Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ocak '14

 
Kategori
Tarih
 

Soğuk savaş sonrası Türkiye

Soğuk savaş sonrası Türkiye
 

*Soğuk Savaş'ın Sonu.

1947-1991 yılları arası soğuk savaş yıllarıdır. Soğuk Savaşın belli başlı sembollerinden biri Berlin Duvarıydı. Amacı, Batı Berlin'i ablukaya alarak, doğudan batıya kaçışları önlemekti. 1989 yılında Doğu Almanya'nın, isteyen vatandaşların Batı'ya gidebileceklerini açıklamasından sonra halk tarafından yıkıldı. 1991 yılında Doğu Blokunun dağılmasıyla Soğuk Savaş sona erdi. İnsanlık tarihinde ilk kez bloklar sıcak savaş olmaksızın dağıldı.

Savaşı Batı kazanmıştır. Zafer; psikolojik, psiko-sosyal ve ekonomik güçler kullanılarak kazanılmıştır. Sıcak savaşın getireceği felaketin ve yıkımın kaçınılmaz boyutu dikkate alındığında insanlık için büyük bir şanstır.

*Soğuk Savaş sonrası Türkiye.

Türkiye Soğuk Savaşın bitmesiyle politik açıdan bir süre kendini boşlukta hissetmiştir. Türkiye'nin politika üretemeyerek boşlukta kalmasının nedeni, Soğuk Savaş döneminde milli politikanın belirlenmesinde milli iradenin hiç dikkate alınmamış olmasıdır. Anılan dönemde halkın iradesinin üzeri Soğuk Savaş bahane edilerek örtülmüştür. Her türlü farklı düşünce komünizm tehlikesi bahanesiyle bastırılmıştır.

Soğuk Savaş sona erdiği bu dönemde Türkiye, bloklar arası mücadelenin Merkezi Avrupa'da sona erdiğini ancak Güney Kanatta devam ettiği tezini öne sürerek, gerginlik politikalarını sürdürmek istemiştir. Bu yanlışlık o kadar ileri götürülmüştür ki; NATO ittifakı içinde eskiden kanat ülkesi olan Türkiye'nin şimdi merkez ülkesi haline geldiği bile söylenmiştir. Uluslararası gelişmeleri algılayamayan bu yaklaşım, doğal olarak, kimseden kabul görmemiştir. Herkesin barış türküleri söylediği o günlerde Türkiye Avrupa'dan uzaklaşmaya başlamıştır.

Dağılan blokların ülkeleri uluslararası ilişkilerdeki yumuşama sayesinde savunmaya ayırdıkları kaynakları vatandaşlarının refahı için harcamaya başlamışlardır. (peace dividend). Türkiye kendi kendine icat ettiği  "yeni cephe" ülkesi politikasıyla tüm eski Doğu ve Batı Bloku ülkelerinin uyguladığı savunma harcamalarını azaltma yaklaşımını izlemeyerek, ekonomik gelişmesi açısından önemli bir fırsat kaçırmıştır.

Savunma harcamalarını azaltma açısından, Türkiye elbette ki etraflarında hiç tehdit kalmayan Avrupa ülkeleri kadar rahat hareket edemezdi. Ancak blokların dağılması bize de savunma harcamalarında belirli bir ölçüde azaltma imkanı sağlamış olmalıydı. Aksini söylemek, Türkiye'nin Soğuk Savaş döneminde ittifakı desteklemek için hiç harcama yapmadığını kabul etmek demektir ki, doğru değildir.

*Dış politika konuları tabu mudur?

Halksız demokrasi denemesinin temel stratejisi, mutlaka halk iradesine göre şekillenmesi gereken temel konuları tabulaştırarak halkın iradesinden kaçırmaktır. Dış politika alanında bu gözden kaçırmayı gizlemek için kullanılan söylem, "dış politika konularını iç politika malzemesi yapmamak" şeklindedir.

Bu söylem halksız demokrasinin şahikasıdır.

Demokrasilerde iç ve dış politika konuları ayrılmaz bir bütündür. Dış politika ülkenin milli menfaatlerinin korunması için izlenen/izlenecek yolun adıdır. Ülkenin milli menfaatlerinin nasıl korunacağının açıklamasıdır. Devletin bekasıyla doğrudan ilgilidir. Siyasi partilerin iktidara geldiklerinde izleyecekleri dış politikalar farklı olabilir. Milli hedefler değişmez. Milli politikalar değişebilir. Partilerin dış politika yaklaşımları vatandaşın oy tercihindeki önemli belirleyicilerden biri olmalıdır. Bu nedenle partiler dış politika yaklaşımlarını seçimlerden önce halkın onayına sunmalıdırlar.

*Avrupa'dan uzaklaşma.

Türkiye, Soğuk Savaş'tan sonra da" kraldan çok kralcı" bir tutumla, milli menfaatleriyle uyumlu olup olmadığını fazla irdelemeksizin, ABD'nin bölge politikalarını desteklemeyi sürdürmüştür. Bu yaklaşım Türkiye'yi Avrupa'dan uzaklaştırmaya başlamıştır.

Buna ek olarak, Avrupa'da,Türkiye'nin demokrat bir ülke olup olmadığı yolunda şüpheler tekrar dillendirilmeye başlamıştır. Demokratik ülkeler, demokratik olmayanlarla daha fazla bir arada olmak istememektedirler. Soğuk Savaş sürecinde Sovyet tehdidine karşı kerhen oyuna dahil edilen ve askeri darbeleri bile bir ölçüde hoş görülen Türkiye'nin, oyunda artık yeri yoktur. Avrupa kendi takvimini sanki 1946 yılına geri almıştır.

*Hazır siyaset.

Soğuk Savaş döneminin dış işleri bürokrasileri üzerindeki olumsuz etkilerinden birisi, belki de en önemlisi, planlamacıları hazıra konmaya alıştırmış olmasıdır. Statik bir ortamda blokların politikaları lider ülkelerce şekillendirilmiş, üye ülkeler bu politikaları uygulamışlardır. Milli menfaatlerinin, içinde bulunduğu blokun menfaatleriyle bire bir örtüştüğünü devlet politikası olarak kabul eden Türkiye, politika üretme gücünü ve refleksini büyük ölçüde kaybetmiştir.

*Tehditsiz kalma ve yeni tehditler yaratma.

Türk dış politikasının 1990'lı yılların başında dünyada başlayan barış politikalarını benimsemekte güçlük çektiğini belirtmiştik. Bu güçlük yeni bir tehdit arayışını gündeme getirmiştir.

Bu dönemde tehditsiz kalan NATO, kendi varlığının devamına gerekçe olarak ABD'nin Ortadoğu'daki çıkarlarına yönelen "köktendinciliği", ve "terörizmi" yeni tehdit olarak ilan etmiştir. Bu kabul Türkiye'nin imdadına yetişmiştir.

Siyasi İSLAM 1991 seçimlerinden itibaren oy oranını giderek arttırmaya başlamıştır. Necmettin ERBAKAN liderliğindeki Refah Partisi, milletvekili genel seçimlerinde, 1987 yılında yüzde 7.6 olan oy oranını, 1991 yılında yüzde 16.87'ye çıkarmıştır. Bu artış NATO'nun yeni tehdit anlayışıyla birleştirildiğinde içeride de yeni bir tehdit değerlendirmesi yapmak için uygun bir gerekçe olarak görülmüştür.

Laiklik karşıtı olarak görülen Siyasi İSLAM iç tehdit sıralamasında birinci sıraya alınmıştır. Böylelikle Soğuk Savaş döneminde geçici olarak açık tema olmaktan çıkan, ancak varlığını alttan alta sürdüren, benimseyenler-benimsemeyenler ayrışması yeniden gündemdeki gerçek yerini almıştır.

Bu yaklaşım ülkeyi 28 Şubat'a getirmiştir.

 
Toplam blog
: 82
: 1739
Kayıt tarihi
: 04.05.13
 
 

Emekli pilotum. 1950 yılında Polatlı Çekirdeksiz köyünde doğdum. İlkokulu köyde ve Polatlı'da, li..