Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ocak '10

 
Kategori
Eğitim
 

Sokakta yaşayanlar var

Sokak çocuklarının mevcutluğunu, evsiz insanların günümüzde de var olduğunu bunların rakamla ifadesini duyunca irkildim. Annesiz ve babasız yavruların soğuk günlerde ki sıkıntılarını biz anlarız dersek doğru olmaz. Ancak onları anlayanlar, onlar gibi hayatta yaşamış olanlardır. Yani sokakta kalmış olanlar onların sıkıntılarını gerçekten bilirler. Sokak çocuklarının çektiği ızdırabı anlayanlar vardır. Yılın en soğuk gecelerinde ve gününde nasıl geceleri sokakta yaşanır anlayamayız bizler. Sadece sokak çocukları değil gerçekten evsiz, yurtsuz olan insanlarımız da haber bültenlerine konu oluyor.

İnsanın kanı donuyor. Kişi olaraktan dua yapmaktan başka çaremiz yok. Soğuklarda özellikle biz evlerimizde üşüdük diyoruz. Demeye hakkımız var diye düşünüyoruz. Kaloriferci beş dakika geç yaktı diye yöneticilerimize sitem ediyoruz. Kendimizce çok haklıyız belki sokakta kış şartlarında kalmakta zorunda olanları düşününce insanın içi burkuluyor. Düşününce bile insanı tuhaf duygular sarıyor. Soğuğun ne demek olduğunu ilkokul yıllarından bilirim. Elimize okulda yakmak için kesilmiş odun alır giderdik. Okuyan bütün çocuklar sınıfın sobasında yakmak için odun getirirdik.

Nöbetçilik sırası olan odun getirmeyenleri öğretmene bildirirdi. Böylece öğretmen çekincesi ve soğuk korkusuna bağlı olarak günlük odun götürürdük. Kışın sertti o zamanlar. Mesafede vardı okulla ev arasında. Parmaklarımın ucunun sızladığı günler aklıma geldikçe içim yine acır. Hele bazen o kadar soğuk olurdu ki, parmaklarımız ısındıkça daha da sızısı artardı. O soğuk günler bizim için çok zordu. Hani gün hesabına döksek ne kadar zamandır ki… Ama şimdi eviniz yoksa sokakta kalıyorsanız, yirmi dört saatiniz değil tüm zamanınız sokakta ve soğukta. Hayatı yazan değil, konuşan değil, yaşayan bilir. Evsizlik o kadar zor olmalı ki, mülkiyeti bile bize ait olmadığında tek istediğim iki odam olsun bana yeter arkadaş diyen birçok insan dinledim. Geçenlerde genç birisi kaloriferli daire de ikamet etmekte. Nasıl gidiyor daire de işler dedim? Kömür parası, yakıcı meselesinden illallah dedim, dedi. Bu işler bize göre değil. Dileğim odur ki, iki odası olan evimin olmasıdır. Uğraşmak, söylemek, mekâna sahip çıkmamak yıldırdı beni dedi. Evimiz olmalıdır. Sokakta hayatın çok zor olduğunu anlıyoruz diyoruz lakin ne derece anlıyoruz. Çevremizdeki imkânı kıt olanlara sahip çıkmasını bilmiyoruz daha. Komşumuzun derdi bizim derdimiz olmamış ki daha. İnsan olarak sorumluluk duymalıyız. O sokakta yaşamak zorunda kalan insanımızın sıcak ortama kavuşması gerekmekte. Kurumlar sahip çıkmaktadır elbette. Kişiler sokakta yaşamak zorunda kalırken sebepleri çoktur. Her bireri benim hayatım roman olur der. Hayatları değil onların her anı roman bence. Kaloriferin geç yakılmasını dert edinen bizler biraz insaf etmemiz gerekiyor. Sobanın tavının geçmesini evliliğin hitamı görenlerin vicdanlarına havale edilmesi gerekir. O insanda sıcak ortamda yaşamak istiyor. Basit meseleleri büyüterek önemli sosyal realiteleri atlıyoruz. Bir kişinin acısı hepimizin derdi olması gerekir. Sokakta yarın insanımızdan birisi vefat ederse bu hadiseye kulak veririz. İnsanımızı, değerimizi kaybetmeden bilelim bir kez de. İnsanları sevmek derken, sevinçlerinde evet derde, sıkıntılarında insanımızın derdini duymazsak bu gerçekten insan sevgisi midir? Değerlerimiz bize bunu önermiyor. Dünyada herhangi bir kişinin acısı, soğukta kalması, dert çekmesi hepimizi ilgilendirmeli. Soğuklardan ve evsizlikten bizleri koru Ya Rab.

 
Toplam blog
: 375
: 678
Kayıt tarihi
: 12.07.08
 
 

Mehmet Şener 1964 doğumluyum, Burdur-Gölhisar'da yaşıyorum. Doğum yerim Burdur/Atınyayla . Lisans..