Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Mayıs '09

 
Kategori
Deniz Mahsulleri
 

Somon, beyaz şarap ve CNN

Daha işten eve gelirken hayalini kurmaya başlamıştım bile... Önce evimin yakınındaki süpermarkete gidecek, vahşi alaska somonu ve yanına beyaz şarap alacak, biraz sonra yemek yiyecek olmanın verdiği içgüdüsel bir mutlulukla arabama atlayıp evime doğru yol almaya devam edecektim. Aynen planladığım gibi, evimin yakınındaki süpermarkete geldim, arabamı parkettim ki kendisi bir kırmızı şimşektir, telaş-mutluluk karışımı bir çeviklikle arabamdan çıkıp markete doğru ilerlemeye başladım. İçeri girdiğimde bir karar vermem gerekiyordu.

Acaba tekerlekli, metal market arabalarından birisini mi almalıydım yoksa elde taşınan küçük kırmızı plastik sepetlerden mi, alışveriş için. "Alacağın 2 parça şey oğlum, abartma" diyerek sepeti aldım ve kararlı adımlarla balık reyonuna doğru ilerlemeye başladım. İşte, orada benim güzelim somonlarım tüm pembelikleriyle sereserpe duruyorlardı. "Can I get a wild salmon filet, please?" diye önceden hazırladığım cümlemi kurdum oradaki esmer görevliyi görünce. Muhtemelen Meksika'dan buralara daha iyi bir yaşam için gelmiş olan görevli eleman, yüzündeki -tabikide- sahte gülümsemesi ile somonumu tarttı, sardı, ve evet, bana uzattı. "Thank you". Bu memlekete geldiğimden beri bendeki kibarlaşma durumu da ayrı bir yazı konusu, şimdilik geçelim. 16 dakika sonra evde balığımı sevinçle pişirirken bunları zerre kadar hatırlamıyor olacaktım muhtemelen. 16 dakika sonraya "hızlı sarma" yapalım o zaman...

İşte evimde ocağın başındayım, beyaz şarabım dolapta, balığım ise teflon tavada hafif hafif pişmekte. Somon balıkları zaten oldukça yağlı oldukları için ekstra yağa gerek olmadan teflon tavada çok güzel pişiyorlar efendim. Üstünü de kapatmalısınız ki yüksek basınç ve sıcaklık altında her tarafı eşit bir şekilde -eşite yakın diyelim- pişsin. Yaklaşık 13 dakika bir tarafı, 13 dakika da diğer tarafı üzerinde pişirdikten sonra, artık somonum yenmeye hazırdı. Ahşap mutfak dolabımdan hepsi birbirinin aynı olan beyaz seramik tabaklarımdan birisini -ki 3 tane var zaten- çıkardim. Balığı teflon tavadan özenle alıp tabağıma koydum (Şimdi karnım acıktı bunu yazarken). Yine ahşap olan tepsime yerleştirdim. Az önce açmış olduğum beyaz şarabı da yine dolaptan çıkardığım kadeh özentisi bir bardağa doldurdum ve o da tepsideki yerini aldı. Yine az önce özene bezene yapmış olduğum, marul, salatalık, kırmızı lahana, domates, maydanoz ve acı yeşil biberden olusan, zeytinyağlanmış ve limonlanmış salatamı da tepsiye yerleştirdim. Şu anda dünyada benden daha mesut birisi olabilir miydi? Olamazdı. İnsanın bu yemek yemeye basşamadan 1-2 dakika önceki mutluluğun benzerini köpeklerde sizin onlara yiyecek birşey vermek üzere olduğunuzu anladıkları zamanda görebilirsiniz. Enerjiye ihtiyacı olan bedenin, ona ulaşmak üzere olduğu sıradaki tarif edilmez mutluluğu işte:)

Neyse efendim, televizyonun karşısında CNN'i izlerken afiyetle az önceki el emeği ve göz nurlarımı mideye indirirken aklıma bu yazıyı yazmak geldi. Balık yiyelim, balık yedirelim, sağlıklı beslenelim, hayat bayram olsun...

 
Toplam blog
: 3
: 1434
Kayıt tarihi
: 06.05.09
 
 

Merakli biriyim. Bu nasil calisiyor, yapraklar neden yesil, ruzgar niye esiyor, gunes neden sicak gi..