Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Şubat '13

 
Kategori
Güncel
 

Şok! Zamlar ve sonrasında yapılan protestolar istifa getirdi.

Şok! Zamlar ve sonrasında yapılan protestolar istifa getirdi.
 

Dün sabah, güzel bir uykudan sonra biraz yatak keyfinin ardından yataktan kalktığınızı ve perdeleri aralayıp camdan dışarıya bir göz atığınızda güzel bir günü karşılamanın heyecanı içerisinde olduğunuzu hissettiniz. Bunun ardından, günün gelişmelerini ve haberlerini almak üzere televizyonu açtığınızda, birden,  başbakanın istifa ettiğine dair bir haber duyuyorsunuz. Uykudan uyanamadığınız endişesine kapılarak gözlerinizi ovuşturmaya ve kulaklarınızı daha da açmaya çalışıyorsunuz. Olayı ve haberi daha dikkatli dinlemeye koyuluyorsunuz:

Haberin ayrıntılarını dinlediğinizde, gerçekten başbakanın istifa ettiğini, ancak olayın komşu devlet Bulgaristan’da meydana geldiğini duyunca haberleri izlemeyi sürdürüyor;  istifa nedeninin çok komik gerekçelere(!) dayandığını görüyorsunuz:

-Neymiş efendim, Bulgaristan’da elektriğe gelen zamları halk çok bulmuş, bunu protesto etmek üzere toplanıp gösteri yaptıklarında, polis şiddete başvurmuş, göstericileri coplamış. Bunun üzerine Bulgaristan Başbakanı Boiko Borisov “Polisin insanları dövdüğü bir hükümetin parçası olamam” diyerek istifasını açıklamış.

Hatırlayalım, Bulgaristan’da Ocak ayı başında Elektrik, ısınma doğalgaz ve suya yüzde 5 ila 14 oranında zam gelmişti.

Ne kadar ayıp! Hiç bu kadar zam için insan sokaklara dökülür mü? Bulgar halkı ayıp etmiş. Avrupa Birliği bu tür olaylar yaşanacağını bilseydi, Bulgaristan’ı birliğe katar mıydı hiç?

Türkiye’de insanlarımız daha duyarlı ve olgun(!) Öyle eften püften konulara kulak asmıyorlar ve sokaklara dökülüp vakit kaybetmiyorlar. Böylece Devlet güçlerini de meşgul etmiyorlar. Arada bir yapılan protestolar ise sadece formaliteden ibaret, polisler formlarını korusunlar, antrenman yapsınlar diye yapılıyor. Birde ikincil bir amaç var; güvenlik birimlerince satın alınan biber gazlarının işlevinin ve kalitesinin tespit edilmesine yardımcı olmak…

Türkiye’deki sorunlar mı? Onlar hiç sözünü etmeye değmez. Yapılan zamların oranı daha yüksek. Ama alışkanlık yaptığı için önemli değildirler. Örneğin; elektriğe 2012 yılı sonları itibarıyla 1 yılda yüzde 32,6 zam yapılmış. Aynı dönemde doğalgaza yapılan zam oranı yüzde 48,9 olmuş. Akaryakıta yapılan zammın ise sözünü etmeye hiç değmez;  son üç yılda sadece yüzde 31…

Diğer sorunlar? Hangisini sayalım? Birkaç örnek:

-Türkiye’nin dört bir yanında yapılmış olan ya da yapılmakta olan TOKİ(Toplu Konut İdaresi) konutlarında yaşanan mağduriyetlere rağmen eski ve yeni Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanları hala bu görevi gururla yapmanın ve yapmış olmanın mutluluğu içindeler. Mağdurlar ise seslerini Sosyal Paylaşım Sitelerinde açtıkları sayfalarda ya da kurdukları internet sitesi aracılığıyla duyurmaya çalışıyorlar. Yaşanan binlerce mağduriyete rağmen istifa var mı? Yok.

-İş kazası işçilerimizin kaderi olmuş adeta.  Madende ölen işçilerimize “iyi öldüler” diyebiliyor bir bakan.  Türkiye’de 100 çalışan 17’si iş kazası sonucu hayatını kaybediyor. Son on yılın içinde iş kazası ile işçilerin sayısı nerede ise on binin üzerinde. Ve Türkiye iş kazalarında Avrupa da birinci dünyada ise üçüncü sırada yer alıyor. Ülkemizde her 6 dakikada bir iş kazası oluyor, her 6 saatte de bir işçimiz hayatını kaybediyor. Siz bu yazıyı okuyuncaya kadar bu kazalara maalesef ki 1-2 kişi daha ekleniyor. Akşama kadar geçecek sürede ise muhtemelen iki can kaybı daha olacak… Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda var mı bir istifa? Yok…

-Kadına yönelik şiddet, son 3 yıldır gündemi en çok meşgul eden konulardan birisi. Şiddet gören kadınlarla ilgili yayınlanan istatistiklere göre her yıl sayı artıyor. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin ise şiddetin artmadığını, sadece medya aracılığıyla daha görünür olduğunu söylüyor. İlginç… İstifa yerine böyle bir açıklama!

İşte “Gelişmiş Ülke” ile “Gelişmekte Olan Ülke” arasındaki fark burada. Kaldı ki; Bulgaristan Avrupa Birliği’nin (AB) en yoksul üyesi. Son üyelerden…

Günümüzde gelişmişliğin ölçüsü artık ekonomi, sanayileşme, milli gelir değil sadece. ” İnsani Gelişme Göstergesi (Human Development Index, HDI) denilen bir gösterge var.  Dünya'daki ülkeler için yaşam uzunluğu, okuryazar oranı, eğitim ve yaşam düzeyi doğrultusunda hazırlanan bir ölçüdür.

Son endeksi 2 Kasım 2011 tarihinde yayınlandı ve 2011 dönemini kapsamaktadır. Listede "Çok yüksek insani gelişme endeksine" sahip 47 ülke sıralanmasında Türkiye yok.  Benim çocukluğumda Türkiye “Gelişmekte olan Ülkeler” statüsünde idi.  Yıl 2013, ben yaklaşık yarım asır yaşadım, bu statü değişmedi. Uzunca bir süre de değişecek gibi görünmüyor.

Türkiye, Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) “gelişmiş ekonomiler” sınıfında ise 187 ülke arasında 92nci sırada yer almaktadır.  1980 yılında ise Türkiye 105nci sırada idi.

Yine IMF’nin Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYH) verilerine göre,  son 30 yılda Türkiye dünyanın en büyük ekonomileri sıralamasında 1987 yılında ilk defa yerleştiği 15nci’likten sonra, günümüze kadar daha ileriye gidemedi, ancak  20ncilik arasında gidip geldi. “Çağ atladık” dediğimiz son 10 senede bile en iyi 15-16ncı olmaktan daha iyi bir sıralama elde edemedi.

Bu değerlendirmeler ve veriler ışığında, Bulgaristan Başbakanı’nın neden istifa etmiş olabileceği şimdi açıklığa kavuşmuş oldu mu acaba?

 
Toplam blog
: 136
: 2817
Kayıt tarihi
: 20.03.11
 
 

Duyarlı olduğum konularda; düşündüklerimi, bildiklerimi ve birikimlerimi paylaşmak üzere burada b..