- Kategori
- Gündelik Yaşam
Sokakta Yürüme Adabı
Salıyorum kendimi caddelere sokaklara, gözlerim fildir fildir, beyaz çorap sivri burunlu kundura.
Oramı buramı oynatarak yürüyorum iyi ki kız değilim; başka türlü dikkat çekemiyorum çünkü çok sıradanım çoookkk!
Ben böyleyim ya sokaklar böyle değil.
Niye böyle değil? Sokak bu ya gezme tozma yeri.
Bir yerden bir yere gidenler, işi var, birini görecek, alışveriş edecek…
Hiçbiri caddelerin sokakların işi değil…
Köşede patatesçi ya düşünebiliyor musun?
Caddeye sokağa neden çıkılır? Dolaşmak hava atmak için.
Caddede sokakta yürümenin adabı yoktur; zaten buna yürüme de denmez salına salına gezersin.
İnsanların en güzel halleri en rahat oldukları durumlardır; cak cak sakız çiğneyen, dondurma yalayan, kucağına düşecekmiş gibi yanından süzülüp geçen…
Sokaklar caddeler eleştiren ayıplayan kişilere yasak olmalı.
Amacınız yoksa kalabalıksınız varsa alabalıksınız.
Ne zaman İstiklal Caddesini bir baştan bir başa gitmişim yanımda cazibeme dayanamayarak oltama takılan bir hatunla dönmüşüm.
Sokaklar caddeler bu iş içindir.
Yok şu şunun elini tutmuş, sarılmış filan… Bırakın bu işleri ya. Bir ülkede dünyaya ait olan tek yer caddeler sokaklardır, caddeye çıktığımız zaman dünya vatandaşıyız.
Caddeler sokaklar hiçbir kuralın geçmediği yerlerdir, ambiyansını bozmamak için ölemezsin bile.
Caddeyi sokağa yol olarak düşünenlere acıyorum; böyle yerler özel yerlerdir ve buralarda özel insanlar bulunur.