Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Mayıs '14

 
Kategori
Güncel
 

Soma Maden Ocağı'da Ölen 301 Kişinin Ölümü Yazgı mıydı?

Soma Maden Ocağı'da Ölen 301 Kişinin Ölümü Yazgı mıydı?
 

Kömür işçisi (İnternet'ten)


Soma’da Maden Ocağında 301 İşçinin Ölümü Yazgı mıydı?

Maden ocağında ölüm bu insanların kara yazgısı mıydı? Bu kara yazgı değiştirilemez miydi? Bana göre yazgı (kader) değil; kazaların asıl nedeni denetimsizlik, eğitimsizlik, işletme hatalarıdır. Bu soruların bilimsel ve teknolojik yanıtını kuşkusuz işin uzmanları –fırsat verilirse- vereceklerdir. Eğer bu uzmanlar, baskı altında kalmadan özgürce çalışma ortamı bulabilirlerse. Bugüne değin maden kazasında ölen işçi sayısına –yüreğimiz yansa da-bakalım:

Türkiye'de şimdiye kadar kaç tane maden kazası yaşandı? Bu kazalarda kaç kişi öldü?

Türkiye'de maden ocağı kazalarında bugüne kadar 3 binden fazla işçi hayatını kaybederken, 1992'de meydan gelen ve 263 işçinin hayatını kaybettiği grizu faciası en fazla kayıp verilen kaza oldu.

Türkiye 'de, 1941 yılından bu yana maden ocağı kazalarında 3 bini aşkın kişi hayatını kaybetti. En fazla kayıp verilen kaza, 1992'de 263 kişinin öldüğü Zonguldak'ın Kozlu ilçesindeki grizu faciası oldu.

AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, 1941'den bugüne kadar Türkiye'nin birçok bölgesinde yer alan kömür ve diğer maden ocaklarında yaşanan, pek çoğu grizu patlaması, göçük ve yangından kaynaklı olmak üzere iş kazalarında 3 binden fazla işçi hayatını kaybetti. Bu kazalarda 100 bini aşkın kişi ise yaralandı.

Grizu faciasında 263 işçi hayatını kaybetti

Ülkede en büyük maden faciası, 1992'de Zonguldak'ın Kozlu ilçesinde yer alan Türkiye Taş Kömürü İşletmesine bağlı kömür ocağında meydana geldi. Buradaki grizu patlamasında 263 işçi hayatını kaybetmişti.

Türkiye İstatistik Kurumunca geçen mart ayında yayınlanan ve iş kazalarının sektörsel dağılımının yer aldığı rapora göre, Türkiye'de iş kazalarının en fazla yaşandığı sektör, "maden ve taş ocakçılığı" olarak belirlendi.

Geçen yıl iş kazalarının yüzde 10,4'ünün madencilik ve taş ocağı sektöründe görüldüğü tespit edildi. Elektrik, gaz, buhar, su ve kanalizasyon sektöründe iş kazası geçirenlerin oranı yüzde 5,2; inşaat sektöründe iş kazası geçirenlerin oranı ise yüzde 4,3 olarak gerçekleşti.

Türkiye'de şimdiye kadar yaşanan bazı maden ocağı kazaları şöyle:

7 Mart 1983: Armutçuk' ta grizu patlaması (103 ölü).

10 Nisan 1983: Kozlu'da grizu patlaması (10 ölü).

31 Ocak 1987: Kozlu'da göçük (8 ölü).

31 Ocak 1990: Bartın'ın Amasra ilçesinde grizu patlaması (5 ölü).

7 Şubat 1990: Amasya Yeni Çeltik'te grizu patlaması (68 ölü).

3 Mart 1992: Kozlu'da grizu patlaması (263 ölü).

26 Mart 1995: Yozgat'ın Sorgun ilçesinde grizu patlaması (37 ölü).

22 Kasım 2003: Karaman'ın Ermenek ilçesinde grizu patlaması (10 ölü).

8 Eylül 2004: Kastamonu'nun Küre ilçesinde yangın (19 ölü).

2 Haziran 2006: Balıkesir'in Dursunbey ilçesinde grizu patlaması (17 ölü).

10 Aralık 2009: Bursa'nın Mustafakemalpaşa ilçesinde grizu patlaması (19 ölü).

17 Mayıs 2010: Zonguldak'ta grizu patlaması (30 ölü).

8 Ocak 2013: Kozlu'da grizu patlaması (8 ölü).
13 Mayıs 2014 Soma (301ölü) Nedeni,açıklanamadı.

En çok ölüm, Soma Kömür İşletmelerinde. İkinci sırada 1992'de Zonguldak'ın Kozlu ilçesinde yer alan Türkiye Taş Kömürü İşletmesine bağlı kömür ocağında meydana geliyor. Buradaki grizu patlamasında 263 işçi hayatını kaybediyor. Dünyada maden kazalarında ölümler azalıyor ya da hiç olmuyor; bizde 301 ölümle en üst düzeye çıkıyor. Attila Sertel:”Türkiye ölümlü kazalarda Avrupa birincisi, Çin’den sonra dünya ikincisi.”olduğunu belirtiyor.

Soma Kömür İşletmeleri’ndeki ölümlerin neden kaynaklandığı hâlâ açıklanamadı. Trafo patlaması denildi, işçilerin çıkış yollarının kapanması sonucu karbondioksit zehirlenmesi denildi…denildi de denildi…

Peki, 1941’den bu yana 3 500’e yakın işçi kazalarda yaşamını yitiriyor da bugüne değin hangi önlemler alınmış?

Maden Mühendisleri Odası, çözüm önerilerini şöyle sıraladı:

Taşeronlaştırmaya iptal: Özelleştirmeler durdurulmalı, taşeronlaşma uygulamaları iptal edilmeli. Ucuz işgücüne dayalı ve örgütlenmeyi engelleyen çalışma anlayışı terk edilmeli.

Risk haritası: Riskli işletmelerle ilgili kapsamlı bir risk haritasının ilgili Bakanlıklarca hazırlanması ve denetimlerin buna göre yapılması gerek. Her işletmede risk değerlendirmesi yapılmalı, çalışması uygun olmayan işletmeler kapatılmalı.

İş güvenliği mühendisi parasını patrondan almasın: Teknik nezaretçi ve iş güvenliğinden sorumlu mühendis ücretini, denetlemek durumunda olduğu işyeri sahibinden alıyor. Bu durum mühendisin işletme ile ilgili kararlarında özgür davranmasını engellemektedir. Teknik nezaretçinin ve iş güvenliğinden sorumlu mühendisin özgürce karar verebilmesi ve görevini layıkıyla yerine getirebilmesi amacıyla, ücretini oluşturulacak bir fondan alması için yasal düzenleme acilen yapılmalı.

Sendikalaşmaya engelleri kaldırın: Örgütlenmenin ve sendikalaşmanın önündeki engellerin kaldırılması, çalışma yaşamı ile birlikte çalışanların sosyal ve ekonomik yaşamlarının da iyileştirilmesi zorunlu.

İş güvenliği yatırımlarını artırın: İşçi sağlığı ve iş güvenliği yatırımları teşvik edilerek desteklenmeli.

Mevzuatı değiştirin: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından çıkarılan İş Kanunu ve ilgili yönetmelikleri, madencilik sektöründe etkin denetlemenin yapılabilmesi bakımından yetersizdir ve ciddi sakıncalar içermektedir. Gözden geçirilerek madencilik sektörünün özellik arz eden sorunları da göz önüne alınarak yeniden düzenlenmeli.

Kaza sonrası: Kaza sonrası organizasyon ve koordinasyonun, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bünyesinde kurulacak bir birim tarafından yürütülmesi, buna ilişkin planlamaların bu birim tarafından geliştirilerek kaza sonrası yaşanan belirsizliklerin giderilmesi büyük önem arz ediyor.

Acil eylem planı: Kazaların oluşmasına neden olan etkenlerin; ilgili kurum ve kuruluşların koordinasyonu ile acil olarak bir eylem planı hazırlanması gerekmektedir. Ulusal ölçekte oluşturulacak bu yapının; kazaların önlenmesi için gerekli risk haritalarını çıkarması, gerekli planlamaları ve eğitimleri koordine etmesi, ilgili yasa ve yönetmelikleri tekrar gözden geçirerek sahanın ihtiyaçlarına uygun olarak yeniden düzenlemesi ve iş güvenliği kültürünün geliştirilmesi için çalışmalar yapması gerek.

Her vardiyada maden mühendisi: Tüm maden işletmelerinde maden üretimi, mutlaka yeterli sayıda maden mühendisi nezaretinde yapılmalıdır. İşyerinde her vardiyada daimi olarak maden mühendisi bulundurmayan işletmelere üretim izni verilmemeli.

Denetim mühendisleri: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, denetim elemanı olarak yararlanacağı maden mühendisi kadrolarını çoğaltarak denetimlerini artırmalı.

 Enerji ve  Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın madencilikten sorumlu birimi olan Maden İşleriGenel Müdürlüğü'ne, yasa ile "madencilik faaliyetlerinin iş güvenliği ve işçi sağlığı ilkelerine uygun yürütülmesini takip etme" görevi de verilmiştir. Bu kuruluş, madencilik sektörünün ihtiyaçlarına yönelik olarak yeniden yapılandırılarak, iş güvenliği ile ilgili denetim birimini oluşturmalı, personel kadrosu gerek nicelik gerekse nitelik bakımından geliştirilmelidir.

Mesleki denetim: Maden Mühendisleri Odası'nın görevi ve yasal hakkı olan mesleki denetimin engellenerek üye denetimini yeterince yapamaması da sorunların çözümünü zorlaştırmaktadır. Bu çerçevede gereken yasal düzenlemeler zaman geçirilmeden yapılmalı. (TK)

Yaşam  Odaları

—30 günün üzerinde yaşama şansı

—Kişi başı günlük 2 bin kalori yiyecek

—Kişi başı günlük 1 litre içme suyu

—Telefon bağlantısı

—Oksijen deposu

—Klima

—Elektrik için batarya sistemi

—Karbondioksit temizleme filtreleri

—İlk yardım çantaları

Dünyada nasıl kullanıyor?

ABD: 60 dakika içinde işçilere kurtarılma veya kaçış desteği verilmesini şart koşuyor. Bu da ABD Madencilik Bürosu’nun hazırladığı tüzükte belirtiliyor

İngiltere: Karmaşık düzenli büyük kömür madenleri için temiz hava ve acil yardım destekli korunma sahaları zorunlu olarak kabul ediliyor.

Avustralya: 2001 yılı devreye aldığı düzenlemeyle, sığınma, kişisel kurtarma ve kaçış istasyonlarının sayısı ve konumu gibi şartlar koşuyor.

Güney Afrika: 300 metreden itibaren sığınma odalarının çoğunda, hava, yiyecek ve takım gibi transferi sağlayabilecek transfer kanalları var.

Japonya: 1994’te hayata geçirilen düzenlemeyle kaçış odalarının çalışma alanlarına yakın olarak kurulması zorunlu hale getirilmiştir.

Almanya: Maden ocaklarında, çalışma alanı ile temiz hava çıkış noktası arası mesafenin yürüme ile 90 dakikadan fazla olması halinde kaçış odalarının bulunması şart koşulmuştur.

Çin: Kaçış odalarına yönelik herhangi bir düzenleme bulunmuyor. Ancak üretici şirketlerin daha çok Çin’de olması kaçış odalarının yaygınlaşmasını sağlıyor.( Hürriyet)

Bu önerilerin dikkate alındığını sanmıyorum. Dikkate alınsaydı; bu kadar ölüm olmazdı. TV kanallarında, kazadan-kaza denilirse-üç hafta öncesinde çıkarılan kömürlerde ısınma sezilmiş. Çıkarılan kömürlerdeki sıcaklık, felâketin habercisi değil mi? “Sığınma odaları”nın bulunmayışı ölümlerin artış nedeni değil mi?

Şili’de bir maden ocağında ”sığınma odası” olduğu için kaza sonunda 33 işçi, 69 gün sonra sağlıklı olarak dışarı çıkıyor. Soma Kömür İşletmeleri işçilerine başsağlığı, geçmiş olsun dileklerini iletiyorlar.

Soma’da işçi ücretleri:  2.250 TL En yüksek maaşı alan başçavuşların aylık ücreti,2.150 TL çavuşların aylık maaşı,1.900–2.000 TL 1. sınıf ustaların aylık ücreti,1.700–1.800 TL 2. sınıf ustaların aylık ücreti,1.500–1.600 TL 1. Yedek denilen usta yardımcılarının ücreti,1.300–1.400 Vasıfsız işçilerin aylık ücreti.

AKP’nin kömürü ile holding patronu olan Alp Gürkan, madenden yılda 135 milyon lira kazanıyor.(17 Mayıs 2014 Sözcü)

Maden Mühendisleri Odası, Zonguldak'ta 30 maden emekçisinin ölümüne "kader" diyen Başbakan Recep Tayyib Erdoğan'a " Bu anlayış, bilim ve teknolojiyi dışlayan mantığın açık bir yansımasıdır. Bilimsel veriler iş kazalarının yüzde 98'inin önlenebilir olduğunu gösteriyor. Kazaların kader olmadığı, mühendislik bilim ve teknolojisinin uygulanmasıyla engellenebileceği bilinen bir gerçek" diye yanıt verdi.

Kazada 301 işçinin ölüm nedenleri:

1.      Gaz sensorlarının kapalı olması nedeniyle, karbon monoksit gazı ölçülememiş.(Sensor ya da algılayıcı, otomatik kontrol sistemlerinin duyu organlarına verilen addır. İnsanların çevrelerinde olup bitenleri  duyu  organlarıyla algılamasına benzer biçimde,makineler  de sıcaklık,  basınç, hız ve benzeri değerleri algılayıcıları vasıtasıyla algılarlar).

2.      Madenden çıkan kömürlerin sıcak olması,bir işçi,madendeki kömür içten içe yanıyordu; maden bir bomba gibiydi ,diyor.

3.      İşçilerdeki maskenin ,5 TL’lik toz maskesi olduğunu , oysa 300 TL’lik maskenin olması gerekliliğini işçiler söylüyor.

4.      Risk analizleri yapılmamış ;yapılsaydı,tehlikenin nasıl geleceği saptanabilirdi.

5.      Ağaç destekler,yangının hızlanmasına ve artmasına neden olmuş.

6.      CHP Manisa Milletvekili, Soma’daki madenlerin durumunu Meclis’e getirmiş. Önergeyi, MHP, BDP de desteklemiş; ama AKP’nin “hayır” oylarıyla önerge reddedilmiş. Başbakan Erdoğan, olaydan sonraki konuşmasında önergede “Soma” yoktu, diyor. Önergeyi veren Manisa Milletvekili, nasıl oluyor da “Soma” olmuyor? Meclis tutanaklarında vardır.

7.      “Yaşam odaları”nın olmayışı,

8.      İşçi sağlığı, iş güvenliği önemsenmeyişi,başlıca nedenlerdir.

Sonuç

 Enerji Bakan’ı Taner Yıldız Türkiye’yi yasa boğan Manisa – Soma’daki maden faciasının olduğu işletmenin başka bir Ocağını 9 ay önce açılışını yapmıştı. Bakan Yıldız, açılışta iş sağlığı ve iş güvenliğini birinci sırada tuttukları için maden ocağından övgüyle bahsetmişti.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız 9 ay önce Manisa’nın Soma İlçesi’ndeki Işıklar Kömür Ocağı’nın açılışını yapmıştı.

. Sizler el emeği, göz nuru ve alın teri dökerek bunu kazanıyorsunuz bizim burada yapmamız gereken sizin işlerinizi kolaylaştırmaktır. Demiş ya şair, `Yüz karası değil kömür karası, böyle kazanılır ekmek parası’Bir avuç kömüre, canlar verilerek kazanılan ekmek parası. Diğer yandan Zonguldak’ta 115 kömür işçisi kadrosu için 4000 kişi başvuruyor. Bu da ülkemizdeki işsizlik boyutunu gözler önüne seriyor. İşçiler, iş için ölümü bile göz alıyorlar.

AKP iktidarı, acıları dindireceği yerde, Başbakan Erdoğan, işçilere, işçi yakınlarına hakaret etmiş, vatandaşını yumruklamış; müşaviri Yusuf Yerken, yere düşen vatandaşı tekmelemesine karşın doktordan 7 günlük iş yapamaz raporu almıştır.

Hatice Giray, kaza yerinin fotoğrafını çekiyor; Başbakan ilgilinin başından tutup çekmesinin “İsrail dölü ne kaçıyorsun?”dediğinin görüntüleri yayınlanıyor TV kanallarında. Müftü diyor ki :”Fazla feryat figan etmeyin, ölenler rahatsız olurlar diğer dünyada.”

İşçiler, işten atılırız korkusuyla konuşmuyorlar. Müfettişler, işverenden maaşlarını aldıkları için göstermelik denetim yapıyorlar

Kömür çıkarma maliyetinin düşürülmesi ve işverenin kazancının artırılması için işçi feda edilmiştir. En az girdilerle elde edilen kömür, Türkiye’nin tümünde, belli bölgelerde dağıtılarak oya dönüştürülmüş; AKP baskıcı, yasa tanımayan iktidarı pekiştirilmiştir.

Son söz

. Yazgı (kader) değil; kazaların asıl nedeni denetimsizlik, eğitimsizlik,işletme hatalarıdır. Bilimsel, yansız araştırma ve incelemeler sonucunda elde edilen bulgular ışığında risk analizleri yapılarak bu tür iş kazaları aza indirgenebilir. Yeter ki iktidar, işverenin yanında değil; işçinin yanında olsun; kapitale değil, emeğe değer versin. İşçilerin ölümü yazgı (kader) değildi.

Rabia için göz yaşlarını tutamayan Türkiye Başbakan’ı Erdoğan,301 işçinin ölümünde gözünden bir damla göz yaşı akmamıştır; oysa tüm dünya duyarlığını göstermiş,tüm ülke insanı göz yaşı dökmüştür.

 Yaşamını yitiren tüm işçilerimizi saygıyla anıyorum, anacağım. Yaralılara da geçmiş olsun, dileklerimi iletmeyi borç bilirim.

 
Toplam blog
: 391
: 2555
Kayıt tarihi
: 04.12.12
 
 

Hüseyin BAŞDOĞAN, 1942'de Malatya- Arapgir'de doğdu.Arapgir Ortaokulunu, Diyarbakır Öğretmen Okul..