Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Mayıs '14

 
Kategori
Güncel
 

Soma'daki katliamın müsebbibi kar hırsıdır!

Soma'daki katliamın müsebbibi kar hırsıdır!
 

Soma, bir cinayettir; tarihe not düşülen!


Göz göre göre gelmiş Soma’daki patlama.

CHP’li vekiller, gözlerinin önünde sürüp giden ihmali, TBMM kürsüsüne taşımak için çırpınıp durmuşlar.

27 işçinin yaralanıp Yunus Güçlü’nün hayatını kaybettiği 20 Ekim 2013’de meydana gelen yangından sonra mesela CHP’li Sakine Öz sormuş:

“Yaşanan kazadan sonra Soma genelindeki maden ocaklarının iş ve işçi güvenliği açısından denetim süreçlerini gözden geçirecek, taşeron çalışma usullerini ortadan kaldıracak bir çalışmayı planlıyor musunuz?”

Bakanın cevabı “mevzuat hazretleri” şeklinde olmuş.

BU KADAR NOKSANLIK VARKEN!

Yapılan denetlemeleri eklemeyi de ihmal etmemiş.

Denetim listesine baktığınızda her seferinde noksanlık bulunmuş.

Her seferinde üç, beş, hatta 15 noksanlık!

Peki ne mi olmuş?

İdari para cezasıyla yetinilmiş!

Mesela CHP’li Özgür Özel, yeterli sayıda imzayı toplayıp, “4 Eylül 2012’de yaralanan 3 işçiden 1’i ölmüş, 4 Ekim 2012’de çıkan yangında 4’ü ağır 9 işçi yaralanmış ve 12 Kasım 2012 tarihinde çıkan yangında ise 2’si ağır 9 işçi yaralanmıştır. En son 20 Ekim 2013 günü aynı madende meydana gelen yangında 1 işçi hayatını kaybetmiş, 27 işçi yaralanmıştır” kronolojik bir hatırlatma yaparak başvurmuş:

 “Soma’daki tüm maden ocaklarında meydana gelen iş kazalarının ve yaşanan ölümlerin sorumluları ile nedenlerinin araştırılması, bu tür olayların tekrarının yaşanmaması için kalıcı çözümlerin bulunması ve kamusal yaptırım ve denetimlerin yeterliliğinin ölçülmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz”

Özgür Özel, Araştırma Önergesi için MHP ve BDP’nin de desteğini aldıklarını söylüyor.

Ne mi olmuş?

Gerek görülmeyip reddedilmiş!

Öznesi belirsiz yazdığıma bakmayın; AKP oylarıyla reddedilmiş!

Ne zaman?

20 gün önce!

20. günün sonunda, yani dün, alışılageldiği haliyle trafo patladı ve an itibariyle 201 işçi öldü.

Şimdi bütün bu olup bitenlere kaza denebilir mi?

Kaza da değil, kader de!

Kelimenin tam anlamıyla cinayet!

Aslında yabancısı değiliz bu cinayetlere.

Bugüne dek üç bin kişi hayatını kaybetmiş.

Kolunu, bacağını kaybeden; işitme ya da görme duyusunu kaybeden yaralıların sayısını bilmiyoruz.

DEV-MADEN-SEN Genel Başkanı Tayfun Görgün’ün, “burası özelleştirilmiş bir maden. Bu bölge metanlı bir bölge, bu nedenle  çok dikkat edilmesi gerekiyor. Son dönemde Çalışma Bakanlığı denetimleri zayıfladıTaşeron işçi çalıştırmak yaygınlaştı. Sendikalı işçi sayısı azaldı. Hem mühendisler hem de işçiler üzerinde inanılmaz bir üretim baskısı var” dediğini de hatırlatalım.

Kader” deyip geçiyoruz!

Kader denilen şey neden hep işçileri, emekçileri, yoksulları buluyor?” diye sormuyoruz!

Güvenliğin en yüksek noktada olması gereken maden ocaklarında her üç ayda bir elektrik kontağı oluyormuş; habire trafolar patlıyormuş!

Müfettişler habire noksanlık tespit ediyormuş!

KAR HIRSININ SONUCU!

Onlar “noksanlık” tespit ededursunlar, patron, bütün bu şikayetler yokmuş gibi, bir büyük gazeteye, ballandıra ballandıra “TKİ’nin 130-140 dolara mal ettiğini biz 23.80 dolara mal ettik” diyesiymiş.

Gazeteci, futbolda “muz” diye tabir edilecek ortayı, “kârlılığa ulaşmak nasıl oldu?” sorusuyla yapmış.

Patron hiç kaçırmamış; basıvermiş “voleyi”!

“Bizim mühendis ve işçilerimiz uzaydan gelmedi. Sadece işi iyi planlamak, özel sektörün çalışma tarzı devreye girdi o kadar” diye cevaplamış.

Bir özelleştirme güzellemesi yani!

Kapitalizm işte böyle bir vahşettir. Merkezine daha fazla kar hırsını koyar.

Neymiş?

Devletin 130 dolara yaptığını, özel sektör 23.80 dolara yapıyormuş; hem de kar ederek!

Patronlar yalnızca kar etmeyi hedeflerse; devlet özel sektör karşısında el pençe divan durursa, gazeteci sıradan insanın aklına gelebilecek soruyu sormaktan imtina ederse olacağı budur!

130 dolarla 23.80 dolar arasındaki farkı merak edenler, dünkü maden cinayetine iyi baksınlar;  o fark, 201 kişinin hayatına mal oldu.

201 cinayet!

İstatistiğin ötesinde bir şeyden; tam 201 eve düşen yangın bahsediyorum.

Yarın, öbür gün unutacağız olup bitenleri ve üzerine basıp geçeceğiz.

Kim bilir belki birileri şiir okuduğu için hapse atılmakla övünenlere şiirlerle bir hatırlatma yapar:

“Bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı/ Düşün altında binlerce kefensiz yatanı”!

 
Toplam blog
: 102
: 682
Kayıt tarihi
: 06.07.10
 
 

8 Ocak 1961'de doğdu. Ankara Üniversitesi Basın Yayın Yüksekokulu Gazetecilik ve Halkla İlişkiler..