Sokma akıllı

Kendi aklı, kendisi dahil, hiç kimseye yaramayan insandır sokma akıllı... Ve kadını da, erkeği de birbirinden tehlikelidir; bu türden olan insanların...

Hiçbir konuda kendi aklına güvenemeyenlerin, " Sokma akıl, yedi adım gider! " sözünden de hiç haberi yoktur üstelik.

Ve başkalarının aklıyla, ehhh! Bi' derece idare edilebilse bile, kayda değer hiçbir sonuca ulaşılamayacağından da habersizdir; nerelere gitmesi, ne yapması gerektiğine bir türlü karar veremeyen bu tayfa!

Şimdi... Sokma akıllının birine:

- Koçum! Bırak başkalarının aklına uyup kendi yaşamını rezil rusva etmeyi... En kötü kararı bile verse, kişi, kendi aklının yolundan gitmeli...

Desem, eminim ki, bana şu türden bir cevap verir; sokma akıllının teki:

- O da ne demek abi? Başkalarının aklını bırakıp, kendi aklımın yolundan gitmek de, neyin nesi şimdi?

O da haklı, garibim... Sokma aklın zararını bilseydi, zaten kendi akıl yolundan şaşmazdı, adamım benim.

Sokma akıllı, yaşamındaki hiçbir şeyden emin olamaz bir türlü... Hani utanmasa, evinin yolunu bile başkalarına soracak belki...

Sokma akıllı insan modeli en çok Ortadoğu Arap ülkeleri ve tam gelişmiş hale gelemeyen, bizim gibi, gelişmekte olan ülkelerde görülür.

Çünkü bu ülkelerde, insanların büyük çoğunluğu, fazlasıyla dışa dönük, içsel, kişisel gelişiminden habersiz, vicdani değerleri, adalet duygusu tam olarak oturmamış, yaşanan her hatanın sorumluluğunu başkalarında arayan, kendisi hariç, herkesi suçlamaya çalışan bireylerden oluşur.

Bu toplumlarda yaşayanların büyük bölümü, " özeleştiri " diye bir olgunun varlığından habersizdir. Kişinin, kendisini eleştirmesini ,büyük kusur hatta kimi zaman da, büyük ayıplardan sayarlar. Onlara göre özeleştiri yapan kişi, bir şekilde kendi zayıflığını, kontrol edemediği bir zaafını itiraf etmiş olur.

Sokma akıllıyı bilemem. Ama bence insan, başkalarının da fikrini alıp daima kendi akıl yolundan yürümeli. Çünkü:

" Elden gelen öğün olmaz, o da vaktinde bulunmaz."

Not: Yazıda kullanılan görsel internetten alınmıştır.