Soğuk bir ölüm.

Önce çekmecedeki bıçak ilişti gözüne.

Eline aldı bir süre baktı sonra tekrar yerine koydu çekmeceyi kapattı. Bu kafayla olmaz, parmak izi kalır diye düşündü. Ama içinden geçeni de yapmak istiyordu. Hem kendiyle hem onunla kavga etmekten çok yorulmuş ve bitkin düşmüştü. Bir bardak viski doldurdu. Buzdolabının buzluğunu açtı ve buz kalıbından buzları çıkarmaya başladı.

Ancak buzlar sıkışmış ve çıkarmakta zorlanıyordu. Sinir ile yapıştı buza, çekti olanca hızı ile buzları. Ama tam o sırada buzun kenar kısmı parmağını kesti ve kanamaya başladı parmağı. Yerlere düşen buzlara bir tekme savurdu küfürler ederek ve sonra kesilen parmağına baktı. Çok sinirlenmişti, nereye gideceğini bilmediği bir girdabın içinde olduğunun farkındaydı.

Oturdu sakin olmalıyım diyerek kendini telkin etmeye başladı. Ama kendi onu dinlemiyordu. Aklına yine çekmecedeki bıçak geldi. Elindeki viski bardağını bir dikişte bitirdi.

Tekrar çekmeceye yöneldi, elini uzattı çekmeceyi açmak için. O an gözü yere düşen buzlara ilişti. Elini kesen buzların mutfak zemininde eriyip gitmiş olduğunu fark etti.
O an gözleri parıldadı ‘’buzdan bıçak’’ diyerek. Tekrar bir bardak viski doldurdu ve pencerenin hemen yanında olan masanın kenarına oturdu. Viskisinden bir yudum alırken unutmuştu parmaklarından damlayan kanların yerlerde bıraktığı lekeyi. . .