Sökeli yazar Samim Kocagöz'ü andık

Sökeli ünlü yazar Samim Kocagöz ( 1916- 1993 ) 22 Ekim 2010 cuma günü Söke Sanat, Edebiyat ve Kitap Günleri programı kapsamında saat: 10.45 - 12.00 saatleri arasında ilkin Söke Hacıhalil Paşa Halk Kütüphanesi bahçesinde ve daha sonra Bağarası, Akçakaya Köyü'nde bulunan özel aile mezarlığında ( gömütünde ) topluca sanatçı dostlarıyla birlikte anıldı. " Kalpaklılar" adını taşıyan özel hazırlanmış bir çelenkle ruhu şad edildi. Kütüphanedeki özel odası gezildi, anıları bir kez daha yaşatıldı. Samim Kocagöz'den sonra Şair Halil Kocagöz ve kız kardeşleri öykü yazarı Ferzan Gürel'in ( 1919- 2009) ve diğer Kocagözler'in aile mezarlıkları tek tek ziyaret edildi...

Hacıhalil Paşa Halk Kütüphanesi'nde , Kocagöz’ü anma töreninde şu kişiler yer aldı:

Vecihi Timuroğlu, M. Şerif Onaran, Leziz Onaran, Yunus Bekir Yurdakul, Hüseyin Alemdar, Cengiz Bektaş, Ümit Yaşar Işıkhan, Hüseyin Peker, Bülent Tuna, Belediye Başkan Yrd. Levent Tuna, Ahmet Uysal, Talat Avcı, . Abdülkadir Güler, Ziya Gürel, Etem Oruç, Hüseyin Akkaya, Nimet İncedal, Necati Maldar, Cemal Şimşek ve Kütüphane personeli hazır bulundu.

Hacıhalil Paşa Halk Kütüphanesi bahçesinde yapılan anma toplantısında: Önce yeğeni ressam ve yazar Ziya Gürel, Sökeli yazar Leziz Onaran, Mustafa Şerif Onaran, Belediye Başkan yardımcısı Levent Tuna, Beşparmak Dergisi Genel Yayın Yönetmeni şair Talat Avcı, eğitimci yazar Etem Oruç, araştırmacı şair ve yazar Abdülkadir Güler Sami Kocagöz hakkında anılarıyla ilgili birer konuşma yaptılar.

Ziya Gürel: " Dayımı ( Samim Kocagöz )'ü anarken hiç hüzünlenmiyorum. Ben de küçükken ona özenerek yazmaya başladım. Anneme sordum, bunca kitapları nasıl okuyacağım "dedim. Daha sonra dayıma beş öykü gönderdim. Bu konuda bana güzel önerileri oldu. Bu önerilerle ilgili anılarımı ver düşüncelerimi Talat Avcı ile birlikte Beşparmak Dergisinin geçmiş sayılarında değerlendirdik. Burada Talat Avcı’ya teşekkür ediyorum.

Dayım Samim Kocagöz, toplumcu ve gerçekçi bir yazardı. Anılarını "Bu da Geçti Yahu " adını taşıyan bir kitapta topladı. Giresun'da askerlik görevini yaparken, çok sıkıntılar çekti. Solcu olduğu için hatta dışlanmıştı, O’nu burada tutuklaşmışlardı.. Dayımın yazı ve öykülerinde çevre anlatımı yok, daha çok insan üzerine odaklanmıştır. O araştırmacı bir yazardı, milli mücadele tarihimize tarihimize ışık tutan “Kalpaklılar “ adını taşıyan romanı ve Söke’ yi de “Nabi’nin Park Kahvesi “ adlı eserleriyle tanıtmaya çalışmıştır.

Dayım solcu olduğu halde bazı solcu yazarlar tarafından dayımın feodal bir yapıya sahip olduğunu eleştirenler de vardı. Aslında dayım gerçekçi ve toplumcu bir yazardı. Onun Türk edebiyatında ve Söke Ovası’nda ayak izleri vardır.

Leziz Onaran: Benim çocukluğum Söke’de geçti. Vahide anneleri annemin bir aile dostu idi. Samim Kocagöz’ün eserlerinden “Bir Şehrin İki Kapısı ( Nabi’nin Park Kahvesi ), Söke’yi baştanbaşa konu eden bir romanıdır. O gerçekçi bir yazardı. Sökeliler biraz onu yanlış anladılar.Onun Söke’de iki dönemi vardır, Sökeliler Samim Kocagöz’e sahip çıktı. Saygıyla anıyorum.

Levent Tuna: Samim Kocagöz babamın arkadaşı idi. Onun adını 20 yılönce bir sokağa verdik. Samim Bey inandığı için yazıyordu, Gerçekçi ve toplumcu bir yazardı. Gerçekçi görüşlerinden dolayı bazı Sökelileri rahatsız etmişti.Samim Bey iyi bir yazar olduğu kadar, aynı zamanda iyi bir sporcu idi. Baban onun okuldan kaçtığını ve top peşinde koştuğunu anlatıyordu bizlere...

M. Şerif Onaran: Samim Kocagöz’ün kaleme aldığı Nabi’nin Park Kahvesi’nde aynı zamanda çalışıyordu, arkadaşları kahveye geldiklerinde “iki sade, bir orta kahve “dediğini hâlâ hatırlıyorum. Gerçekçi bir yazardı, saygıyla anıyorum.

Etem Oruç: Samim Kocagöz’ü rahmetle anıyorum. Söke'lilerden bir ricam olacak: Halk kütüphanemizin bahçesinde onun bir büstü dikilmelidir. Sanatımıza, kültürümüze değer veren Söke'lilerden ve Söke belediyesinden bunu bekliyoruz.

Talat Avcı: Samim Kocagöz iyi bir öykü yazarı idi, Onun Türk edebiyatında ayrı bir yeri vardır. Atatürk’ün 9 Şubat’larda Söke’ye geldiği günlerde Söke Kapalı Spor Salonu’nda Samim Kocagöz’e protokol da yer vermemişlerdi. Bunu “Bu da Geçer Yahu “ adını taşıyan kitabında okumuştum. Samim Kocagöz bir yerde ihmal edildi.

Abdülkadir Güler: Ben romancı ve öykü yazarı Samim Kocagöz’ü 1963’ler de Diyarbakır’da öğrenci iken, Varlık Dergisi’nden izliyor ve yazılarını buradan keyifle okuyordum. 1986 yılında Söke İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nde Şube müdürü iken, Sökeli Şairlerle birlikte Söke Ticaret Lisesi'nde bir şiir şöleni hazırladım. Bu şölenden sonra “ Sökeli Şairler Antolojisini “ hazırlamak, Samim Kocagöz’ü ve Halil Kocagözü’de bu kitabıma almak istedim.

Onu ziyaret etmek için iki kez İzmir’e gitmeme rağmen görüşmek kısmet olmadı. Rahatsız olduğunu söylediler. Daha sonra kendisine bir mektup yazdım, " şiirleriniz varsa, kitabıma almak istiyorum" dedim. O’da bana İzmir’den 09 Aralık 1989 tarihinde bir mektup yazmıştı. Mektubunda özetle aynen şöyle yazıyordu, bir tarihi belge bağlamında aynen sunuyorum:

“Benim şiirlerim yoktur. Şiiri severim. Sökeli Şair Ahmet Altümsek’i unutmayınız, Bu güldesteden dolayı sizi tebrik eder, başarılar dilerim” diyordu. Evet, konuşmacıların dedikleri gibi, Samim Kocagöz gerçekçi ve toplumcu bir yazardı. Rahmetle ve saygıyla anıyorum.

Bu konuşmalardan sonra topluca belediye otobüsüyle Bağarası’ndan sonra Akçaya köyüne gidildi. Mezarı başında saygıyla ve rahmetle yad edildi. Özel mezarlıkta bulunan tüm Kocagöz ailesinin mezarları ziyaret edildi. Halil Kocagöz’ün eşi ondan daha önce vefat etmiştir. Sevinç Kocagöz ( 1919 - 1991), Samim Kocagöz : ( 1916-1993), Sevi Kocagöz : ( 1935- 1981). Halil Kocagöz ise : ( 1930- 1984). Vahide Kocagöz: ( 1897- 1964), Şükrü Kocagöz :( 1886-1954), Kocagöz Ahmet kızı Sıdıka Keskinoğlu :( 1891- 1981), Şekip kızı Sabiha Kocagözoğlu: ( 24.05.1993 -11.10.2002 ), Dr. Şeref Gürel: ( 1908- 1971), Eşi Ferzan Gürel : ( 1919 - 2009 ), Ahmetoğlu Rahmi Kocagöz: ( 1894- 1951), Kocagözoğlu Halil Ağa: ( D....? / Ö: 13-8-1939 ), Kocagözoğlu Ahmet Kızı Sıdıka: (1891- 1981), Elisabeth Kocagöz: ( 1927- 2004), Necim Kocagözoğlu : (1921- 1993)...Kocagöz ailesi Söke'nin tanınmış ailelerindendir, hepsini yazamadım...

Halil Kocagöz eşinin mezar taşına şunları yazmıştır:

Özverin öyle büyük

Sonsuzlukta güneştir

Ey eşim ölümsüzlük

Sevgimle sana eştir.

Mezarları tek tek geziyor ve yazılanları okuyorum. Kocagöz ailesinden birinin mezar taşındaki şu dizeleri hepimizin dikkatlerini çekti ve hemen not aldım. Aynen yazıyorum : Osman Zade kızı ( 1880- 1960).

Dil hasta oldu bir zaman,

Tedriciyle bitti tüvan

Uçtu nihayet mürg-ü can

Çünkü harap oldu kafes...

Şair Halil Kocagöz’ün mezar taşında ise şunları okuyoruz:

Zamanla yaşam sonsuzdur evrene göre,

Oysa yaşanan uzunlukta zaman gelen gidene göre.

Başta Samim Kocagöz olmak üzere, Kocagöz mezarlığında bulunan ayrılıp giderken Söke'de iz bırakanları saygıyla ve rahmetle anıyorum. Türk kültürüne, Türk edebiyatına emekleri geçmiş ve Söke’de iz bırakmışlardır… Sözün özü hepsi saygıyla anılmaya değer insanlardır. Mekanları cennet olsun diyorum...