Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ağustos '17

 
Kategori
Doğal Hayat / Çevre
 

Sokakta aç kedinin yalvaran inlemesi ve çatalıma takılı kalan sucuk

Sokakta aç kedinin yalvaran inlemesi ve çatalıma takılı kalan sucuk
 

Sokaklarda kedi köpeğin havlaması inlemesi bitmiyor, lokmalar boğazımıza diziliyor. Huyum kurusun bazıları gibi normal olmayan bir durumu normal kabul edemiyorum ve şu an sokak hayvanlarının hali normal değil.

Devlet maaşlarımızdan belli bir miktar kessin bu hayvanlara baksın. İsteyenlerin maaşından kessin çünkü itiraz eden olacak. Ve ne kadar keseyim diye kişiye sorsun çünkü vicdanlı insanların fedakârlıklarının sınırı yoktur.

“Yapmalıyız, yapmamız lazım” gibi ifadeler kullanmak istemiyorum çünkü insanlar bu tarz yaklaşımları zorlama olarak görüyorlar. Sadece hayvanların bu durumundan rahatsız olanlara hitaben yazıyorum. Onlar yeter zaten, diğerlerinin bir şey yapmalarına gerek yok.

Kimseye kızmıyoruz gücenmiyoruz, herkes aynı hassasiyette değil, buna mecbur da değil; biz böyleyiz onlar öyle. “Onlar yiyecek bulurlar” deyip üstelik bakmak yardım etmek isteyenlere zorluk çıkaran bu insanlara sadece şunu söylemek istiyorum, “Bizi hayvanlarımızla rahat bırakın!”

Devletin sokak hayvanlarına bakması gerekiyor ama onlar da belli ki halkımız bakıyor sanıyor. Fakat o bakıyor dedikleriniz bırakın kendileri bakmayı bizim bakıp ilgilenmemize bile izin vermiyorlar. Kovuyorlar, dövüyorlar. Hayvanlar bu insanlar yüzünden aç kalıyor!

“Çöpleri karıştırsalar yeter” deniyor ama bağlayıp attıkları çöp poşetlerinin ağzını ben bile çözemiyorum. Kaldı ki çöpleri karıştırmasınlar zaten, etraf pisleniyor üstelik koku yapıyor. Bazı parklarda kedi evi var ama kedi yok, biz bakalım.

Devlet halk bakıyor sanıyor ama halk bakmıyor, üstelik bakmak isteyenlere de engel çıkarıyorlar. Özellikle kedi o kadar çok ki, her sokakta 10-15 tane. Yani görüntü de kötü, hastalık da olabilir. Aç kedilerin inleyip yalvarması, sırnaşık kirli ve pis görüntüleriyle ayaklarımıza dolaşması, hatta binaların içine girmeleri oldukça rahatsız edici.

Öte yandan bu hayvanlara bakmak isteyen samimi hayvan severler var. Hayvanları sevmeyen diyeceğim ben onlara, bu kimselerin engellemeleri büyük sorun.

Lüks semtlerde zengin bölgelerde belki böyle sorunlar yaşanmıyor, her kedinin köpeğin bakanı edeni var; ama işte gelişmemiş bölgelerde insanların anlayışları da gelişmemiş oluyor. Böyle yerlerde insanlar bile belki aç kalırken hayvanların ne durumda olduklarını bir düşünün.

Kapının önüne su koymuş, iyi etmişsin ama karnı aç olduktan sonra suyu ne yapsın. Bakkal market önlerindekiler yani çarşıdakiler daha şanslı. Aslında çok bir şey gerekmiyor ama insanların vurdumduymazlığı.

Devlet (özellikle o yerin belediyesi) bilsin ki sokak hayvanlarına vatandaş bakmıyor. Yani yarısı bakmak istiyorsa yarısı bakmıyor üstelik sana da baktırmıyor. Zavallı hayvanlar gözümüzün önünde ölüp gidiyorlar. Yaşamak biz insanlar için zor ise hayvanlar için imkânsız! Hayvanların yiyeceğinden nolur, tek neden duyarsızlık!

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..