Sol'da yeni parti acil bir ihtiyaçtır

DİSK Başkanı Süleyman Çelebi solda yeni bir partinin kurulacağına dair laflar etmiş ve bu kurulacak olan partinin içerisinde ilginç isimler yer alıyormuş. Yaşar Kemal, Kemal Derviş, Zülfü Livaneli, Ufuk Uras gibi ağır toplar diyebileceğimiz isimler.

Türk siyasetinin merkez solda siyaset yapacak olan ciddi bir partiye ihtiyacı olduğu yadsınamaz bir gerçek. Bu alanda ciddi bir boşluğun olduğu ve CHP’nin solda tümü ile bir yanılsama olduğu cümle alem tarafından görülmüştür ve anlaşılmıştır.

Bu sebepten dolayı yukarıda ismi geçenlerin katalizör görevini üstlenerek, küçük hesapların bir kenara bırakıldığı, basit siyasal çekişmelerin rafa kaldırıldığı ve tümü ile demokratik ve özgürlükçü bir kimlik ekseninde memleketin her yanında örgütlenecek, geniş halk yığınlarının ilgisini üzerinde toplayacak bir yapılanmaya gitmesi zorunluluktur.

Siyasetin solunda kendisini tanımlayıpta aktif siyasetin bir türlü içerisine girememiş ve birçok siyasal yapı içerisinde kendisine yer bulamamış geniş ve dinamik bir kesimin var olduğu muhakkak. Bu kesimin aktif bir biçimde bu yapılanmanın içerisine çekilmesi, kısa bir zaman dilimi içerisinde, önümüzdeki dönemde yapılacak ilk genel seçime hazırlanması zorunluluk halini almıştır. Dikkat ederseniz son yıllarda yaşanan onca siyasal gelişmeler içerisinde sol sadece fikirsel düzeyde tartışmaların içerisinde yer almış ama bir türlü siyaseten bu fikirlerini sürükleyecek bir kanal bulamamıştır. Oysa yaşanan onca siyasal gelişme içerisine derinlikli bir şekilde fikir üretebilen kanadın şu anda aktif siyasetin dışında kalmış olan sol yelpaze olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Dolayısı ile derinlikli fikirsel tartışmalarının sürükleyicisi olarak bu kesim AKP’den medet umar hale gelmiştir. Bu durumda son derece normaldir. Her ne kadar kimilerinin hoşuna gitmiyor olsada AKP’nin CHP’den daha solda olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Hele hele şu son yılların CHP’si tümü ile askeri vesayetçi ve bürokratik bir memur diktasının siyasal ayağını temsil ediyor olması geniş halk yığınlarının iyiden iyiye bu partiden uzaklaşmasına neden oldu.

Aslında CHP, Deniz Baykal döneminde izlemiş olduğu siyaset ekseninde aslına rücu etmiştir ve kurucu parti olması sebebi ile devletin ali menfaatlerini, halkın menfaatlerinin önüne koyarak devletçi, vesayetçi, bürokratik bir elitin, siyasal tarihide göstermektedirki, kimliğinde davranmasının hiçde garip kaçan bir yanı yoktur. CHP vesayetçi rejimin yılmaz savunucusu ve bürokratik elitin partisi olması sebebi ile solun hiçbir zaman bir arada anılmayacağı bir partidir. Bu yüzden acilen siyasetin sol yanına bir parti lazımdır ve en kısa zamanda bu parti halkın karşısına çıkarak programını açıklayıp, kendisini solda tarif eden o dinamik kitleyi şemsiyesi altında toplayarak örgütlenme çalışmalarına başlamalıdır.