acıyla fark ettim ki, az gelişmiş toplumların ortak özelliklerinden biri de, toplumun büyük çoğunluğunun soğuktan hasta olunacağına dair kuvvetli bir boş inanca sahibi olmasıdır. Orta doğu ülkelerinde bu inancın adeta bir dini inanç mertebesinde olduğunu belirtmem gerek.

İtiraf etmem gerekir ki, ben de bu toplumda yetişmiş bir birey olarak çok uzun süre soğuktan hasta olunduğunu, soğuk su veya buzlu içecek içince veya soğuk havalarda dondurma yiyince boğaz şişliği veya anjin gibi rahatsızlıklar geçireceğimi zannediyordum. Bu inancımın kırılması da hayli zor oldu tahmin edersiniz.

Düşünsenize, çok uzun yıllar boyunca doğru olduğunu düşündüğünüz; düşünmek ne kelime bir kere bile düşünmeden doğru olduğundan emin olduğunuz; çocukluğunuzdan beri en çok güvendiğiniz ve sevdiğiniz insanlar dahil herkesten duyduğunuz; çevrenizdeki doktorlar dahil herkesin de istisnasız doğru olduğundan emin olduğu bir “gerçeğin” yanlış olduğu size söylense, tepkiniz ne olurdu?

Benim tepkim de öyle oldu zaten. Çok uzun bir süre, pek çok insandan aynı cevabı almama rağmen, ısrarla ve inatla inancımı savundum.
Ama sonunda teslim oldum. İyice bir araştırdıktan sonra tabii ki. Fanatik bir insan değilim ki, bilimsel ve mantıksal açıklamaları ve doğruları reddedeyim.
Maalesef batılı dostlar haklı çıktılar. Meğer insan soğuktan ölebilirmiş (donma veya hipotermi sonucunda) ama hasta olmazmış. Soğuktan grip olunacağı inancı ise tam kör cehaletmiş. Grip virütik bir hastalık olduğu için, soğuktan grip olunur demek, soğuktan AIDS olunur demek gibi saçma bir şeymiş.
Biliyorum ve sizi çok iyi anlıyorum, istediğiniz kadar itiraz edebilirsiniz, ama bilimsel doğrular değişmeyecek.

Fakat çok da üzülmemek lazım. Batı’da da bir zamanlar insanlar bu konuda boş inanç sahibiymiş. Hastalıklara, büyü, kötü ruhlar, şeytan veya soğuk gibi şeylerin sebep olduğuna onlar da inanıyorlarmış.
Ta ki Louis Pasteuer (Pastör), hastalıklara bunların değil, gözle göremediğimiz kadar minik canlıların, yani mikropların sebep olduğunu söyleyene kadar.
Tabii nasıl olur da milyonlarca insan böyle yanlış bir kanaate sahip olur? Böylesine yanlış bir bilgi nasıl olur da bu kadar geniş kabul görür?

Bu sorunun cevabı, toplumsal tecrübe gibime geliyor. Toplumların yüzlerce yıllık tecrübesi gösteriyor ki, kış aylarında hastalıklar büyük artış gösteriyor. Halbuki bunun sebebi soğuk havalarda insanların çok daha yoğun ve uzun süreli olarak kapalı ortamlarda toplanmasıdır. Buralarda hastalıklar çok daha kolay bulaşır. Yoksa soğuğun hastalığa sebebiyet vermesi diye bir durum yok. Ayrıca, soğuğun vücut direncini kırması da tamamen bir safsatadan ibaretmiş.
Tecrübeyle sabit bir diğer durum da, insanların üşüdüklerini hissedip, iç titremesi diye adlandırılan durumun yaşanmasından kısa bir süre sonra sıklıkla hasta olmalarıdır. Halbuki bu da çok yanlış bağdaştırılmış bir durumdur. Bu durumu yaşayan insanlar esasında üşüdükleri için hasta olmuyorlar, tam tersine virüsü halihazırda kapmış, yani hasta olmaya başlamış oldukları için üşüyorlar. Yani hissettikleri üşüme hastalığın sebebi değil, belirtisi.

Maalesef, toplumsal tecrübenin bilimsel bilgiden üstün tutulduğu toplumlarda, soğuktan hasta olunduğuna dair boş inancın kırılması daha çok uzun bir süre alacak gibi görünüyor.
Ümit edelim ki bu süre ülkemiz için daha kısa olsun ve insanlar atalarından miras aldıkları hurafelere değil, bilimin gösterdiği doğrulara hürmet etsin.

 
Toplam blog
: 8
: 1462
Kayıt tarihi
: 24.01.07
 
 

Söz uçar, yazı kalır. Düşünüyorum, düşündüklerimi yazmak ve paylaşmak istiyorum. 1975 Ankara doğu..