Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Nisan '08

 
Kategori
Felsefe
 

Sol

Sol
 

Sol siyasal bir kimlik ve göreceli bir kavram. Bu nedenle günümüz solu artık ne sosyal demokratlıkla ne de sosyalistlikle tanımlamaz. İnsan kendi iradesiyle sosyalist olabilse bile solcu olamaz.

Solculuk toplumsal talepler, güç odakları ve resmi ideolojik yaklaşımlar karşısında nerede durduğumuzla ilgili bir olgu. Solculuk kendimizde var olduğunu sandığımız bir özellik değil, siyasi tavrımızın nasıl algılandığı ile bağlantılı bir tanımlama...

Artık bu değişim sürecinde topluma anlamlı gelebilecek bir sol yaklaşımın tek ön koşulu demokratlığı bir ideolojik tutum haline getirebilmeye dayalıdır.

Sosyalistim öyleyse soldayım diyenlerin dikkat etmeleri gereken; temel felsefe açısından liberalizmle sosyalizmin önemli benzerlikleri ortak zeminleri var ve bu ortak zemin çöktü. Bu iki ideolojide bilgiyi maddi bir etkileşimden tüketiyorlar; her ikisi de anlayışlarını iktisadi rasyonalizasyona bağımlı kılınmış edilgen bireylere dayandırıyorlar; her ikisi de homojen bir toplum varsayımına sahipler; her ikisi de normatif toplum modellerini topluma empoze eden ve bunu "bilimsellikle" cilalayan pozitivist bir yaklaşım içindeler; her ikisi de kamu sahasını açık veya zımni bir otoriteye teslim etme eğilimi içerisindeler; her ikisi de otoriter ve her ikisi de relativist bir ahlak anlayışına sahipler.

Değilse ne öneriyorsunuz?

Bunların hepsi aynı kaldığı sürece sağda solda yeni olamayacaktır. kendine bakamak kendi felsefi temelini sorgulamak demektir. Kendi ayak bağlarını tartışmayan bir ideolojinin dünyayı anlama iddaları hüzün vericidir.

Yeni sol eskinin gerçek bir özeleştirisine dayanabilir ve ancak klasik liberalizm ve sosyalizm ekseninin dışındaki bir pozisyona oturabilir.

Herhangi bir ideolojinin sol olabilmesi ancak özgürlük ve adalet arayışını, kendi felsefi temellerini pozitivizmden temizleme çabasıyla bütünleştirdiği takdirde mümkündür.

"Dolayısıyla bu ideoloji, bilgiyi insanın dışından gelen bir yansımaya değil, gerçeklikle insanın iki yönlü etkileşimine dayandıran; tarihin yönünü bilme safsatasını bir kenara koyabilen insanlar için "iyi" olanı dışardan empoze etme heveslisi olmayan; kısacası demokrat zihniyet üzerinde oluşturulmuş bir kavram çerçevesi içinde hayat bulacaktır."

Diyalektik eskisi kadar popüler değil bugünlerde, derdik ki nicelikler niteliklere dönüşürken herşey kendi zıddını yaratır ve hayat yükselen bir sarmal halinde akıp giderdi, derken bazılarımız fiziksel dünyada diyalektik aramanın tam bir şaçmalık olduğunu, ama bu modelin fikirler arenasında hiç de yabana atılmaması gereken bir anlama biçimi ürettiğini fark etti.
Zaman akıp gitmeye devam etti, asıl diyalektiğin algılamalar ile gerçekler arasında yer aldığını fark etmeyecekmiyiz?.

Ancak dünya nereye giderse gitsin hayalimizdeki olması gereken dünyadan uzaklaşmıyoruz, neden bu muhafazakarlık... Yoksa dışımızdaki gerçekliği anlamadığımız halde onun nasıl olması gerektiğini bilenlerdenmiyiz?

Solculuğun ön koşulu demokratlıktır tabi böyle bir derdiniz/yaranız varsa..

kaynak:
http://www.gazetem.net/etyenmahcupyan.asp
http://www.siyar.org/

 
Toplam blog
: 444
: 1284
Kayıt tarihi
: 13.09.07
 
 

MB zengin kültürel bir eksen; düşüncelerimizin buluştuğu, tartıştığımız, birbirimizi etkilediğimi..