Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

AYFER AYTAÇ GAZETECİ YAZAR

http://blog.milliyet.com.tr/ayferaytac

15 Ekim '18

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Sokaklar Araçlara Özel Otopark

Sokaklar Araçlara Özel Otopark
 

Bu sorunla kim ilgilenecekse ilgilensin.


Şehirlerimizde araç sayısı her geçen gün işsizlik oranında yükseliyor. Dünyanın parası verilerek alınan lüks arabalar, birkaç kuruş otopark parası vermemek için cadde ve sokak kenarlarına gelişi güzel park ediliyor. 
Neredeyse her cadde, her sokak arası, araba park yeri olmuş halde; sergilenen görüntü belki şehir yaşantısında bulunanların ekonomik krizden etkilenmediğini ve o şehrin  zenginliğini yansıtıyor. Ancak yayaların rahat yürüyüşlerini engelliyor.
 
Başta Ankara ve İstanbul semtlerinin caddeleri olmak üzere, neredeyse tüm şehirlerin şehirler arasına çıkılan yolları, semt pazarlarının girişleri, çarşıya yakın ara sokaklar, adeta arabalılara özel park yeri şeklinde düzenlenmiş. 
Hemen her şehirde park yeri sorunu olduğu kesin, araç sayıları arttıkça mevcut otoparklar yeterli gelmiyor. Lakin pek çok araç sahibi de ‘paralı’ diyerek oto parklara araçlarını koymuyorlar. Hiç arabasından ayrılmak istemez gibi, iş yerine yakın yere arabasını park ediveriyor. Park yasağı denilen, araçlarınız çekilebilir levhası bulunan yerlerde bile kafa tutarcasına park edilmiş arabalar mevcut.
 
Akşama kadar ücretsiz yer işgali yapılıyor, ama bu işgali yaptığını da araç sahibine kimseler söylemiyor. Hatta bu görüntülere işgalden öte, yayaların hakkını gasp etmek demek daha uygun gelir. 
Ben şahsıma gittiğim şehirlerin sokaklarında artık rahatlıkla yürüyemiyorum. Yürümekten de öte, sokağa çıkmaktan korkar oldum. Hangi sokaktan geçsem, çift sıra araba parkı; kaldırımlar da esnafın sattığı ürünlerin teşhir reyonu gibi. Nereden yürüyeceğimi bilemiyorum. Yola inip yürümeye çabalıyorum, arabalardan sakınacağım derken, arkamdan sessizce ve hızla gelen bir başka arabayı görmüyorum. Büyük bir tedirginlik ve neredeyse panik atak halinde, sokaklarda ilerliyorum. Doğrusu şehirlerimizin güzel görüntüleri hallerinin bu şekil çirkinleşmesine ve nur yüzlü, masum çocuklarımız için hayıflanıyorum. Bu araba yığınında hangi anne çocuğunu 'sokakta oynasın, çocukluğunu yaşasın' diye sokağa çıkarır. Eve mahkûm çocuklar yetiştiriliyor.
 
Allah aşkınıza bu sorunla kim ilgilenecekse ilgilensin, içimizi bayan kötü görüntüyü kökten düzeltsin. 
Trafik ekipleri mi konuyu ele alır, belediye zabıtaları mı, bilmiyorum. Birileri merakını bu yöne yönlendirsin ve şu park kirliliği yapanların fitil fitil burnundan getirsin.
 
Cadde ve sokaklar elbet yayalar kadar araçlara da açıktır. Fakat park yapmaktan ziyade seyir halinde olmalarına müsaittir.
Biz yayaları güvenli ve huzur içinde yollarda yürütecek yetkililer bulunursa, kendilerine  yayalar olarak minnettar kalacağımızı belirtmek isteriz. 
 
Şehir araç sahiplerinin olduğu kadar, yayalara da aittir. Kaldırımlar dahi araçlar tarafından doldurulmuş halde; bu çirkin tabloda ‘arabası olmayana yaya olma hakkı tanınmaz’ demek isteniyor.
 
Sevgili emniyet güçlerinin asayişe gösterdiği duyarlılığı biraz da trafik sorununa göstermesini ve şehirlerdeki bu araç fazlalığını göz önünden kaldırıp, derli toplu bir park yerinde toplamasını rica ediyoruz. Trafik polislerini sıkı disiplin halinde göreve davet ediyoruz.
 
Bu konuda fazla söze gerek bırakmayan, şehir merkezlerindeki trafikten sorumlu ilgililerin görüşlerine sorunu sunuyoruz. Ve sonrasında yapılmasını istediğimiz nizamın bir an önce uygulamaya konulmasını bekliyoruz. Zira trafik derdi yayalar olarak bizleri, hepimizi gerdi. Sokaklarda tedirgin olmadan, keyfimce yürümeyi özledim, demek istiyorum. Özlemim eski trafik düzenimizin geri gelmesidir. Yetkililerden, bir an önce yetkilerini kullanmalarını bekliyoruz. Modern şehir böyle çevre kirliliği demekse, biz modernleşmek istemiyoruz. 
 
Lütfen araç sahipleri, sizleri de bu konu da duyarlılığa davet ediyoruz. İnsanların huzurla yaşamaları en doğal hakları. Bu huzuru bugün “yollarda rahat yürüyemez olduk” diyerek biz istiyorsak, yarın sizde bir başkasının yanlışlığından rahatsız olup, aynı talepte bulunabilirsiniz. 
İnsan ne yaparsa, karşılığında onu görür. Kimsenin kimseye haksızlık yapmaya hakkı yoktur. 
 
Kulaktan dolma bilgilerle değil, gördüklerimle trafik sorununu dile getirmeye çalıştım. Aracını yaya geçidine park etmiş birkaç kişiyle de görüşmek istedim, ancak onlardan “sağ olun, ben almayayım” cevabı duydum. Oysa sunduğum çay ikramı değildi, düzensizliğe neden arayacak birkaç soru teklifiydi. Çoğu lüks araçların lakayt sürücüleri, bu ülkenin vatandaşıyım diyorsanız, ülkeme yakışır vatandaşlık ayrıcalığını da duyarlılıkla göstermeniz gerekir. Bilmem anlatabildim mi?
 
AyferAytaç.com
 
Toplam blog
: 622
: 205
Kayıt tarihi
: 08.12.14
 
 

Gazeteci-yazar ..