Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Temmuz '08

 
Kategori
Öykü
 

Sokak çocuğu büyüdü

Sokak çocuğu büyüdü
 

Yanlızlık


Yolda rastladım yine uzun bir aradan sonra o çocuğa, kumral tertemiz yüzlü, sanki birseyler temizlemiş gibi yüzündeki lekeler eğreti. Üzerindeki ceketi hiç yakışmıyor belli . Büyük bedene küçük ceket anlatmaya ne gerek!

Kolları kısa kalmış cekette ellerini cebine sokmuş, omuzlarını toplamış üşümekli ilerliyordu kaldırımda. Çocukluğundan tanırdım onu kah önlüklü, kah önlüksüz ayakkabı boyarken.. Baka baka büyüdü gözlerimin önünde O bir sokak çocuğu idi fakat, göremiyordu sokak köpeklerine gösterilen ilgiyi. Başını okşardı herkes o küçükken. Tatlı diliyle bir yandan höttem höttem konuşur, bir yandan ayakkabı boyardı.

Sordum , nasılsın diye omzundan tutarak, birşeye ihtiyacın varmı? Öyle bir baktı ki gözlerime, kendimi suçlu hissettim birdenbire, Sanki yazdığım romanı cümle içinde kullanıverdi biranda. İçini çekti ağlamaklı, Daha o yaşta akıtacak yaşı kalmamış göz pınarlarında. Belli ki çok ağlamış yaşadıkça. Abi büyüdüm artık kimse eskisi gibi başımı okşamıyor. Bana garip garip bakıyorlar dedi. Beni sevmiyor kimse herhalde, yanımda yürüyenler bile beni görünce yanımdan uzaklaşıyorlar. Çantalarına daha sıkı sarıldıklarını görünce kahroluyorum. Ben kapkaççı değilim ki..! Tuttuğum omzunu daha bir sıktırdım kendime çekip sarıldım. Belki de yıllardır okşanmamış başını okşadım. çocuk haklıydı . Üstü başı perişan olan bu serseri kılıklı çocuğa bu adam niye sarılıyordu ki ? Daha sonra bir harçlıkla uğurladım onu , mahçup memnun ve hızlı adımlarla uzaklaştı yanımdan yine omuzlarını kaldırıp ellerini cebine soktu ve ilerledi gitti ta ki yeşilköy de karşılaşana kadar…

Hep sarılıp harçlık vermekten ve sonra salıvermekten gelmedi mi başına bunlar. Hep balık verdiler ona ben gibi içlerini rahatlatarak güya , hiç olta veren olmadı balık tut diye, görünce kucakladım yine bu sefer kararlıydım konuşup dertleşmeye ..

Biri tutmuş elinden bir marketin sebze kısmında hem çalışıp hem gece nöbetini tutuyormuş. Sevindiğimi söyledim. Biraz yorgun boynu bükük yine , düşmeden kaldırmazlar beni dedi. Halime acıdı işte komiser. Bir gece beni istasyondan almışlardı karakola o gece orada kaldım. Ertesi gün komiseri beklerken sanki bir yıl geçti aradan diyordu çocuk. Karakol da sıkılmıştım. Sonra geldi, bir yerlere telefon etti Biri geldi beni aldı ve götürdü. O günden beri onbeşgündür çalışmaya başladım.

Çok çalışıyorum beni seviyorlar, Montum ve kot pantolonum da var. Ayakkabım sağlam. Komiser, Esenler de dayımı aramış , beni terk eden babam ve kaybolan anam diyor çocuk gözleri yaşla dolarken. Belli ki yalnızlığa mahkum görünmekte tekrar sarılıyorum yalnız değilsin diye.

 
Toplam blog
: 181
: 1067
Kayıt tarihi
: 07.03.08
 
 

1957 Eskişehir doğumlu, Esk.A.Ü İşletme, İşbankası emeklisi, İstanbul Büyükçekmece de yaşayan, ST..