Sokağa Çağıran Lezzetler

Hayatımızın birer parçası olan mecburiyetlerin yanında, gündelik zevk ve lükslerimizden zerre ödün vermeyen, hayatın her anının tadını çıkarabilmek için yoğun çabalar sarfeden bir toplumuz şüphesiz. Yaşadığımız şehre günün birinde çok sevdiğimiz bir müzik grubu veya bir şarkıcı geliyor, günler öncesinden şehrin panolarına konser afişleri asılıyor; maddi durumumuzun bizi bir sonraki ayda ne derece zorlayacağını dahi düşünmeden, gitgide kabaran kart ekstresine inat, yine de o konserin fahiş paha eden biletini almaya kendimizi adıyoruz. Kısacası hayatımızın her anını, belki bir daha hiç yaşanmayacak, geri gelmeyecek kadar değerli görüyoruz. 

Sağlığımız için önemi ne denli büyük olsa da, damak zevkimiz; yapmaktan geri durmak istemediğimiz hobi ve sosyal aktivitelerin değişmez ekürilerinden bir tanesi. Günaşırı televizyon ekranlarında boy gösteren sağlık uzmanları her ne kadar yanlışlarımızı defalarca yüzümüze vuruyor olsalar da, yine de damak zevkimiz ve yaşam keyfimiz uğruna o yanlışlardan vazgeçemiyoruz. Kâh uzun ve yorucu geçen bir giyim alışverişi, kâh hüzünlü bir şekilde biten bir sinema filmi programı, sanki sözleşilmişçesine bir lezzet durağında yapıyor finalini. Burası kimi zaman lüks ve şık bir restaurantta oluyor; kimi zaman sokak aralarında unutulmuş salaş bir lokantada. Ama neresi olursa olsun insanlar, artık alışılagelen yemek kültürlerinden hiç vazgeçmiyorlar. 

Günümüzün yeni yemek trendi, sayıları her geçen gün artış gösteren seyyar yemek tezgâhları oldu artık. Nereye gidilirse gidilsin, herhangi bir köşebaşında sözgelimi bir nohutlu pilavcıya rastlamak neredeyse işten bile değil. Şehrin lüks semtlerinde peşi sıra dizilmiş kafe, pastahane ve restaurantlar ardı ardına gelen müşterilerle tıklım tıklım dolarken, kendi yağıyla kavrulup, restaurantların, kafelerin karşısında varolma mücadelesi veren bu seyyar kesimin müdavimleri pek de az değil neyse ki. Ellerinde ceza makbuzu defterleri ve peşi sıra çalan düdükleriyle onları bir sokaktan bir sokağa, köşe bucak kovalayan zabıta memurlarına inat.

Sözkonusu farklı lezzetler olunca, son derece girişken ve aktivist ruhlu bir toplumuz hiç şüphesiz. Yurdun, şehrin hangi köşesinde olursa olsun düzenlenen bir yemek festivali, bir kültür turu hemen ilgimizi çeker. Gidilen, ziyaret edilen şehirlerin tarihî yerleri kadar, o yerlere has lezzetler de kültür turlarına olan yoğun ilginin başlıca nedenleridir. Hep bir başka yerleri bu sonsuz merak, görme ve keşfetme içgüdüsüyle ziyaret etmek isteriz.Leziz yemekleri ve baklavası için ta Gaziantep'e, dondurmasından tatmak için Kahramanmaraş'a, boyozu, kumrusu ve gevreği için İzmir'e... Her yöresel lezzet coğrafik bir işaret, her lezzet turu toplumsal bir eylemdir âdeta. Bu eylemin sonu yok.