Sol Üzerine

" ...Kılıçdaroğlu, önceki gün ODTÜ Mezunları Derneği’nde mezunların soruları üzerine “Türkiye’de sol sorunu var. Halktan ve sendikalardan koptu. Türkiye’de CHP dışındaki sol öldü” ifadelerini kullandı.

“Sol yok, sağımız güçlü. Bu yüzden sağa gidiyoruz. Çünkü oy alacağız, kimden alacağız? Sol sokağı göremedi” diyen Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Oturduk, sıcak evlerimizde gazete okuduk. Ankara’da sosyolojik uçurumlar var. ‘Ankara’nın öbür tarafına gidelim’ dedik mi? Altındağ’da bir aileye misafir olduk mu, onları misafir ettik mi? Onlar bunu yapıyor, biz yapmıyoruz. Rahata alıştık, tatillere gidiyoruz.”......

Bu alıntı İnternet haber sitesinden yapıldı. Daha sonra sol üzerine bir sürü fikir de dinledik. Aşağıda hasretle beklediğiniz gecikmiş siyasi analizimi okuyacaksınız.

CHP' nin sol olduğu iddiası için tartışmaya dahi gerek yoktur. Bunu geçelim zaten. Ancak bir şeyin ölebilmesi için önce var olması gerekir. Canlılar ölebilir, var olan maddi manevi herhangi bir şey ölebilir, yok olabilir. Ama önce ortak koşul varlıktır. Türkiye' de sol olmadı ki ölsün. Türkiye' nin en çok % 30' u sağ partilerin karşıtı oldu. Sağ partilerin karşıtı olmak sol olmak değildir ama öyle algılandı ve hatta öyle konuştuk hepimiz. CHP' nin yıllardır belediye başkanlığını kaybetmediği bir yer Kadıköy' dür. Kadıköy ise Bağdat caddesi ile ünlüdür. Şimdi bu semt mi solcudur eğer CHP sol temsilcisi ise. Bu semtin tamamına yakını tam kapitalisttir. Ama istemedikleri düzen Türk sağıdır. Yani aslında rahmetli Uğur Mumcu' nun Avrupa Hristiyan demokratları kadar olalım dediği gibi bir sağımız olsaydı itiraz etmezlerdi.

Sol, helede çağdaş bir sol olabilmek çok zordur. Çünkü o zaman analitik düşünceye geçmeniz gerekir. Analitik düşünmeye başlarsanız eğer o zaman bir çok sol tabanı! olabilecek kesimle yolları ayırmanız gerekir. Çünkü sendikal hak dediğiniz sırada zaten robotlara iş yaptırılmaya başlanmış ise kimin sendikal hakkını konuşacaksınız. O zaman yapmanız gereken işçi hakkını savunmak yerine insanları nasıl olurda işçi olmaktan çıkarıp kalifiye bir çalışan haline sokarız düşüncesini geliştirmektir.

Analitik düşünmeye başlarsanız eğer, üreten biziz, yöneten biz olacağız kavramının dışına çıkabilmeniz gerekir. Kol gücüyle üreten beyin gücü gerektiren yönetim sürecini icra edemez. O yüzden en fazla kol gücüyle çalışabilecek kitleler yaratmak yerine beyin gücüyle çalışacak çok daha az ama nitelikli insan kaynağı yaratmaya yoğunlaşmanız gerekir.

Analitik düşünmeye başlarsanız eğer, etrafa sert sert bakıp her türlü sosyal ve insani olanaktan yoksun varoşlarda süren yaşamı adeta yüceltmemeniz gerekir. Tam tersine onun yerine insanları tüm altyapısı tamamlanmış hadi ultra lüks değilse de son derece rahat konutlarda yaşatabilmeniz, yaşatabilecek düzenleri kurmaya çalışmanız gerekir.

Analitik düşünmeye başlarsanız eğer, çevreye, doğaya, yorum yapmadan değer vermeniz gerekir. Doğaya sahip çıkmayı doğa için istemeniz gerekir. Ormanı orman köylüsü de kesse karşı çıkmanız, onu orman kesmeyecek konuma (maddi , manevi) getirmeye çalışmanız gerekir.

Analitik düşünmeye başlarsanız eğer, sanatı sporu devletin propaganda aracı olarak değil bireyin en doğal en yaşamsal hakkı olarak kabul edip bunun için çalışmanız gerekir.

Analitik düşünmeye başlarsanız eğer çok kültürlülüğe, inanca, dile, herşeye bireyden başlayarak bakmanız gerekir.

Analitik düşünmeye başlarsanız eğer, bireyin hakları ile devletin organizasyonel varlığının optimum dengesini sağlamaya çalışmanız gerekir.

Nazım' ın yazdığı gibi " bir ağaç gibi tek ve hür, bir orman gibi kardeşçesine yaşamaya" çalışmanız gerekir eğer solsanız.

Sizce bizim hiç böyle düşünenimiz oldu mu?