Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ocak '13

 
Kategori
Deneme
 

Soğuk Alınganlığı

“Bu dünyada bana yetecek sabır var mı?” diyor Kafka.

“Bu kadar acı, sana da yeter bana da yeter.” Diyor Nazan Öncel.

Bense satırlarıma başlayamıyorum bir türlü. Satır aralarından anlaşılırım korkusuyla, satıraralarını da doldurup tamamen kapatmak istiyorum kapılarımı, boşluk kalmasın istiyorum hiçbir yerde.

Her yerde olmanın verdiği bir acelecilikle, kendimi kapana sıkıştırıp, tüm faklara basmadan ilerlemek istiyorum.

Kaldırımlar bensiz ne yapıyor merak ediyorum.

Bensiz kalınca ne yapar ki insanlar?

Bunu merak etmiyorum.

Soğuk ne yapıyor mesela dışarıda, hangi serçeyi dalından düşürdü gene? Dün gece beni düşürmüştü ama bir yandan da ölmemem için çaba sarf ediyordu. Alınganlığım üzerimde olacak ki, soğuk almışım biraz, üzerinize afiyet!

Kiminle bu kadar içli dışlı olsam, soğuklar da dâhil buna, alıngan oluyorum, yanlış anlıyorum, yanlış anlaşılmak da istiyorum ama bunu başaramıyorum.

Evde hiç ilaç yok mu?

Olsa da alamıyorum, ilaçlarla haşır neşir olmak istemiyorum, onların bana vereceği şifayı ben Allah’tan istiyorum, Allah şifa verecek, verecek vermesine de, kendisinden uzak kalırım diye vermek istemiyor, beni seviyor biliyorum, herkesi sevdiği kadar, herkese verdiği kadar bana da veriyor, şifa veriyor, dert veriyor, gülümseyecek birkaç neden, göz yaşı israfına sebep olacak bir sürü neden bahşediyor, biliyorum ki, seviliyorum, sevilmek hiç bu kadar güzel olmamıştı diyorum.

Karlar diyorum benim üzerime yağsın ve ekleme yapmadan çıkartıyorum kendi hayatımdan yazı, baharı çıkartıyorum, soğuktan alınıyorum, soğuğu seviyorum, beni sevdiği kadar olmasa da, soğuk ve kar ve kış ve tipi ve boranı seviyorum.

Hiç sevmediğim kadar insanları bile seviyorum, düşün artık, diyorum kendi kendime, sen ve insan sevmek, nasıl bir arada bulunabiliyor ki bu çelişki?

İnsanları en çok dağa çıkınca seviyorum, çay içerken tek başıma, hiç dokunamıyorlar ruhuma, ruhumu incitemiyorlar, beni incittikleri kadar.

Allah diyorum, tüm insanların belasını versin, öyle bir versin ki artık kime verecekse, insanlar bir daha bela nedir bilmesinler, bilmesinler ve bana acı vermeyi de bıraksınlar artık. Yoksa bu kadar iyi niyetli dualarım olmazdı bilirim kendimi.

Benim de belamı versin Allah, benden alsın ve versin neye verecekse.

En çok da bela okuyanların belasını versin Allah. Kime verecekse artık, bilemem, karışmam Allah’ın işine, Allah’ın işine karışana da karışmam, benim ilgi alanıma giren şeyler değil bunlar.

Nane limon hoşluğunda bir mevsime battaniye niyetine sarıldığımdan mıdır nedir? Alınganlığım üzerimde gene, epey zaman oldu biliyorum, biliyorum ki zaman ne eksiltiyor yaşananları ne de köreltiyor bendeki alınganlığı.

Soğukça duygularıma sarılıp ısınıyorum, terlemem lazım, öyle biliyorum, ya da çıkıp dibine kadar çekmek istiyorum tüm soğuğu, alabildiğine…

Paldır küldür vedaların tam ortasından sıvışıp kendi eksenim etrafında kendi uydumu da alıp yanıma hiçbir yörüngeye mahkûm olmadan, merkezine oturmak istiyorum dünyanın, herkesten uzak, her soğukluktan alıntılar yaparak hayatıma, hayatımdan çıkartmak istiyorum çaydan başka ne varsa her şeyi.

Allah belamı versin işte, kime verecekse ya da neye verecekse, bela okuyanların düştüğü durumu gözlerimle gördüğümden midir nedir, herkesin belasını versin, hiç kimseye bulaşmasın istiyorum Allah’ın belası, biliyorum ki, mevsim kış ve benim tuzum kuru kimine göre, kimine göre de soğuk deniz ve kenarı, dalgalar hoyrat ve içlenme mevsimi, iç çekmeden, alınganlık etmeden soğuktan, dağların zirvesinden denizlere nazar edip, elimi çekmek istiyorum kendimden, kendi üzerimden.

Beni çekip çevirsin kış, güz başaramadı bunu. Bahar gelmeden, iş işten geçmeden çekip çevirsin istiyorum beni kış ve alınganlığım da üzerimdeyken, nane limon tadında sarılmak ve ısınmak istiyorum soğuğuma.

Kendi ellerimle yokladım, varmış bana yetecek kadar sabır, Kafka’yı bilmem ama yetermiş bu acı, bana da, sana da, herkese yetermiş bu.

Allah benim belamı versin! Kime verecekse artık! Zira kaldıramıyorum.

M’S

 

 

 
Toplam blog
: 394
: 178
Kayıt tarihi
: 17.09.09
 
 

Bir kurumda yönetici olarak çalışmaktayım, 1974 Kayseri doğumluyum. Son demine varmadan hayatın h..