Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Kasım '08

 
Kategori
Siyaset
 

Sol çıkışını arıyor mu? (16)

Sayın Derya Sazak; hemen her zaman, CHP karşısında konumlanan oluşumları desteklemiş birisidir. Her seçim döneminde, yeni oluşumlar hareketlenir; Derya Sazak'da, kenarından köşesinden bu oluşumları destekler. Niyetleri o olmasa da (ki ben niyetlerinin o olduğuna inanıyorum) solun, çok parçalı görüntüsünü belirginleştirirler halkın gözünde.

Tarhan Erdem, Derya Sazak, Zülfü Livaneli, Kemal Derviş, Hurşit Güneş gibi solcular(!); anlaşılmaz bir biçimde, Taha Akyol’la aynı çizgide durmaktadırlar neredeyse. Taha Akyol iyi(!) solu nasıl tanımlıyorsa onlar da aynı tanımlamaktadırlar.

Özellikle de seçimlerin öncesinde, “Yeni Oluşum” sendromuna yakalanır bu solcular(!). Seçimlerde, CHP’ye en küçük bir destekleri olmaz. Aksine ellerinden gelen zararı verirler. Seçimlerin arkasındansa, olağandışı bir yıkım tablosu yaratmaya çalışırlar. İşin kötüsü, bu çabalarını, solda bütünleşme adına yaptıklarını savunmalarıdır. "Birlik adına bölme çabası" bu kişilerin üstlendikleri birincil görevdir sanki. Bu görevlerini asla aksatmazlar.

Sayın Ece Temelkuran’ın; değerlendirmeleri gerçekten doğru değerlendirmeler… Hele bir değerlendirmesi var ki; "helâl olsun" dedirtecek netlikte. Ne diyor Sayın Temelkuran? "Benim fikrim odur ki, bu akıl tutulması sürecini, bu anlam karmaşasını, aydınların birbirine çarparak karşılıklı yok olmasını, zorunlu ideolojisizleştirilme operasyonunu ilk kez Türkiye yaşamıyor. Başka ülkelerin başka bir biçimde yaşadığı ‘renkli devrim’ sürecini Türkiye’de ılımlı İslam projesi ve bu projenin eski solculardan devşirip vitrine koyduğu yazar-çizerle oluşturulan fikri atmosferle yaşıyor. Bugün yaşadığımız süreç, Ortadoğu’nun ‘renkli devrim’ sürecidir."

Bu değerlendirmeye şunu da eklemeliyim: Eski solculardan devşirilip vitrine koyulan yazar-çizerlerden, kendi yazdığı gazetede de var.

Sayın Temelkuran, bir konuda yanıldı ne yazık ki. Devrim Sevimay’ın yazı dizisinde, gerçekten sesi duyulmayan gerçek solcuların konuşacağını zannederek; özlemini şöyle dile getirdi: "Devrim Sevimay’ın, net, doğrudan ve yalın sorularla yazı dizisi olarak başlattığı ‘Sol Tartışıyor’ yazı dizisi bu yüzden önemli. Bu gazetelerde, bu kâğıt yapraklarda biraz da doğruları söyleyenlerin, kafası net olanların ve ezilenlerin yanında duranların sözleri yayımlansın yahu! Eşitlikten bahsetmeden demokrasi nutku atanların; dini sorgulamadan özgürlükten söz edenlerin; iktidarın peşinden fare gibi koşup sol muhalefete aslan kesilenlerin verdiği derslerden bıktık!"

İktidarın peşinden fare gibi koşup sol muhalefete aslan kesilenler, bu yazı dizisinde de sahnedeydi. Söyleşide yer alanların çoğu, çok zaman sahnede olanlardı. Ben isterdim ki; benim gibi, sesini duyuramayanların sesi olsun bu yazı dizisi. Sol adına solu yaralayan yazar-çizerlere; sık sık, yaptıkları hataları anlatan yazılar gönderirim. Her ne hikmetse kendilerine küfredenleri dillendirirler de, düzeyli yanıtlardan hiç söz etmezler. Verecek yanıtları yoktur çünkü. Karşılarında, kandıracakları bir aptal olmadığını anladıklarında, görmezden gelmeyi seçer böyle insanlar. Yaptıklarını bilinçli olarak yaparlar çünkü. Solun iktidara gelmemesini, hatta güçlü bir muhalefet bile olmamasını yeğlerler. Çünkü onlar, solculuklarını satmışlardır. Ne karşılığında olduğunu bilemem. Ama sattıkları gün gibi ortadadır. Kendi beyni ile düşünenler görür ancak bu durumu. Hâlâ solun içindeymiş gibi görünmeleri, daha etkili olabilmek içindir. Kurgulanan senaryonun önemli aktörleridir bunlar. Solun asıl kurtuluş devinimi, böylelerinin dışlanması ile başlamalıdır bence.

Not: On yedinci bölümü, işini gücünü bırakıp CHP’ye yol göstermeğe çalışan sağcı Taha Akyol’a ayırdım.

 
Toplam blog
: 71
: 774
Kayıt tarihi
: 01.03.07
 
 

Emekli Öğretmenim. Anadolu Üniversitesi, AÖF, Eğitim Önlisans Programı mezunuyum. İlgi Alanım: Si..