Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Mayıs '14

 
Kategori
Güncel
 

Soma'da yanan ateş!

Soma'da yanan ateş!
 

Soma'da yanan kömür değil, canlardı...


Konuşacak sözlerin çokluğu, insanı bazen dilsiz yapar. Konuşamaz olursun. Kızgınlığını, küskünlüğünü, kırgınlığını, üzüntünü, kederini, çaresizliğini yüreğine gömer tüm çığlıkların sessizleşir. Ne zordur için kan ağlarken çığlıklarını yüreğine gömmek.Tıpkı kömürleşmiş bedenlerin kızamaz hesap soramaz olması gibi.Tıpkı gözlerinden boncuk boncuk akan yaşı silemeyen bir yetimin çaresizliği gibi. Yavrusunu o kara madende kaybeden ananın, babanın, kardeşin, eşin "bu maden beni de benim canımı da  alsın" diye haykıranların, semaları inleten ahları vahları gibi...                 

 

 

İşte böyle musibetler ortaya koyuyor eksiğimizi, yanlışlarımızı, kusurlarımızı. Keşke bu acılara sebep olan yanlışlar, ihmaller önceden tahmin edilerek önlemler alınabilse idi. Maalesef keşkeler sorunu çözmüyor... 

Ne çok acılar yaşadık toplumca ne çok canlar verdik toprağa. Yakın zamanda Van depremi, Gölcük depremi, maden ocaklarında gruzi patlaması sonunda giden binlerce canların izi hala hafızalarımızda.Görünen o ki, yaşanan onca musibetler ders olmamış, etkili olmamış ki, Soma'da da aynı sebeple facia başımıza geldi. Acaba cezalar mı yetersiz, vicdanlar mı katılaşmıştı ki; biraz daha fazla kazanabilmek uğruna başka alternatifi olmayan çaresiz insanlar, önlem alınmadan, gereği yapılmadan uygunsuz ortamlarda çalıştırılmaya devam ediliyor.

 

Soma'da acı ve şokun yanında; şaşkınlığı ve yok artık! Diyecek kadar  kızgınlığı da yaşadık...

Eskiden, mahallemizde yakın komşularımızdan tanıdıklardan veya akrabalardan birinde cenaze olduğu zaman annem bize evde televizyon, radyo, teyp gibi eğlenceyi çağrıştıran aletleri açtırmazdı. Cenaze evine saygısızlık olur der biz de onlarla birlikte üç gün yas tutardık. Ne güzeldi bizim örflerimiz, adetlerimiz, geleneklerimiz. İnsanların birbirlerine, acılarına, yaslarına saygı duyması...

 

Şimdi bırakın birlikte yası acıyı paylaşmayı saygı duymayı yüreği yanan acısı çöreklenmiş bir cenaze sahibinin tepkisine tahammül gösteremeyecek kadar vicdanı katılaşmış birinin tekmelemesi, tokatlaması üzüntü verici. İşin kötüsü birilerinin de bu çirkin davranışı haklı göstermeye çalışması ne acı.. Zaten olmayan güveni tamamen yok etmiştir.

Başsağlığı ziyaretinin amacı gideni geri getiremeyiz, lakin acınızı paylaşıyoruz bu manada elimizden ne gelirse yapmaya hazırız. Yanındayız yakınındayız mesajı vermektir. Acıları, stresi gerginliği arttırmak değildir. 

 

Onlar yürek yakan hikayeleri ile göçtüler bu dünyadan. Kimi oğluna sarılarak can vermiş, kimi ölmeden "hakkını helal et oğlum" notunu elinde saklamış, kimi "Abi beni bırakın Mahmut'u alın onun karısı hamile" diyerek kendi hayatını feda etmiş, kimi bilmem daha nice güzelliklerle gözçmüş güzel yürekli insanlar...Tüm bu güzel hasletler, erdemler aslında var olan ancak kendimizi hayat gailesine fazla kaptırdığımızdan dolayı nuttuğumuz Çanakkale, Kurtuluş savaşlarını kazandıran ruhu hatırlattı bizlere. Onlar bu dünyadan göçerken unuttuğumuz insanlığımızı da hatırlattılar.   

 

Bu acıların son olmasını, artık cennet gibi güzel ülkemde insanların yok yere pisi pisine ölmesini engelleyecek önlemlerin en kısa zamanda alınmasını ve insana saygının, adaletin, hak ve hukukun, güvenin herşeyden önemli ve öncelikli olduğu bilincinin yaygınlaşmasını diliyor ve umuyorum.

 

Bu vesile ile Soma maden işletmesinde hayatını kaybeden maden şehitlerimize rahmet, geride bıraktıkları gözü yaşlı yakınlarına sabır, metanet ve mücadele ile geçirecekleri bir yaşam diliyorum.


Muhabbetle

Hanife Mert

 
 
Toplam blog
: 149
: 4363
Kayıt tarihi
: 08.06.12
 
 

Anadolu Üniversitesi İktisat  mezunuyum. Emekli muhasebeciyim. Felsefe, İlahiyat, Sosyoloji ve Ps..